Oruç tutamayanlar ne kadar fidye vermeli? Diyanet 2018 fidye miktarı!

Sağlığı, yaşı, durumu el veren her müslümana farz olan Ramazan orucu bazı zaruri durumlarda eda edilemiyor. Bu hallerin başında hastalık, gebelik, seferi olmak gibi durumlar geliyor. Peki, bu durumda oruç tutamayanlar ne yapacak, ne kadar para ödeyecek? 2018 fidye kaç TL oldu? İşte konuya ilişkin merak edilenler...

Oruç tutamayanlar ne kadar fidye vermeli? Diyanet 2018 fidye miktarı!
Oruç tutamayanlar ne kadar fidye vermeli? Diyanet 2018 fidye miktarı!
GİRİŞ 14.06.2018 12:20 GÜNCELLEME 14.06.2018 12:20
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

On bir ayın sultanı Ramazan ayına erişmiş bulunmaktayız. Ramazan ayı orucunun Bakara Suresi 183.ayetinde farz kılındığı bildirilmiştir. Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. (Bakara/ 183) Orucu zaruret halinde olarak eda edemeyen vatandaşlarımız oruç tutamadıkları zaman ne yapacaklarını merak ediyorlar. Bünyesi müsaade etmediği için oruç tutamayanların başka bir zamanda kaza etmek yahut fidye adı verilen parayı bağışlamaları gerekiyor. Peki, Ramazan ayında oruç tutamayanlar ne yapacaklar? Oruç tutamayanlar ne kadar fidye ödeyecekler? 2018 yılında Diyanet tarafından belirlenen fidye miktarı ne kadar? İşte, orucun tutulamadığı haller ve 2018 fidye miktarları...

HANGİ HALLERDE ORUÇ TUTULMAZ?

 

 

Ramazan ayında oruç tutmak durumu el veren her müslümana farz kılınmıştır. Ancak hastalık, seferilik, gebelik, yaşlılık vb. durumlarda oruç tutamayanlar Ramazan ayından sonra tercih ettikleri bir gün oruçlarını kaza yapabilirler. Durumu hiç bir zaman el vermeyerek oruç tutamayan kişiler ise Diyanet tarafından belirlenen fidyeyi ödemek durumunda kalırlar. Oruç ile ilgili bu husus Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi 184.ayet-i kerimede belirtilmiştir,

"Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. " (Bakara - 184)

İşte, oruç tutmaya mani olan durumlar,

Hastalık; Hasta olan veya oruç tutunca hastalığı artan kimse, oruç tutmaz veya tutuyorsa bozabilir. Hastaya bakan da, hasta hükmündedir. Hastaya bakmak için sıkıntıya girerse, oruç tutmayabilir. Hasta olanlar oruç tutmadıkları günlerin kazasını Ramazan sonrasında herhangi bir günde ödeyebilir. 

Seferilik; 104 km uzağa giden kimse, 15 günden az kaldığı yerde seferi olur. Yolculukta sıkıntı olur, iş aksar veya kazaya sebep olacak bir durum olursa, orucu kazaya bırakmak caiz olur. Hadis-i şerifte, (Seferde sıkıntı içinde oruç tutmak, iyilik sayılmaz) buyuruldu. (Buhari)

Gebe ve emzirme döneminde olmak; Kendine veya çocuğuna bir zarar gelecekse, gebe ve emzikli kadın oruç tutmaz. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, gebeyle emzikli kadına oruç tutmaması için ruhsat verdi, orucunu tehir etti) buyuruluyor. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesai) Emzikli kadın, kendi çocuğunu veya başkasının çocuğunu emzirse de hüküm aynıdır. Aynı şekilde anneler daha sonra oruç tutmadıkları gün sayısınca günü gününe kaza orucu tutarlar.

Kadınların hayız durumunda olması; Kadınların hayız ve nifas halinde oruç tutmaları haramdır. Bu hallerde oruç tuttuklarında hem oruçları geçerli olmaz hem de günah işlemiş sayılırlar. Bu durumda kadınlar oruç tutmadıkları gün sayısınca günü gününe kaza orucu tutarlar.

Açlık ve susuzluk; Kendisinde şiddetli açlık ve susuzluk meydana gelen kimse, ölüm tehlikesi varsa veya aklı gidecekse yahut hastalanıp bir zarara uğrayacaksa orucunu bozabilir. Bu konuda doğacak zarar uzman bir doktorun beyanı ile anlaşılır.

İhtiyarlık; Oruç tutamayan yaşlı kimsenin, iyileşme ihtimali de yoksa tutamadığı günler için fidye verir. Oruç tutmadıkları her gün için bir fıtır sadakası miktar fidye verirler.

İkrah; Oruçlu, (Orucunu bozmazsan seni öldürürüz veya bir uzvunu keseriz) diye tehdit edilmişse, dediklerini yapmaya güçleri yetiyor ve blöf yapmıyorlarsa, oruçlunun orucunu bozması mubah olur.

Geçici olarak aklını yitirmek, baygınlık: Geçici olarak aklını yitiren veya Ramazan ayının tamamn baygın ya da aklı başında olmaksızın geçiren kimse oruç tutmakla yükümlü değildir. Çünkü bu durumda olan kimse, hükmen Ramazan ayına ulaşmamış sayılır. Fakat Ramazanın bazı günlerinde iyileşirse o günlerde oruç tutar ve oruçlu geçirmediği günleri Ramazandan sonra kaza eder.

FİDYE NEDİR?

Fidye farz olan ibadetleri yerine getirememe ya da yerine getirirken bir kaza işleme nedeniyle ödenen dînî-malî yükümlülüktür. Oruç ve hac ibadetinde söz konusu olan fidye, Kur'an'da “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara, 2/184) şeklinde geçmektedir. 

İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan ve daha sonra da kaza etmesi mümkün olmayan kimse, oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder. Sadaka-i fıtır miktarı ödenen fidye bir kişinin günlük olarak doyacağı yiyeceğin para olarak karşılığıdır. Oruç fidyeleri, Ramazan ayının sonunda toptan verilebileceği gibi, Ramazan ayı içinde günlük olarak veya Ramazan ayı başında da verilebilir. Oruç tutamayan ve fidye verme imkanı da olmayanlar Allah'tan af dilerler. 

FİDYE KİMLERE VERİLİR?

Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez. Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır. Yine, bir kimse hanımına zekât, fitre ve fidyesini veremeyeceği gibi, hanımı da kocasına bunları veremez. Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (

2018 FİDYE MİKTARI NE KADAR OLDU?

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen fidye miktarı, 2018 yılı en alt olarak günlük 19 TL olarak belirledi. Diyanet'ten gelen açıklamada, “Yapılan değerlendirmeler neticesinde fıtır sadakasının, Müslüman toplumların neredeyse tamamına yakın bir kesimi tarafından veriliyor olması dikkate alınarak, mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak 2018 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2019 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan sürede 19,00 TL olarak belirlenmesine karar verildi.” denildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Kurulu tarafından her yıl ramazan ayı öncesi belirlenen oruç fidyesi ve sadaka-ı fıtır  2011 yılında 7.5, 2012'de 8.5, 2013 yılında 9.5, 2014 yılında 10 TL , 2015 yılında ise 11.5 TL, 2016 yılında 15 TL, 2017 yılında ise 16 TL olarak açıklamıştı

YORUMLAR 4
  • güney 5 yıl önce Şikayet Et
    benimde hastalıklarım var.bu yüzden para veremiyorum ama yardım paketi hazırlatıyorum ramazan boyunca kullanılabilecek-pirinç,bulgur,çay,şeker vs-söylenen miktarı 2019 da bile ödeyemiyorum.570 tl tutuyor-ben malulen emekliyim zaten-ödeyebileceğim miktarı hesapladım bir çuval malzemenin 155 tl tuttu.ve evde 2 kişiyiz tutamayan-bu durumda benim bu verdiğim fidye geçerli olmuyor mu...
    Cevapla
  • Seferilik 5 yıl önce Şikayet Et
    Seferilik 104 km demiş genel olarak öğretilen 90 km dir bunu değiştirin eski köye yeni adet çıkarmayın
    Cevapla
  • Ali 5 yıl önce Şikayet Et
    Oruç tutamayanlar oruç tutamadıklarını üç tane alanında uzman doktora teyit ettirdikten sonra oruç tutmayı bırakabilirler. kafalarına göre Oruç tutmuyorum diyemezler. bu çok önemli bir husus. Eğer hastalıkların şifası yoksa ölene kadar ilaç Kullanmak veya da ölene kadar rahatsızlık gibi o zaman fidye verirler Eğer bir iki sene içerisinde iyileşme ihtimalleri varsa o zaman oruçları kazaya bırakırlar Detaylı bilgi için Ömer Nasuhi Bilmen ilmihali ne bakın
    Cevapla
  • samer can 5 yıl önce Şikayet Et
    kardeş nerden çıkarıyorsun 3 ayrı uzmandan teyit edilmesi gerektiğini yok birde heyete girsin adam, eskiden üç doktoru bir arada görenmi vardı inanmayın böyle adamlara kişinin kronik hastalığı var ise zaten bu devamlıdır diğer durumlarda zaten insanlar kazaya bırakır ve tutar.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Muleka golle döndü! Beşiktaş 5 maç sonra nefes aldı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İranlı mevkidaşıyla görüştü