Medine kahramanı 'Şükrü Paşa' hikayesi
Tarihçi-yazar Ahmet Anapalı Medine kahramanı Fahrettin Paşa gibi destansı bir zafere imza atan Şükrü Paşa’nın hikayesini anlattı.
Ülke TV ekranlarında yayınlanan Odak Noktası programında Mustafa Yıldız’ın konuğu olan Tarihçi-yazar Ahmet Anapalı, Balkan savaşlarına, Çanakkale savaşına ve Trablusgarp savaşına katılan Şükrü Paşa’nın Edirne savunmasındaki müthiş başarısını anlattı.
40 GÜN SAVUN DEDİLER 155 GÜN SAVUNDU
Ahmet Anapalı Şükrü Paşa’nın Edirne savunmasını şu sözlerle anlattı, ‘Balkan savaşları sırasında Şükrü Paşa’ya giderler ve derler ki bak paşam 40 gün savunman lazım. 40 gün savun bu iş bitiyor. Şükrü Paşa tamam der ve Bulgarlarla öyle bir savaşır ki tam 5 ay 5 gün. 155 gün boyunca öyle bir savunma yapar. Bulgarlar ve Yunanlar bir adım dahi ilerleyemezler.’
ÇARIKLARINI KAYNATTIRIP KIZARTTIRDI
Savaş sırasında gıda ve mühimmat konusunda büyük sıkıntılar yaşandığını söyleyen Ahmet Anapalı, Şükrü Paşa’nın bütün askerlerine ayaklarındaki çarıkların derisini kaynatıp usturayla ince ince kesmelerini ve kızartarak yemelerini emrettiğini açıkladı.
Anapalı, destansı hikayelere imza atan Şükrü Paşa’nın askerlerine ağaç kabuklarını yedirme hikayesini şöyle anlattı,‘Bulgarlar Edirne’yi aldığında yerlerde açlıktan ölmüş askerleri ve ağaçların gövdesindeki kabukların insan boyundaki kısmının olmadıklarını görür. Fahrettin Paşa nasıl Mekke ve Medine’yi savunurken çekirge yedirdiyse Şükrü Paşa da Edirne’yi savunurken askerlerine ayakkabılarını ve ağaç kabuklarını yedirmiştir ve büyük bir başarıya imza atmıştır.’
ŞÜKRÜ PAŞA’NIN VASİYETİ
Ahmet Anapalı, canlı yayında Şükrü Paşa’nın vasiyetini şu sözlerle açıkladı, ‘Evlatlarım, eğer düşman savunduğumuz bu hatları geçtikten sonra Edirne’ye girerse ve ben ölürsem kendimi şehit olarak kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın. Etimi kuşlar ve itler kopartarak yesinler. Fakat savunma hattımız bozulmadan düşmanla savaşırken şehit düşersem kefenim, lifim ve sabunum çantamdadır. Beni yıkayın ve buraya gömün. Benden sonraki torunlarım gelir mezarıma bir dua ederler.’
Anapalı, Şükrü Paşa’nın çantasına kefenini, lifini ve sabununu koyan 60’lık bir mareşal olduğunu, salonlarda oturup rütbe alan askerlerden birisi olmadığını da sözlerine ekledi.
