Sakız çiğnemek orucu bozar mı? Diyanet açıkladı!

Ramazan ayının gelmesi ile birlikte en çok merak edilenler arasında ‘’sakız çiğnemek orucu bozar mı’’ sorusu yer almaktadır. Bu karışıklığı gidermek için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından önemli açıklama yapıldı. Peki sakız çiğnemek orucu bozar mı?

Sakız çiğnemek orucu bozar mı? Diyanet açıkladı!
Sakız çiğnemek orucu bozar mı? Diyanet açıkladı!
GİRİŞ 14.06.2018 10:02 GÜNCELLEME 14.06.2018 10:03
Bu Habere 12 Yorum Yapılmış

Her yıl Ramazan ayının gelmesi ile birlikte sorulan soruların başında sakız çiğnemek orucu bozar mı geliyor. Bu konunun hükmü oldukça fazla araştırılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı açıklama ile sakız çiğnemenin orucu bozup bozmayacağı da açıklandı. Peki sakız çiğnemek orucu bozar mı? İşte detaylar…

SAKIZ ÇİĞNEMEK ORUCU BOZAR MI?

Diyanet İşleri Başkanlığının web sitesinde Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan “Dini Soruları Cevaplandırma Platformu”nda yer alan fetvada;

‘’Günümüzde üretilen sakızlarda, ağızda çözülen katkı maddeleri bulunduğundan, ne kadar itina edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınılması mümkün değildir. Bu sebeple bu tür sakız çiğnemek orucu bozar. Ancak “kenger sakızı” gibi katkısı bulunmayan sakızlarla daha önce çiğnenmiş olup içinde hiç katkı maddesi kalmamış olan ve çiğnendiğinde hiçbir eksikliğe uğramayan sakızların çiğnenmesi orucu bozmaz. Bununla birlikte, oruçlu iken bu tür sakızları çiğnemek mekruhtur’’ ifadeleri yer almaktadır. Peki mekruh nedir?

MEKRUH NEDİR?

Mekruh; yapılması dinen doğru bulunmayan, terk edilmesi istenen, yapılmaması yapılmasından daha uygun olan davranışlara verilen isimdir.

ORUCUN ÖNEMİ NEDİR?

Oruç Farsça'daki rûze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapça'sı savmve sıyâmdır. Savm kelimesi Arapça'da "bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek" anlamında kullanılır.

Fıkıh terimi olarak ise, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir.İmsak, Arapça'da, "kendini tutmak, engellemek" anlamına gelir. Orucun temel unsuru da (rükün) bu anlamdır. İmsak vakti tabiri, dilimizde, oruç yasaklarından (yeme içme ve cinsel ilişki) uzak durma vaktinin başlangıcı anlamında kullanılır. İmsak vakti, tan yerinin ağarması (fecr-i sâdık; bk. Namaz Vakitleri bölümü) vakti olup, bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur; bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başlaması vaktidir.

İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği vakit anlamında olup, güne- şin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti de girmiş olur.Gündüz ve gecenin teşekkül etmediği bölgelerde oruç süresi, buralara en yakın normal bölgelere göre belirlenir.

İmsakin, ikinci fecirle başlayacağı konusunda fakihler arasında görüş birliği olmakla birlikte, kimi fakihler bu hususta, daha ihtiyatlı olduğu gerekçesiyle fecr-i sâdıkın ilk doğuş anına, kimileri ise oruç tutanlar lehine olduğu gerekçesiyle ışığın biraz uzayıp dağılmaya başladığı zamana itibar edilmesini önermişlerdir.

Âyette orucun başlangıç ve bitiş vakti, mecazi bir anlatımla şöyle belirtilir: "...Fecrin beyaz ipliği (aydınlığı) siyah ipliğinden (siyahlığından) ayırt edilecek hale gelinceye kadar yiyip içiniz; sonra, akşama kadar orucu tamamlayın..." (el-Bakara 2/187).

İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmanın bir amacı olmalı ve bu iş bilinçli olarak yapılmalıdır. Bu amaç ve bilinç, orucun Allah rızâsı için tutuluyor olmasıdır ki kısaca "niyet" tabiri ile anlatılır. Bu amaç ve bilinç olmadığı zaman, meselâ imkân bulamadığı için veya perhiz, rejim, zindelik gibi başka amaçlar için bu üç şeyden (yeme, içme, cinsel ilişki) uzak durmak oruç olarak değer kazanmaz.

Oruç, Peygamberimiz’in hicretinden bir buçuk sene sonra şâban ayının onuncu günü farz kılınmış olup, İslâm'ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bu hususu "İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah'ı ziyaret etmektir (hac)" diyerek bildirmiştir (Buhârî, “Îmân”, 34, 40; “İlim”, 25; Müslim, “Îmân”, 8).

Orucun farz kılındığını bildiren âyetler de şunlardır:

"Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi, size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiştir; bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sayılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler; hasta veya yolcu olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir fakir doyumluğu fidye vermelidir. Daha fazlasını veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur; fakat yine de, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır" (el-Bakara 2/183-184).

Oruç tutmak, diğer ibadetlere nazaran biraz daha sıkıntılı olduğu için Allah, orucun farz kılındığını bildirirken, psikolojik rahatlatma sağlayacak ve emre muhatap olan müslümanların yüksünmesini engelleyecek bir üslûp kullanarak, oruç tutmanın önceki ümmetlere de farz kılındığını belirtmesi yanında, ayrıca orucu daha sıkıntılı hale getirmesi muhtemel iki durumu (hastalık ve yolculuk) oruç emrinin hemen peşinden geçerli mazeret olarak zikretmiştir. Bu üslûp, meselâ öteki ümmetlerde de bulunduğu anlaşılan namaz için kullanılmamıştır.

YORUMLAR 12
  • asl 5 yıl önce Şikayet Et
    Sakıza karşı dahi nefsine hakim olamayan daha büyük imtihanlarda nasıl vakar ve heybetli bir duruş sergilesin? Allah yardımcımız olsun..
    Cevapla
  • Dilek 5 yıl önce Şikayet Et
    Daha önce ağızda çiğnenmiş kokuşmuş sakızın oruçlu bir ağızda ne işi var ? Ne için bu sakız ağıza alınacak anlayamadım ! Oruçlu iken ağıza abdes suyundan başka hiç birşey alınmamalı !......
    Cevapla
  • Murat 5 yıl önce Şikayet Et
    Sakızı icat edenin Allah selametini versin
    Cevapla
  • eray akalın 5 yıl önce Şikayet Et
    Ayırca hasan isimli arkadaş konuyu bilmiyor.Milleti yanlış şeyler anlatması onu günaha sokcaktır.Yani esan dörde çeyrek kala okunuyor diye dörtte yemek yenmze diye bir şey yoktur. ezanı erkekne almak diyanetin yanlış kararıdır.diyanetin yanlış kararı yüzünden şu dakkadan sonra yemek yenmez oruc başlar diyemezsin.dersen günahkar olursun.vebali çok ağırdır.
    Cevapla
  • eray akalın 5 yıl önce Şikayet Et
    sahur ezan okuncaya kadar devam eder.ezan okunmasına yakın ağzını çalkalayıp niyet edersin.Ezanı erkene almaları sahuru etkilemez.imsak vaktine kadar sahur devam eder. yani ezan dörde çeyrek kala okunuyor diye ,bi şey yenmez diye bir şey yoktur.Bu yanlış bir uygulamadır.yemeği dörd bucuğa kadar yenir.yani işte gerçek ezan okunma vakti ne zamansa.O zamana yakın yenir. ezan dörde çeyrek kala okunsa da mesela dörd bucuğa yemek yeme hakkı da vardır.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Yeni gelişmeyi duyurdular! İsrail ve Hamas'tan beklenmedik ateşkes adımı!
İkinci Köksal vakası! CHP'li aday kapıyı DEM Parti'nin suratına çarptı: Şerefsizlere...