Bülent Arınç'ın tavsiye ettiği dizi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, birlikte kahvaltı ettiği esnaf ve sanatkarlara Seksenler dizisini seyretmelerini tavsiye ederek, “Hepiniz Muhteşem Yüzyıl'ı izliyorsunuz. Hepiniz Çalıkuşu'nun peşindesiniz. Seksenler'ler dizisini izlemiyorsanız büyük kayıptasınız" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği üyeleriyle (BESOB) düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi. Kendisinin TRT, Anadolu Ajansı, basın yayın ve RTÜK'ten sorumlu olduğunu ifade eden Arınç, “Bütün televizyonlarda diziler var. Bu dizilerin içinde kadın olursa, aşk, dedikodu, entrika olursa izleyicisi çok oluyor, reytingi bol oluyor. İyi de ne kalıyor? Bunu kadınlarımız sabahtan akşama kadar izliyor. Bazılarına gözyaşı döküyor, bazılarının içlerindeki nefis, ‘Ah keşte ben de böyle olsam' diyor. Lüks hayat özlemi çekenler var içinde. Bazı da bu yüzden işini, hayatını ailesini kaybetmiş insanlar, bu entrikaları gördükçe hayıflanıyor. Biz kamu yayıncısı olarak TRT'de reyting peşinde değiliz. İnsanları mutlaka bu yollara sevk etmek için pahalı yatırımlar ve ismi bilinen insanlara yüz binler vermek suretiyle bunun da kasamızdan, kesemizden ödenmesine razı değiliz. Biz insanımızı düşündürecek, hoşuna gidecek, eğlendirecek, ona istikamet verecek, onun aile olarak izleyebileceği diziler yapmaya mecburuz dedik. Karar aldık. Bizim aile kanalımız var. TRT1. Burada aile dizilerimiz var. Mesela ‘Fakir Oğlan Zengin Kız' diye bir dizimiz var. İsteyen aradığını orada bulsun. İsteyen ‘Kızıl Elma' dizisini izleyin ama içinde sevgi olsun, aşk olsun, milliyetçi hisler, vatan, bayrak olsun, herkesin fakire, yoksula yardım sevgisi depreşsin. Biz bunları istiyoruz.

GEÇMİŞTE AİLE DİZİLERİ VARDI

Geçmişte bazı aile dizileri vardı. Bunlar genelde mahallerde cereyan ederdi. Biz bunlara mahalle dizisi derdik. Benim de Meclis Başkanıyken bir bölümünde rol aldığım ‘Ekmek Teknesi dizisi vardı. Dizinin konusu bir kahvehanede geçerdi. Mahallenin gençleri, yaşlıları oraya gelirler, sohbet ederlerdi. O dizide Heredot Cevdet diye bir karakter vardı. İstanbul nasıl fethedildi? Gazi Osman Paşa Plevne'de ne yaptı? Bunun gibi yararlı konular heyecanla anlatılırdı. Biz onun hastası olmuştuk. Bizim böyle bir diziye ihtiyacımız var dedim. 'Bir mahalle dizisi olmalı' dedim ve başardık. Şimdi Seksenler dizisini yaptık. İzlemeyeniniz çoktur tabii. Başka dizilerin meftunu olan insanlar var karşımda. Hepiniz Muhteşem Yüzyıl'ı izliyorsunuz. Hepiniz Çalıkuşu'nun peşindesiniz. Onu bunu dinliyorsunuz. Hatta evin bir odasında bir televizyon, diğer odasında bir başka televizyon var. Hanım, 'Sen git ona bak. Şimdi Çalıkuşu'nun vakti' diyor. Onlar da güzel olabilir ama biz mahalle dizisine bakkalı, kahveciyi koyduk. Pastanesi olan Sami efendiyi koyduk. Bu dizi bütün dizileri solladı, şimdi tek başına reyting rekorları kırıyor. Neden biliyor musunuz? Pastaneci Sami efendide insan kendini buluyor. Sami efendi de muhacir kardeşlerimizden biri. Konuşması hoşumuza gidiyor. Onunla güzel vakit geçiriyor ama çok güzel bir insan. Annesini çok seviyor. Annesi de çok aksi. O da Fato. Ama konuşurken gelinine bir çarpıyor. Oğlunu sever gibi görünüyor. Torununu daha çok seviyor. Fato anne ile daha güzel vakit geçiyor. Sami'nin evinde olanlar, orada Bakkal Mehmet, manav Mustafa, onun yanında bir başkası. Bakın izlemiyorsanız büyük kayıptasınız. Onu izleyin, madem ki esnafsınız, madem ki sanatkarsınız, o karakterlerden birisi de sizindir” diye konuştu.

“TÜRKİYE'DEKİ KRİZLER UNUTULDU”

Türkiye çok büyük krizler atlattığını söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“11 seneden beri bunları unuttuk ama 2000'i, 2001'i unutmayın. 1999'u 70'li, 80'li yıllardaki krizleri unutmayın. Her an Türkiye'de kriz çıkabilirdi. Hem de çok basit sebeplerden dolayı ama istikrar oturunca kimse artık bunu bozamadı. Bozmak istese de bozamadı. Ne dışarıdaki global ekonomik kriz ne de içimizdeki birtakım hainlerin ortaya saldığı yalanlar, iftiralar istikrarı bozamadı. 'Bir bozulsa' diyorlar, 'Bir işler tersine dönse' diyorlar. Kar işin devamındadır. İşinize devam edeceksiniz. Büyüteceksiniz. Geliştireceksiniz, daha çok insan çalıştıracaksınız belki. Aramızda bunun çok güzel örnekleri var ama elinizin emeği bile olsa, günlük kazancınızı temin edecek noktada iş yapsanız bile, mutlaka o işi en güzel şekilde yapmamız lazım.”