Geriye, bir kalem, bir tesbih ve saat bıraktı

Ahmet Şişman'ın kızı, babasının dünyadan bir yolcu gibi geçtiğini belirtti: "Evde eşyalarını toplarken kitapları, kalemi, tesbih ve saatinden başka eşyası olmadığını farkettik"

Geriye, bir kalem, bir tesbih ve saat bıraktı
Geriye, bir kalem, bir tesbih ve saat bıraktı
GİRİŞ 31.07.2011 14:21 GÜNCELLEME 31.07.2011 14:21
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

 Türkiye'de birçok sivil toplum projesine öncülük eden, vakıf çalışmalarına her zaman omuz veren merhum Ahmet Şişman'ı iki hafta önce kaybettik. Arkadaşları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tabutuna omuz verdiği Ahmet Şişman, geride onlarca kalıcı eser ve hizmet bıraktı. Hayatını vakıf ve sivil toplum çalışmalarına adayan, 'ahirete faydası olacak bereketin nereden geleceği belli olmaz' düşüncesiyle Ensar Vakfı başta olmak üzere bir çok vakıf ve dernekte görev alan Ahmet Şişman'ı ailesiyle konuştuk. Yıllarca yönetiminde bulunduğu İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği 'nde (ÖNDER)buluştuğumuz Fatma Şişman 32 yıl aynı yastığa baş koyduğu eşini, kızı Saliha ile oğulları Sacid, Mustafa ve Abdurrahman ise 'ne kadar büyük hizmetler yaptığını vefatından sonra dostlarından öğrendik' dedikleri babalarını anlattılar.

HEP İŞİN MUTFAĞINDA OLMAYI TERCİH ETTİ

Ailesi Ahmet Şişman'ı vefatından sonra tanımış. Eşi Fatma Hanım ve çocukları, herşeyden önce hayatını hizmete adayan Ahmet Şişman'ın rahmet, saygı ve şükran duygularıyla anılmasının kendilerini çok onurlandırdığını dile getiriyorlar. Herkesin üzerinde hem fikir olduğu nokta onun gizli bir kahraman oluşu... Ahmet Bey'in tabutunun Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından omuzlandığını hatırlattığımız eşi Fatma Hanım, Erdoğan ve Gül ile arkadaş olduklarını söylüyor. Ülkeyi yöneten insanlarla böylesine yakın bir münasebette olmasına rağmen hiç bir zaman gözönünde olmadığını, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'yla aynı karelerde görünmediğini söylediğimizde ise Fatma Hanım daha ilginç bir noktaya temas ediyor: "Biz de eşimi vefatından sonra tanıdık desek yeridir. Neler yaptığını, hangi hizmetlerle uğraştığını, ülkeye nasıl faydasının dokunduğunu taziye sebebiyle evimize gelen, dostlarından öğrendik, öğrenmeye devam ediyoruz. Eşim her zaman mutfakta olmayı, herkesten önce elini taşın altına koymayı tercih ederdi. Bu yüzden çok fazla ön planda da değildi"

OKUMAYA ÖNEM VERİRDİ

Fatma Hanım, eşinin vakıf çalışmalarındaki en büyük önceliğinin eğitim olduğunu vurguluyor. Özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda öncelikle kendi aile çevresinden başladığını ve topluma da öncülük ettiğini ifade eden Fatma Şişman, "Eğitime çok önem verirdi. Ahmet Bey ile aynı zamanda akraba olmamız nedeniyle her iki ailede de gençlerin üniversite okumaları için çok telkinde bulundu. Yeğenlerinden Nazife' ye (Şişman) üniversite öncesi dil eğitimi alması, çeşitli dergilerde yazılarının yayımlanması konusunda ön ayak oldu. Yaptığınız işin akıllarda kalması için mutlaka bir farkındalık oluşturulması gerektiğini vurgulardı. 'Her ne yaparsanız yapın mutlaka sizden bir iz taşımalı. Herkes ezan okuyabilir, herkes hocalık yapabilir ama o ezanı ayrıcalıklı ve akılda kalıcı kılan hocanın o ezanı nasıl okuduğudur' derdi.

GERİDE SADECE KİTAPLARI KALDI

Ahmet Şişman, vakıf hizmetlerinin yanı sıra ailesinden devraldığı kereste ticaretiyle de meşgul oluyordu. Proje geliştirme meziyeti nedeniyle iş alanında da birçok girişimde bulunan ve ticari alanda da başarılı olan Şişman, Ensar Vakfı'ndaki çalışma arkadaşlarının anlattığına göre tüm kazancını yine vakıf çalışmalarında harcamayı tercih etti. Ailesi de Ahmet Şişman'ı kaybettikten sonra aslında onun şahsi hiç bir şeyinin olmadığını farketmiş. Babasının gerekirse araba koleksiyonu bile yapabilecek imkana sahip olduğunu ifade eden kızı Saliha, şunları söylüyor: 'Babam vefat ettikten sonra evde eşyalarını topluyorduk. Kıyafetlerini çalışma eşyalarını hususi parçaları ayırıyorduk. Hani insanların devamlı irtibatta oldukları çok benimsedikleri hususi eşyaları olur ya beni şaşırtan babamın bir dolmakalem, üzerinde adı yazılı bir tespih ve saatinin dışında kendisine ait bir eşyasının olmamasıydı." Saliha babasının dünyada en çok kitaplarla münasebetinin olduğunu vurgularken oğlu Mustafa Şişman ise şöyle diyor: "Ben sigara kullandığım için bana kitaplarla ilgili şöyle bir tavsiyesi olmuştu. 'Şu sigarayı içmek salaklık! Bir adam günde bir paket sigaraya beş lira vereceğine bir kitap alıp sadece arkasındaki yazıyı okusa ona yeter." Eşi Fatma Hanım ise Ahmet Şişman'ın kitaplarla olan ilişkisini şöyle anlatıyor: "Her akşam yatmadan mutlaka 15 dk kitap okurdu. Son iki senedir özellikle Almanca kitapları ve sözlüğüyle uyuya kalıyordu. Gece uyandığı zamanda salona geçer okumasına devam ederdi. Sabah kalktığımda salonda kitapları görünce, demek ki gece yine kalkmış çalışmış derdim. Her Almanya'ya gidişinde Türkiye ile ilgili tercüme edilebilecek kitapları getirirdi. Dünya'nın neyi takip ettiğini çok merak ederdi."

'HAYALLERİNE YETİŞEMEZDİK'

Ailesi Ahmet Şişman'ın akla hayale sığmayacak projelerin bile altından kalkabildiğini anlatıyor. Oğlu Mustafa, "Mevzu bahis babam olunca bize hiçbir şey hayal gelmiyordu. Memur zihniyetli olmayın, girişimden kaçmayın derdi. Mesela İmam Hatip Liseleri'nin çok kalabalık olması sebebiyle öğlen yemeği verilmesi imkânsız gibi görünüyordu. Bir çok insan yapılamaz diye karşı çıkmasına rağmen babam 'Siz başlayın gerisi bir şekilde gelir' diyerek projeyi başlattı. Şu anda 10 tane İmam Hatip Lisesi'nde öğlen yemeği veriliyor." En büyük oğlu Sacid Şişman babasının en büyük hayallerinden birisinin de Olimpiyat Stadı'nda 50 bin kişiye aynı anda iftar vermek olduğunu anlatıyor. Kur'an 1400 Platformu çatısı altında vermek istediği bu iftar projesinin çeşitli nedenlerle hayata geçirilemediğini kaydeden Sacid Şişman, " Ömrü yetseydi aile ve nesil fesadı yapan medya yayınları ile mücadele için "Temiz Medya Platformu" adı ile medyayı sivil denetime alacak çalışmanın önderliğini yapacaktı." diyor.

Abdurrahman Şişman: BABAMI DOSTLARI SAYESİNDE TANIDIM

Ailenin en küçüğü olan Abdurrahman, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü son sınıf öğrencisi. Babasının vefatından sonra O'nu daha iyi tanıdığını ve ne denli büyük hizmetler yaptığını daha iyi anladığını dile getiren Abdurrahman: "Benim büyüdüğüm dönemde babam gerek vakıf işleri olsun gerekse ticaret hayatındaki yoğunluğundan dolayı çok fazla evde olmazdı. O yüzden babamı dışarıda insanların anlattığı gözden tanıyorum desem yeridir... Cenaze sonrası dostlarımızın anlattıklarından sonra ailesi olarak biz bile şaşırdık."Diğer kardeşlerine nazaran babasıyla arasında birçok konuda daha fazla tatlı tartışmalarının olduğunu söyleyen Abdurrahman: 'Babam çok inatçı bir insandı. Babam sahip olduğu bilgi birikimiyle bizi çürütmeye çalışırdı. Ama asla baskıcı olmazdı. Araştırın gelin konuşalım derdi. Tabii sonunda yine O'na hak verirdim."

Fatma Şişman: BENİ HİÇ İŞİNİN GERİSİNDE BIRAKMADI

Minyatür ve hat sanatıyla ilgilenen Fatma Şişman'ı bu konuda da eşi Ahmet Bey yüreklendirmiş. Ahmet Şişman ile 32 yıllık bir yol arkadaşlığı olan Fatma Şişman hayatını bu denli hizmete adamış bir insanla bir hayatı paylaşmış olmaktan çok gurur duyuyor.

Ahmet Bey ile iş seyahatine gitmekten, vakıf toplantılarına katılmaktan hiç yorulmamış. Birçok kere yoğun tempodan kopup daha rahat nefes almak istediği zamanlarda bile sabırlı olmayı kendine düstur edinmiş. Fatma Hanım, eşi için "Ailesine çok düşkün bir insandı fakat birinci planda vakıf işleri ikinci planda ticari faaliyetleri üçüncü planda ailesi vardı. Ama beni hiçbir zaman işinin gerisine bırakmadı. Bazı toplantılarına benimde refakat etmemden hoşlanırdı."

Saliha Şişman: KİTAPLARINA SAHİP ÇIKACAĞIM

Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden mezun olan ailenin tek kızı, Keşkül Dergisi'nde asistanlık yapıyor. Babasının adeta dünyada bir yolcu gibi yaşadığını vefat ettikten sonra anladığını aktaran Saliha evde bulunan kütüphanenin de varisi. Saliha Şişman: "Mesela benim eğitimim o kitapları çok karıştırmam sebebiyle bir yere yöneldi. Her bakındığımda yeni bir kitap keşfedecek kadar büyük bir kütüphanesi vardı. Dünyayla olan ilişkisi hep kitaplar üzerindenmiş. O kadar çok kitabı var ki..."

Sacid Şişman: FİLM PROJELERİ BANA EMANET

Babasının vakıf işlerinde ve sosyal sorumluluk projelerinde en büyük yardımcısı olan Sacid, Marmara Üniversitesi İktisat mezunu. Ayrıca musikiye duyduğu ilgi nedeniyle konservatuarda yarı zamanlı musiki eğitimi almış. Sacid, babasının tamamlanmayı bekleyen 3 film projesi olduğunu ve bu projelerden iki tanesini tamamlamayı istediğini söylüyor.

Sacid şunları anlatıyor: 'Üç farklı film projesi vardı. Bir tanesi 'Tillo'dan Timbuktu'ya adlı dünyanın farklı yerlerindeki medreselerin varlığıyla ilgili belgesel niteliğinde bir film olacaktı. İkincisi simurg kuşu ile ilgiliydi. Üçüncüsünün içeriğini tam olarak biz de bilmiyoruz. Ama hep üç film projesinden bahsederdi."

Mustafa Şişman: HİÇ BASKI YAPMADI

Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun olan Mustafa babasının finansal işlerini ve ticari faaliyetlerini takip ediyor. 'Babam vereceğimiz kararlar, seçtiğimiz bölümler konusunda bizi tamamen özgür bırakmıştı. Eğitim hayatımız boyunca bizi hiç baskı altında tutmadı. Sadece bir çerçeve çizerdi, o çerçeve içerisinde yapmak istediklerimiz konusunda tercihi bize bırakırdı. Ben üniversitede okurken 'oğlum sosyoloji, işletme, iktisat vs ne okuduğun önemli değil, işini kolaylaştıracak olan sistemin nasıl işlediğini, alt yapıyı nasıl sağlam kurman gerektiğini öğrenmen derdi.'

Yeni Şafak - Pazar

YORUMLAR 1
  • adem güler 12 yıl önce Şikayet Et
    Allah Rahmet etsin. yapılanhızmetler gerçekten çok buyuk ve karşılığı yalnızca Allah tan beklenen hizmetler Allah emeklerının karşılıını cennet olarak versin...Amin
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Ebu Ubeyde’nin konuşmasının tamamını yayınlıyoruz... Bütün dünyaya duyurdu:Hazırlanıyoruz!
Son dakika haberi: Erdoğan'dan Alman gazetecinin sorusuna net cevap: O iş artık bitti