Diriliş Ertuğrul dizisindeki ‘’Kızıl Elma’’ vurgusu nedir?

TRT ekranlarının vazgeçilmezi haline gelen Diriliş Ertuğrul dizisinde dün akşam yayınlanan yeni bölümünde Kızıl Elma vurgusuyla olay yarattı. Peki nedir bu kızıl elma? Haberimizin detayında…

Diriliş Ertuğrul dizisindeki ‘’Kızıl Elma’’ vurgusu nedir?
Diriliş Ertuğrul dizisindeki ‘’Kızıl Elma’’ vurgusu nedir?
GİRİŞ 11.01.2018 10:45 GÜNCELLEME 11.01.2018 10:45

Çarşamba günleri izleyicileri ekran başına toplayan ve ilgiyle izlenen Diriliş Ertuğrul dizisi yine reyting rekorları kırdı. Diriliş Ertuğrul'un 101. bölümünde Ertuğrul Bey, "Kutlu Türk beyleri, bu gazayla yalnızca Karacahisar'ın fetih yolunu açmış olmayacağız. Nikea'nın (şimdiki İznik) ve Constantine'nin de fetih yolunu açmış olacağız" şeklinde konuştu. Ve bu konuşmadan sonra gündeme bomba gibi düştü. Peki kızıl elma nedir, nerededir? Kızıl elmanın Osmanlı’daki önemi nedir? İşte detaylar...

"HEDEFİMİZ KIZIL ELMA'DIR"

Türk beylerine yaptığı konuşmasında Ertuğrul Bey, "Eğer oraları fetih etmek bize nasip olmasa dahi, inanırım ki; neslimizden bir kahraman gelip inanmış ordusuyla, Constantine'nin surlarına dayanıp şanlı islam sancağını o surlara dikecektir"

Karacahisar, Nikea (şimdiki İznik), Constantine bize dar gelir. Hedefimiz Kızıl Elma'dır. Yani güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar olan tüm cihandır. Gaza bizim, gayret bizim, zafer Allah'ındır" sözleriyle gündeme bomba gibi düştü.

KIZIL ELMA NEDİR?

Kızıl elma, Türkler arasında cihan hakimiyetinin sembolüdür. Bazen Türklerin yaşadıkları bölgeye göre  daha batıda, ulaşılması gereken bir yer, bazen de bir  ülkenin önemli bir yapısının üzerinde parıldayan altından  yapılma bir yuvarlaktır. Bu top zaferin işareti, hakimiyetin veya fethedilmek üzere seçilmiş yerin  sembolü olarak kullanılmıştır. Kızılelma motifi Türklerde çok eski inançlara ve töreye dayanır. Yenisey Yazıtları’na göre, Barlık suyu boyunca oturan Oğuzları, buradan hep batıya doğru yürüten güç Kızılelma olmuştur. Bu bakımdan Kızılelma çok güçlü bir fetih idealinin sembolü olmuştur. Örneğin, Ergenekon Destanı’nda Kızılelma, Ergenekon’dan çıkma ve eski yurda yeniden sahip olma idealidir. Ulaşılması gereken, ülkeleri ele geçirmek için fetihleri amaç haline getiren bir semboldür. Türkler hangi yöne giderlerse gitsinler ulaşacakları zafere, ulaşmadan önce Kızılelma adını vermişlerdir.

Hazar Denizi’nin doğusundan gelen Oğuzlar, Hazar kağanının çadırının üzerinde bulunan ve hakimiyetin sembolü olan altın topu ele geçirmeyi amaç edinmişlerdir. Kızıl elma ideali buradan İran’daki Türklere, onlardan da Osmanlılara geçmiştir. Osmanlıların fethetmek istedikleri yerlerde bir Kızıl elma’nın varlığına inandıkları ve bunu ele geçirmek için çabaladıkları görülmektedir.

“HAKKIN BENİ GÖNDERDİĞİ YER”

Kimine Vaktiyle “Kızıl Elma’ya!” sözü, askeri cesaretlendirir, zaferin şifresini çözerdi. İyi de, Kızıl Elma ne idi, nerede idi? Kimine göre Kızıl Elma somut bir semboldür. Bizans tahtının üzerinde veya Ayasofya kubbesinden sarkan ve Hazreti İsa’ya ait olduğu söylenen altın top yahud Ayasofya önünde İmparator Iustinianus heykelinin elindeki altın küre sebebiyle İstanbul Kızıl Elma olarak anılmıştır. Fetihten az evvel bu küre düşmüş ve bir daha yerine konamamış; bu da Bizans’ın düşüşüne işaret sayılmıştı. Üstelik imparatorun eli yeni fâtihlerin memleketi olan doğuyu gösteriyordu.

İstanbul’un fethinden sonra, Papalığa ait San Pietro Kilisesi’nin bakır renkli kubbesi veya mihrabındaki altın toptan dolayı Roma Kızıl Elma sayıldı. Roma’nın fethedileceğine dair hadîs-i şerif sebebiyle Müslümanlar Roma’nın fethini hedef edinmişti. Bundan dolayı Kızıl Elma tabiri en çok Roma için kullanılmıştır. Yıldırım Sultan Bayezid, cülûs tebriki için gelen ecnebilere, “Roma’ya kadar gidip, atımı San Pietro mihrabında yemleyeceğim” demişti.

Zaman ilerleyip fetihler arttıkça Kızıl Elma mefhumu da değişmiştir. Evliyâ Çelebi Kızıl Elma’nın cihan hâkimiyeti idealinin hedefini teşkil eden ve Hıristiyanlığın merkezi pozisyonundaki altı meşhur “Frenk Şehri” olduğunu söyler. Bunlar Kızıl Elma Sarayı’nın bulunduğu Budin, Kızıl Elma Kilisesi’nin bulunduğu Estergon, İstolni Belgrad, çan kulesinde altın top asılı Sen Stefani Kilisesi sebebiyle Beç (Viyana) ve Köln gibi fetih planı içindeki şehirlerdir. İlk üçü Macar, diğer ikisi Avusturya Kralı’nın pâyitahtı idi. Budin’in fethi üzerine şairler padişahı Kızıl Elmayı aldığı için tebrik eden şiirler yazmıştır. Sâbit’in mısraı şöyle: Kızıl Elmayı tığiyle kim aldı şah dedim tarih. Hayretî de der ki: Çıktı bir sahibi kemal dedi ana tarih/Şahım Kızıl Elma’yı ayva ile doldurdun.

Üç kıtanın birleştiği yerde devlet kurmadan evvel, Osmanlılar bunu millî vicdanlarında kurmuşlar ve bütün hamlelerinde o büyük ülkünün gittikçe uzaklaşan hudutlarına doğru atılmışlardır. Ana vatana her taraftan genişleyen bir harita çizilmiş gibidir. Gönüllerdeki bu haritanın türlü istikametlerindeki büyük merkezlerine hep Kızıl Elma denmiştir. Ömer Seyfeddin’in 1917’de yazdığı Kızıl Elma adlı hikâyesinde Kanuni Sultan Süleyman Kızıl Elma’yı “Hakkın beni gönderdiği yer” olarak tarif eder. Nitekim bu padişah arada bir askerlerin kışlalarını ziyaret edip şerbetlerini içer, sonra bardakları para ile doldurur, ayrılırken “Kızıl Elma’da görüşürüz” derdi. Asker de “Destiye kurşun atar, keçeye kılıç çalarız, padişahım seninle biz, Kızıl Elmaya dek gideriz” derdi. Yahya Kemal de bu ülküyle coşup şöyle söylemiştir:

‘’Çıkdı Otranto’ya pür velvele Ahmed Paşa, Tuğlar varsa gerekdir Kızıl Elma’ya kadar.’’

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
İsrail İran'a saldırdı! Türkiye'den son dakika açıklaması
Türk profesör 'Dubai' gerçeğini açıkladı!