Paralel müdürden komik savunma!

CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, teröristbaşı Apo’nun avukatı olduğu doğrudur.

  • GİRİŞ31.07.2014 10:56
  • GÜNCELLEME31.07.2014 10:56

40 bin kişinin katili, teröristbaşına sormuşlar: “.. karakolu PKK’lılar tarafından basılmış, 10 asker şehid edilmişti.. Ne diyorsunuz.”

Teröristbaşı cevap vermiş: 

“Ben o tarihte yurtdışındaydım. O karakolun yakınlarında değildim.. Ben Bekaa’da idim..”

Avukatı şimdinin CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, hemen söze girmiş: “Suçlama düşmüştür hakim bey.. Hemen dosya kapatılmalı. Müvekkilim serbest kalmalı.. Müvekkilim yurtdışında iken, Türkiye’deki bir karakolun baskınından nasıl sorumlu tutulabilir?”

Yukarıdaki örnek, farazi bir duruşmadan alıntıdır..

Apo’nun 40 bin kişinin ölümünden sorumlu olduğu, doğrudur.

Karakollarımızın PKK’lı teröristler tarafından basılıp, askerlerimizin şehid edildiği doğrudur.

O eylemler sırasında, Apo’nun genelde Bekaa Vadisi’nde olduğu doğrudur..

CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, teröristbaşı Apo’nun avukatı olduğu doğrudur.

Ama Apo’nun “Ben Bekaa’da idim. Karakol baskınlarından sorumlu değilim” diye bir savunması yoktur..

Peki, niye böyle bir senaryo uydurdum?.

Paralel yapının çok bilmiş polis müdürlerinin, çok bilmiş avukatlarının yaptıkları savunmanın, ne kadar saçma, ne kadar acemice olduğunu göstermek için.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevi sırasında yıllarca ilgisiz insanları dinleten, sonrasında da paralel yapı ile ilgisini kesmediği son gözaltı olayları sırasında anlaşılan Yurt Atayün’e, hakim sormuş: “Başbakan ve bazı bakanların konuşmalarını niye dinlettiniz?”

Atayün’un avukatı Sıddık Filiz hemen devreye girmiş ve hakime çıkışmış: “Sen dosyayı incelediğinden emin misin? Bak bakalım dosyaya, Atayün ne zaman görevden alındı? Atayün, 8 Şubat 2012’de görevden alınmış bir kişi. Senin sorduğun soruda geçen olay, Atayün görevden alındıktan yaklaşık 2 sene sonra yaşanmış bir olay. Suçlama düşmüştür sayın hakim.” 

Teröristbaşı Apo’nun, Türkiye içindeki karakol baskınları için, “Ben o sırada yurtdışındaydım” şeklindeki savunmasının, aleyhindeki davayı düşürmesi ne kadar saçma bir iddia ise..

Terörle Mücadele Şube Müdürü’nün yıllarca dinletme kararı aldırdığı isimlerin.. Aynı amaç doğrultusunda.. Gizli yapıya aktarılmak üzere.. Yurt Atayün görevden alındıktan sonra da dinlenmeye devam edilip.. Yurt Atayün’ün içinde bulunduğu ekip tarafından dış devletlere servis edilmesinin sebebi sorulduğunda, avukatın “O tarihte Yurt Atayün görevde değildir. Suçlama düşmüştür” demesi de, o kadar saçmadır.

Adliyede ifade verme sırası beklenirken yapılan konuşmalar..

Serbest kalan polislerin “sevinemedikleri”ni söyleyerek, tutuklananlarla “bir örgüt oldukları”nı açık şekilde itiraf etmeleri..

Dinleme kararlarının en başından itibaren, hayali bir suçlama bahane edilerek, devletin tepe noktasındaki önemli isimlerin dinlenmesinin düzenli şekilde yapılıp, devam ettirildiği gerçeği karşısında..

O dinlemeleri başlatanlarla.. devam ettirenler de.. Aynı şekilde sorumludurlar..

dolayısı ile..

davanın düştüğü falan yoktur, avukat bey..

Düşen bir şey varsa, o da müvekkillerinizin yüzüne taktığı maskelerdir..

O maskeler düşmüş..

Paralel yapı tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır..

Diyorlar ki: “Selam-Tevhid örgütü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük casusluk soruşturması iken, soruşturanlar şimdi gözaltına alınmışlardır..”

Selam-Tevhid örgütü soruşturması, cumhuriyet tarihinin en büyük casusluk soruşturması ise, ne güzel işte!..

Bu büyük casusluk soruşturmasını, 4 yıl boyunca sürdürdüğünüze göre..

Elinizde çok önemli deliller de olmalı..

Bir tanesini göstersenize..

Ama lütfen, metrobüs durağında, dört tane vatandaşın, birbirinden ayrı şekilde otobüs beklerken çekilen fotoğrafın üzerine.. Oklar çıkartarak.. “Bu bilmemkim.. Öbürü ikinci bilmemkim.. Diğeri de üçüncü bilmemkim” diyerek..

Cumhuriyet tarihinin en büyük casusluk soruşturmasının delilini sunduğunuzu söyleyerek, aklımızla dalga geçmeyin..

Delil olarak “metrobüs durağında otobüs bekleyen dört vatandaşın oklar çıkartılarak fotoğrafını” bize gösteriyorsanız..

Gelin ben..

Yüzlerce.. Binlerce. Yüzbinlerce fotoğraf üzerinde.. Aynı okları çıkartıp, cumhuriyet tarihinin değil, insanlık tarihinin en büyük casusluk soruşturmasının delillerini, 10 dakikada elinize vereyim..

İsterseniz sizin pek değerli hocanızın.. Yanında İsrail Cumhurbaşkanı’nın. Öbür yanında da, bilmem kaçıncı Papa’nın metrobüs beklerken çekilmiş fotoğraflarını size verebilirim..

İsterseniz de, bizzat polis müdürlerinin fotoğrafları üzerinden, MOSSAD ajanları ile çekilmiş görüntüleri size vereyim..

Ama birazcık kafanızı çalıştırın..

Hangi aptal, otobüs durağında casusluk amaçlı dosya alışverişi yapar?

Yaptıysa, onları bile yakalamadığınıza göre, bir de kalkıp, ne diye bu acemiliğinizi ifşa ediyorsunuz?

Hiç mi akıl yok sizde? 

Sulh Ceza hakimi, sorgusu yapılamayanları serbest bırakmış..

Ben o arkadaşlara hatırlatayım. Fazla sevinmesinler..

Kısa süre sonra, size bir çağrı gelecek..

Gidip ifade vereceksiniz. İfade sonrasında da, cezaevine gideceksiniz..

Hayır, kimse ile bu konuyu görüşmüş, bilgi almış değilim. Akıl bunu söylüyor..

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat