Gülen yeni bir din mi icat etti?

Fetullah Gülen cemaatinin 28 Şubat sürecindeki “gizlenmeleri (başörtü ve İHL eylemlerine katılmamaları)”ni, “dini emirlerin bazılarını ihmal etmeleri (kız öğrencilerin başlarını açmaları)”ni anlamaya çalışırdım..

  • GİRİŞ16.09.2014 09:57
  • GÜNCELLEME16.09.2014 09:57

Aslında “Anlamaya çalışırdım” dediğim, lafın gelişi!..

“Dini emirlerin (bazılarının da olsa) ihmal edilişi”ni nasıl “anlamaya çalışabiliriz” ki? 

Bizim yetkimizde mi bu?

Haddimiz mi bu?

İslam’ın; “Din kardeşinize karşı, hüsn-ü zan besleyiniz.Su-i zanda bulunmayınız” emrini çıkış noktası alıp,

“O kadar okulları, yurtları, şirketleri, gazete-radyo-televizyonu olan büyük bir cemaat.. Bizimki bir gazete.. Sırtımızda onlarınki kadar yumurta küfesi yok.. Tedbirli olmaları, bütün ümmet lehine bir davranış” der, yaptıkları yanlışlara, kendi kafamda savunma getirirdim!.

Allah biliyor, şahsi bir menfaatim olduğu için değil..

Nihai noktada, “Allah rızası” doğrultusunda hayatlarını dizayn etmek istediklerine.. Tehlikeler ortadan kalktığında, İslamın tüm emirlerini, tavizsiz uygulayacaklarına inandığım için.

Çevik Bir’e şirinlik yaptılar, neredeyse önünde takla atacaklardı.. Bir Müslümanın şeref ve onuruna yakışmayan eziklikler içine girdiler..

Allah’ın emri “başörtüsü” için; kız öğrencilere “çıkarabilirsiniz” fetvası vererek, “farz”ları haşa oyuncağa çevirdiler. 

Kolejlerindeki yasaktan vazgeçtik.. Özel teşebbüs konumundaki dersanelerinde, kız öğrencilere “başörtü yasağı” getirdiler.. Deşifre olmamak için, dersane öğretmenlerinin başlarını açtırdılar..

Hepsinde, “Ah ah.. Tehlikeler bir geçsin.. Onlar İslamı yaşama yolunda, bizi fersah fersah geçerler..” diyerek, haklarında hep iyi şeyler düşündüm..   

Bugün geldiğimiz noktada..

Tehlikeler geçti mi?

Bence geçti..

Çevik Bir karşısında takla atacak kadar çekingen kardeşlerimiz, bugün darbeci generalleri hizaya sokmayı bir kenara bırakın.. O generallerin yerine geçecek adamlarına yer açmak için, o subaya/bu subaya iftiralar bile atmaya başladılarsa.. 

Hızlarını alamayıp, “Haksızlık etmeyin” diyen dindar yöneticilere “Siz de kim oluyorsunuz” diyerek, darbe yapıp devirmeye kalkıştılarsa.. 

Demek ki, artık tehlike geçti.. 

Yahudiye, Hıristiyana, ateiste, laikçiye.. “Aman karşımıza almayalım” diyerek, herkese mavi boncuk dağıtırken.. Bugün siyasi iktidara bile savaş açtıklarına göre.. 

Demek ki, artık “yumurta küfeleri” sağlama alındı!..

Öyle ise soru şu:

Gülen, “Binde birini tanımıyorum” demiş de olsa..  

Sonraki gelişmelerde, “binde bini”ni de tümüyle tanıdığı anlaşılan  polislerin/polis müdürlerinin hepsinin, eşlerinin başları niye açık? 

Hayır..

Kimsenin eşinin başının açıklığı-kapalılığı beni ilgilendirmez..

Ama hepsinin annesi, İslami anlamda tam başörtülü iken..

Eşlerin hepsinin başı açık ise..

Başı açık eşler; üniversitelerde, yasak sebebi ile başlarını açan kız öğrenciler misali.. Sade bir şekilde saçlarını tarayıp, tek tip görüntü veriyorlarsa.. Bu bir tesadüf müdür?

28 Şubat sürecinde darbeci generallere gönderdikleri mesajdaki gibi,şimdi de “uluslararası derin yapılar”a, CIA’e-MOSSAD’a.. “Biz radikal değiliz” mesajı mı veriyorlar?

Ömer Köse’nin annesi İslami anlamda başörtülü, eşi Semra Köse’nin başı açık.. 

Hasan Hüseyin Danacı’nın annesi başörtülü, eşi Merve Danacı başı açık..

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat