2 aylık seçim hükümetinde, şu partiden isimler bakan olsa da olur, olmasa da olur.

Sırf “ülke hükümetsiz kalmasın” diye oluşturulan Bakanlar Kurulu’nda, şu veya bu partinin mensupları temsil edilse de olur, temsil edilmese de olur. 

Nasıl olsa, hiç kimse, “Seçim hükümetinde siz şöyle bir icraat yaptınız” diye bir sorgulama yapmayacak..

Dolayısı ile, MHP’den Tuğrul Türkeş, bakanlık teklifini kabul etse de olurdu, etmese de olurdu..

Ama kabul ettiğine.. Ve hemen anında “Ya istifa et, ya da ihraç ederiz” tehdidi ile karşılaştığına göre..

Soralım o zaman bu tehdidi yapanlara..

7 Haziran akşamı “Ne zaman erken seçim olacaksa olsun” diyen, “Ramazan davulcusu muydu?”

7 Haziran akşamı yaptığınız çağrıdan, anında çarkettiniz..

Şimdi kendi suçunuzu bastırmak için, ilkeli tavır koyan milletvekiline, “İstifa et” diyorsunuz..

İyi de..

İstifa etmezse..

Nasıl ihraç edeceksiniz?

Ne diyeceksiniz Tuğrul Türkeş’e?

“Ben, Genel Başkan’ımın, 7 Haziran akşamında yaptığı açıklamayla talep ettiği erken seçimin bir an önce ve parti menfaatlerine zarar gelmeyecek şekilde gerçekleşmesi için bakanlık teklifini kabul ettim” deyince, ne cevap vereceksiniz, Sayın Türkeş’e?

“Biz ‘Hemen erken seçim’ dedik ama.. Sonra baktık ki, hemen erken seçimde ayvayı yiyeceğiz. Anında çarkettik. Tuğrul Türkeş ise, bizim alelacele ve acemice yaptığımız erken seçim çağrısına sadık kaldı. Bizim gibi ‘bir öyle, bir böyle’ davranıp ilkesizliklere imza atmadı.. Bizim gibi dün söylediğini bugün unutanların arasında, böyle ilkeli bir isim, kalamaz.. Kalmamalı” mı diyeceksiniz?

Tablo gerçekten de bu..

Bütün alternatiflere “Hayır” diyen MHP üst yönetiminin..

Tuğrul Türkeş’ten isteği de, “Son alternatife de ‘Hayır’ demeli idik. Ki, tam bir çözümsüzlük olsun”dan başka nedir?

Oysa bu arkadaşlar değiller miydi?

Kemal Derviş ABD’den getirilip, Bakanlar Kurulu’na dışardan alındığında, ekonomiyi kuzu kuzu bu yabancıya teslim eden?

Bu arkadaşlar değil miydi, ABD’li adama, Türk ekonomisini teslim eden..

MHP’nin şimdiki Genel Başkanı değil miydi, “Sıradan bakanlık olmaz, şu şu şartlarım da yerine getirilmeli” diyen ABD’nin adamının talimatlarına harfiyen uyan..

Şimdi MHP yönetiminde olanlar değil miydi, DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde, ABD’li bakanın yanında, Bakanlar Kurulu’nda kuzu kuzu oturanlar...

Şimdi kalkmışlar, “Seçim hükümetinde bakanlık teklifini kabul eden Tuğrul Türkeş, istifa etsin” diyorlar..

Siz niye, 2001’de bir kitapçık atılması ile yaşanan ekonomi iflasında, partinizden istifa etmediniz?

Genel Başkan’ınıza, “Ya istifa et, ya da ihraç prosedürü başlatırız” demediniz?

Bakın tüm fitne fesat kumpaslarına rağmen..

Ülkenin altını oymak için yapılan paralelli, Gezi’cili, PKK’lı, içi boş milliyetçili tüm ihanetlere rağmen..

Dün 4,5G ihalesinde rekor kırıldı..

8 milyar beklenirken..

13 milyarı aşan bir rakama ulaşıldı..

Nedir bu rakam?

Devletin itibarı!

Ülke ekonomisinin gücü..

“Bu topraklarda iş var, ekmek var” mesajı..

Yoksa kim verir, 13 milyarı o ihalede..

Ortada hükümet yok..

Anamuhalefet partisi 40 gün boyunca görüştüğü Başbakan’ın, kendilerine ne teklif ettiğini anlamaktan aciz!

Ülkeyi yönetmeye talip ikinci partinin genel başkanı, 40 gün sonra çıkıp diyor ki, “Bize koalisyon teklif etmediler!”

Ne teklif ettiler peki?

yazının devamı için tıklayınız