Balyozculara önerimi, Gülencilere de tekrarlıyorum

Balyozcular yargılanırlarken.

  • GİRİŞ05.02.2016 10:11
  • GÜNCELLEME05.02.2016 10:11

“Sanık yakınları” ziyaretimize geldiler..

Balyoz sanığı generallerin çocuklarıydılar..

“Babalarımız suçsuz” dediler..

“Destek verir misiniz” diye sordular..

“Yargılanan 365 kişinin tamamını suçlu gibi görmemiz mümkün değil. Ama içlerinde siyasi hükümete posta koyan Çetin Doğan gibi isimler var. Başörtü yasağının sürmesi gerektiği konusunda açıklama yapan kuvvet komutanları var.. Siz bu ayrımı yapıp gelin, biz de size destek verelim” dedim.

“Biz zaten başörtü yasağına karşıyız” dediler..

“O zaman kolayı var” dedim.

“Sizler, babalarınıza aktarın.. Toplu olarak bir deklarasyon yayınlasınlar. ‘Biz başörtü yasağına karşıyız’ desinler. Kamuoyu rahatlasın. Ardından da siyasilere çağrıda bulunalım. Bu yasağı kaldırsınlar. Biz de sizin babalarınızın, gerçekten darbeci olmadığınıza.. Yasakları siyasi iktidara dayatmadığınıza inanalım” dedim..

Kem ettiler. Küm ettiler..

Gittiler..

Bu ne anlama geliyordu?

“Bizim babalarımız aslında darbecidir.. Ama çaktırmadan tahliye olmaları için.. Sizi kafakola almaya geldik..”

Yemedik..

Ve darbeci generallere, destek vermedik..

Aralarında suçlu olanlarla, suçsuz olanlar arasına mesafe koysaydılar..

Bizden destek alacaklardı..

Belki o kadar cezaevinde kalmadan.. Sadece Çetin Doğan gibi işin başındakiler cezaevinde kalacak... Diğerlerinin çoğu, yıllar önce tahliye olacaklardı..

Önerimize kulak vermediler..

Yıllar sonra. 

Cezaevinden çıktılar..

Otursunlar, kalksınlar.. 

17-25 Aralık ihanetine dua etsinler..

O ihanet sayesinde..

Cezaevinden çıktılar..

Şimdi Gülen grubundaki yargılananlara aynı öneriyi yapıyorum..

“İçinizde, 17-25 Aralık darbe operasyonuna imza atanlar var. Bunlarla aranıza mesafe koyun.. Ki, masum başörtülü anneler, cezaevine girmesin.. Herşeyden habersiz öğretmenler, tabandaki saf dindar insanlar, zarar görmesinler..”

Şu ana kadar Gülen grubundakiler de..

Aynen Balyoz sanıkları gibi.

Burunlarından kıl aldırmıyorlar..

Hem darbe operasyonuna imza atıyorlar.. Atanlarla birlikte hareket ediyorlar..

Hem de, “Öğrencisinin yanında, öğretmeni gözaltına aldılar” diyerek, vicdanlara seslenmeye çalışıyorlar..

Darbeci generallerin çocuklarına dediğimizi, şimdi bizim “vicdan”ımıza seslenen Gülencilere tekrarlayalım..

“17-25 Aralık ile ortalığa serilen.. Bakanların, Başbakan’ın illegal dinlendiğini gösteren kasetlerle işimiz yok.. MİT TIR’larını çeviren, devleti dış güçlere jurnallemeye kalkışan istihbarat örgütlerinin maşası ajanlarla işimiz yok.. Bu hainlikleri yapanlarla bizim bir ilgimiz yok.. Bizim siyasetle, hükümeti devirme ile işimiz yok..” deyin..

Ve bu darbeciliğe soyunanlarla aranıza mesafe koyduğunuzu deklare edin..

Biz de, “Öğrencisinin yanında gözaltına alınan öğretmenler”in..

“Bank Asya’ya para yatırdığı için tutuklandığı söylenen anneler”in haklarını, sizlerle birlikte savunalım..

Önerimi, kirli pazarlık falan olarak yorumlamayın..

Darbeci generaller, bir yandan başörtü yasağını dayatıyorlardı.

Bir yandan da “Biz masumuz” diyorlardı..

Biz de onları..

“Samimiyet testi”ne alıyorduk..

Şimdi de aynı noktadayım..

Darbeci Gülen sempatizanları..

Hem bize, “Siyasetle işimiz olmaz” diyorlar.

Hem “Bizim CIA ile, yabancı güçlerle bir ortaklığımız yok” diyorlar..

Hem de..

Üst üste seçimlerde yüksek oylarla tekrar tekrar işbaşına gelen hükümeti..

Devirmek için..

CHP’sinden HDP’sine..

PKK’sından ateistlerine..

Rus uşaklarından İsrail Siyonistlerine kadar..

Herkesle..

En kirli ittifaklara girişiyorlar.

Dün Balyozcu generallerin çocuklarına aldanmadık..

Peki bugün, Gülencilere aldanır mıyız?

17 Aralık öncesinde olsaydı..

Aldanırdık.. Aldanmıştık zaten..

Ama 17 Aralık’tan sonra..

Asla..

O halde..

Buyrun samimiyet testine..

Gerçekten Bülent abimizin dediği gibi..

“Kendi halinde dindar insanlar, mağduriyet yaşıyorlar” ise..

Suç olduğunu herkesin artık kabul ettiği..

“Başbakan ve bakanların telefonlarını dinleyen hainlerle” ilişkilerinin olmadığını.. “MİT TIR’larını durduranlarla” bir işleri olmadığını, deklare etsinler..

Etmiyorlarsa, kusura bakmasınlar..

Gitsinler, başka kapılarda “vicdan” arasınlar!

“Balyozcu darbeciler”i, “17-25 Aralık darbecileri” kurtardı..

Peki..

“17-25 Aralık darbecileri”ni, kim kurtaracak?

Yeni bir darbe olursa..

Yeni darbeciler içeri, eskileri dışarı çıkar..

Ama.. Ufukta yeni bir darbe organizasyonu şimdilik görünmüyor..

Bu da..

Yeni darbecileri içeri tıkarken..

Eski darbecileri salıverme alışkanlığının..

Şimdilik tekrarlanmayacağını gösteriyor..

İşin doğrusu..

Ne biz; haddimizi aşıp, gaybdan haber vermeye soyunalım. Kehanete kalkışalım..

Ne de Gülen sempatizanları, işi riske atsınlar..

Olan olmuş..

Zararın neresinden dönülürse..

“Kâr”dır..

İçlerine sızan, yabancı istihbarat örgütlerinin ajanları ile yollarını ayırıp...

Kendi “hizmet” alanlarına dönsünler..

Biz de “kavga”nın, “nasıl sulhle neticelendirileceğine” bakalım..

Gülen sempatizanları, önerimize kulak vermek istemiyorlar mı?

Tabii ki kendileri bilir..

Ama o zaman da..

“Nasıl Müslümansınız? Sizde hiç vicdan yok mu?” deme haklarını kaybederler..

Şimdiden hatırlatmış olalım..

Tehdit olarak da almasınlar bunu.. 

Önerim; yaşananlardan vicdanı sızlayan bir kardeşinizin, safça bir önerisinden ibarettir.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat