Hiç kimse, hiçbir şekilde bunları tevil edemez artık..

Hani, kıldan tüyden bir konudur..

Şunu, şunla tevil edersiniz. “Ama” der, bir sürü mazeret üretirsiniz.

Bunu, onunla tevil edersiniz. “Fakat, bir de işin şu yanı var” der, bin bir bahane ile, konuyu normal gösterirsiniz.. 

Ama..

Bir topluluğun tümü ile helak olmasını gerektirecek kadar ağır bir günahı desteklemeyi, normal görmeyi, “hak” göstermeyi, meşru olduğunu söylemeyi ne ile tevil edeceksiniz?

Söyleyin, Lut kavminin helak olmasını gerektiren günahın, zekat paraları ile kurduğunuz Zaman gazetesinde bir “hak” olarak gösterilmesini ve dolayısı ile küfre girilmesini ne ile tevil edeceksiniz?

Beni tanıyanlar bilirler..

Sözleri, fiilleri.. Kolay kolay küfür isnadı ile yorumlamam..

Çünkü o isnadın, haksız olarak yöneltilmesi ihtimalinde, kişinin kendisine döneceğini bilirim..

Dün sabahtan akşama kadar..

“Nasıl olur.. Nasıl olur” diye, düşündüm..

Bir çıkış yolu aradım..

Bulamadım..

Bulamadığım için de, şimdi “Hodri meydan” diyorum..

Şahin Alpay’ın o küfür içerikli yazısının bulunduğu gazete içinde, “Orucu bozmayan ilaçlarla tutulan oruçlar” başlıklı yazı yazan Ahmed Şahin Hoca’yı getirsinler..

Ahmet Kurucan’ı yanına koysunlar..

Mehtap TV’ye çıkan, akademisyen bütün ilahiyatçılarını sıra sıra önüme dizsinler..

O gelemez, biz hep birlikte Pensilvanya’ya gidip, hocaları Fetullah Gülen’le buluşalım..

Şu ifadelerin, İslam dininde “küfür lafzı olmadığı”nı bakalım iddia edebilecekler mi?..

Mehtap TV’de ve Samanyolu Haber’de de program yapan Şahin Alpay’ın, tartıştığımız sözleri şu: 

“Yaşananlar, Türkiye’de LGBT’nin karşı karşıya olduğu sorunlara bir kez daha dikkat çekiyor. Bugün dünyada çoğu Müslüman 79 ülkede eşcinsellik suç sayılıyor. Türkiye’de 1858’den bu yana suç değil. Ancak eşcinseller evlenemiyor, evlat edinemiyor, askerlik yapamıyor. (..) temel hak ve özgürlüklerin kabul görmesi, ayrımcılığın son bulması için Türkiye’nin gidecek çok yolu var.. LGBT’li bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılık.. ‘Onur yürüyüşü’.. insanlık onuru için verilen mücadelelerin bizde de er geç kazanılacağına dair..”

Midem bulanıyor..

Daha fazla alıntılayamıyorum.

Bununla yetinelim ve soralım..

Hırsızlık yapan günah işlemiştir..

Doğru mu?

Doğru.

Peki “Hırsızlık bir haktır. Günah değildir. Serbest olmalıdır” diyen küfre girmiş midir, girmemiş midir?

Bunu, dini hassasiyeti olan bir medya organı bilerek yayınlarsa, o da gazetenin sorumluları itibari ile, küfre girmiş midir, girmemiş midir?

Bir başka örnek..

Zina günahtır..

Ama..

“Zina bir haktır. Meşru olmalıdır. Suç olmamalıdır. Günah kabul edilmemelidir” diyen küfre girmiş olur mu, olmaz mı?

Bunu söyleyen ile birlikte..

Gazetesinde, televizyonunda bu sözleri söylettiren, itiraz etmeden yayınlayan da; küfür statüsünde bir konuma geçmiş olur mu, olmaz mı? Kelime-i tevhidi tekrar ederek, nikahını tekrarlaması gerekir mi, gerekmez mi?

Aslında size..

Fetullah Gülen’in Lut kavmi ile ilgili sohbetlerini, yazılarını aktaracaktım..

Dökümanları topladım..

Yazıları önüme aldım..

Ama..

“Neyi, kimle ispat edeceğim” diye düşündüm..

Lut kavminin fiilini, hangi akıl sahibi, hangi Müslüman, meşru görebilir?

Kim, “eşcinsellik” gibi bir ahlaksızlığı, “hak” olarak gösterebilir?

Dedim, ve vazgeçtim..

Merak edenler, 25.3.1977 tarihli..

18.5.2006 tarihli..

27.10.2010 tarihli..

11.7.2011 tarihli..

2.11.2011 tarihli..

Fetullah gülen yazılarına, sohbetlerine baksınlar..

Bir tanesinden, şu bölümü aktarayım..

“O’na açıktan karşı çıkanlar ve getirdiklerine savaş ilân edenler, âkıbetlerini bütün bütün karartmış ve azab-ı ilâhîye istihkak kesbetmiş sayılırlar. Çünkü bunlar tam mülhittirler ve her türlü mesaviye de açıktırlar. Allah, eski devirlerde bu türlü mülhitlerden, Lut kavmi gibi bazılarını yerin dibine batırmış, Âd kavmi gibilerini fırtınayla cezalandırmış, Semud kavmi gibi inatçıları da bir sayha ile hâk ile yeksân etmiştir.”

yazının devamı için tıklayınız