Büyük ustadan, Mahsun Kırmızıgül'e: Köylü zihniyetli

Mahsun Kırmızıgül'ün Beyaz Melek filminde rol alan usta oyuncu Erol Günaydın'dan Mahsun Kırmızıgül'e sitem: "Film bitti, hayırsız Mahsun ne aradı ne sordu beni... Köylü zihniyeti, işi olduktan sonra yallah!"

Büyük ustadan, Mahsun Kırmızıgül'e: Köylü zihniyetli
Büyük ustadan, Mahsun Kırmızıgül'e: Köylü zihniyetli
GİRİŞ 06.03.2011 17:44 GÜNCELLEME 06.03.2011 17:44
Bu Habere 13 Yorum Yapılmış

Şebnem Özcan'ın röportajı

Mahsun Kırmızıgül'ün Beyaz Melek filminde rol alan usta oyuncu Erol Günaydın'dan çarpıcı açıklamalar...

Yaklaşık 150 dizi ve filmde oynayan, yüzlerce tiyatro oyununda rol alan 60 yıllık sanatçı Erol Günaydın, 78 yaşında ama işini başarıyla yapmayı sürdürüyor. Üç sezondur Akasya Durağı isimli dizide oynayan Günaydın'la, çok sevdiği işini ve ilginç yaşam öyküsünü konuştuk.

-Erol Bey, hayat öykünüz nerede başladı?

Vallahi ben Trabzon Akçabaatlıyım, 16 Nisan 1933 tarihinde orada dünyaya geldim.

-Babanız ne iş yapardı?

Babam nakliyatçıydı annem ev hanımıydı. Annem Hasan Saka'nın torunlarındandır. Sayın Saka, bir zamanlar Başbakandı. Sülalemizde başbakan da vardı yani. İstanbul'a 1940'larda geldik. Kamyonun arkasında geldik. Arkaya yataklar koydular, üstünü de brandayla örttük kamyonun içinde öyle geldik. Tophane rıhtımına getirdiler, oradan Beşiktaş'a Alaybey sokağa... İstanbul maceramız böyle başladı.

-Peki ya tiyatro?

Galatasaray Lisesi'ne gidiyordum. Lisedeki arkadaşlarım beni itiş kakış tiyotroya götürdüler. Reşit Baran, Ahmet Kutsi Tecer, Haldun Taner beni imtihan ettiler, gülüyorlardı yerlerde. Oyuncu olarak beni seçmişler. papaz kaçtı oyunuyla başladım. Bir sabah uyandım, aradan 60 yıl geçmiş bile, ben tiyatrocu olmuşum. Bir rüya gibiydi.

-Aileniz tiyatroyu seçmenizi nasıl karşılamıştı?

Hiç kimse tiyatrocu olmak istemiyordu o devirde. Beni de anam, babam evlatlıktan reddetti. Anama rest çektim, "Ne yaparsanız yapın!" dedim.

-Küçük rolleri severek oynadığınızı duydum, halbuki herkes başrol oynamak ister değil mi?

Ben hiç rol ayırt etmem. Ne verirlerse oynarım. Hatta küçük roller daha çok hoşuma gider. Büyük roller bence angaryadan başka bir şey değil. Küçük rolleri çok güzel oynarım. Ben çok başrol oynadım ama dedim ya fasarya, fisarya..

-Mahsun Kırmızıgül'ün neyini Yılmaz Güney'e benzettiniz ?

Mahsun'la bir film çektik, yanıma geldi, senaryosunu ilk bana anlattı. "Aman ne güzel senaryo" dedim. "Konuya çok hakimsin bu filmi sen yap" dedim. "Fakat öncelikle, iyi bir kameraman ve ışıkçı bulacaksın" dedim. O da çok iyi ışıkçı ve kameraman buldu. Beraber çalıştık. Çalışırken son derece terbiyeli bir adam. Sesini çıkarmıyor, soruyor. Bende dedim ki "Çok iyi çalışıyor, Yılmaz gibi sabırlı. Bazı hallerini Yılmaz'a benzettim" dedim. O kadar. Abarttılar; halbuki, Yılmaz Güney'le Mahsun arasında dağlar kadar fark var. Ama sonra film bitti, hayırsız Mahsun ne aradı ne sordu beni... Köylü zihniyeti, işi olduktan sonra yallah!

Nebahat Çehre’nin kafasına bardak koyup nişan aldı

-Yılmaz Güney'le arkadaşlığınızdan biraz bahseder misiniz?

Yılmaz çok iyi bir arkadaştı, dosttu. Yiğit bir delikanlıydı. Sonra çok iyi nişancıydı.

-Birlikte başınızdan geçen bir olayı anlatır mısınız?

'Eşrefpaşalı' diye İzmir'de bir film çekiyoruz, Eşrefpaşalılar kabadayı. Her gün filmin setine geliyorlar, kavga çıkartıyorlar sette. Bir türlü bitmiyor film. Filmin İstanbul ayağında çalışırken yine Yılmaz'la birlikteyiz. Çengelköy'de filmin devamını çekiyoruz. Yılmaz bana dedi ki "Şişeyi al" şişeyi aldım, ateş etti vurdu. Aydemir Akbaş da eline bir şişe aldı, onun da elindeki şişeyi 12'den vurdu, şişe tuz buz oldu. Nebahat Çehre'nin kafasına bardak koydu, onu da vurdu. Nebahat Çehre korkudan bayıldı tabii. Eli titremeyen bir adamdı. Demir paraları tam ortasından vururdu. Kimseye zor kullanmazdı ama onu hiç rahat bırakmazlardı. "Sen neyle ateş ediyorsun. Mantar mı tutuyorsun" derlerdi, onu çileden çıkarırlardı. Yanındaki kadına asıldılar mı kimse onu yerinde tutamazdı. Başlardı kavga. Adana Yumurtalık'ta film çekerken karısı Fatoş da yanında, kaymakam Fatoş'a laf atıyor, o da Anadolu adamı, 'dan' diye kaymakamı başından vuruyor. Hiç affetmezdi.

Katilin oğluyum

Kimsenin bilmediği bir hikayem var diyorsunuz nedir o?

Babam yanlışlıkla adam öldürdü. Benim babam katil. Ben katil oğluyum. Bir bayram günüymüş. Bende çok ufaktım. Babam memlekette kuş, domuz ne bulursa onun avına çıkardı. Avcılık yapardı. Gençti. Bir bayram günü kadınlar süsleniyor, babam da ava gidecek. Akrabamız olan bir kadın babama diyor ki "Sen bu yaşta neyine güvenerek tüfekle ava gidiyorsun. Kuş vuracakmışsın, sen vurabilir misin?" diyor. Babam da "Aaa niye vurmiyim, aha böyle vuririm" diyor. Meğer doluymuş tüfek 'bom'diye patlıyor, kadın orada ölüyor. Herkes şaşırıyor. Yakın akrabalar babamı alıp kaçırıyor, saklıyorlar. Ondan sonra mahkeme falan, akrabalar davacı olmuyor babamdan, eee babamın yaşı da genç, öyle hapiste yatmaktan yırtıyor yani.

Bizde kan davası da var

O babamın vurduğu kadının kardeşleri sonradan bize geldi. Büyümüşler, benim ablam hayattaydı. Ablama diyorlardı, "Benim ablam senin neyuni vurdi. O vurdi, bu vurdi! Birbirlerine gülerek anlatıyorlardı o olayı. Bizde kan davası da var. Benim amcamı vurdular. Çarşının ortasında tabancayla birisi vurdu. Amcam silah satıyormuş; adamın biri, "Senin bir silahın var, ver bakayım" demiş . "Aman dikkat et doludur" demiş amcam. Adam oynarken silahla, bom diye patlıyor, amcam orada ölüyor. Bizimkiler de o adamı vurdular. Kan davası oldu o olay. Aradan çok yıllar geçti, Akçabaat'a gittim, bir evimiz var; o evi babam satmamı istedi. Oraya gittiğimde kan davalıma, "Ne haber uşağım" dedim. "İyiyim" dedi. Kan davalıma kahve ısmarladım, karşılıklı kahve içiyorduk ki akrabalarım üzerime saldırdı, "Bu herif senin kan davalın, vuriceğüne kahve içiysun da" dediler. Neredeyse beni öldürüyorlardı. Meğerse o kahve içtiğimi de vurmuşlar bizimkiler, topal bırakmışlar adamı ağır aksak yürüyordu. Bizde vurdi, vurildi çok. Kan davası devam ediyor.

BUGÜN

YORUMLAR 13
  • Kayhan METE 13 yıl önce Şikayet Et
    Yuh. Erol beyin burada ne demek istediğini anlamak yerine bir çok arkadaşımız köylünün üstünden laf yapmaya çalışmış yazık. Burada anlatılmaya çalışılan zaten belli, ayrı bir konu ise bunu görmek istemezseniz göremezsiniz...
    Cevapla
  • SeRKaN 13 yıl önce Şikayet Et
    köylü zihniyeti ha ?. şehirli yobaz efendi!
    Cevapla
  • Bumilletin Birferdi 13 yıl önce Şikayet Et
    ESKİDEN KÖYLÜLER KIZILAYA SOKULMAZMIŞ. Mesela Aşık Veysel elinde saz ile Atatürkün huzuruna çıkmak istemiş ve görüştürülmemiş.
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 13 yıl önce Şikayet Et
    öyle diyor yanında da katil oğluyum diyor. bir tepeden bakış değil. köy meselesi gündeme gelmişken konuşulmalı. çok eskiden gördüm ayrı bir sosyal hayat vardı. şimdi nasıldır bilemiyorum. pek hoşlanmamıştım açıkçası. ama babamın köyünü merak etmiyor değilim belki yolumuz düşer gideriz belki orayı beğeniriz.
    Cevapla
  • muzaffer 13 yıl önce Şikayet Et
    hayrına mı oynadı aceba. Erol Günaydın mahsundan film için para almadıysa mahsun ayıp etmiş. haa filmden 100 000 TL para alıpta arkasından hal hatır sorduracaksa o olmaz işte. yaşlılığın verdiği bir bunama olabilir bu adamda. bir daha film çekeceği zaman arar mahsun paran hazır gel der. erol gider gitmez kendi bileceği iş
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Anadolu Alimler Birliğinden seçim açıklaması! İstanbul'a dikkat çekti
Meral Akşener'den, İmamoğlu ve Yavaş'a hain suçlaması