Bunların hakkından FETÖ gelir!

Kusura bakmayın..

  • GİRİŞ24.08.2016 09:48
  • GÜNCELLEME25.08.2016 08:15

Benim çizgimle uzaktan yakından hiç bağdaşmayan bir çizgideki, takıyyecinin kralı FETÖ’yü, zımnen normal görüyormuşum gibi bir başlık kullandım..

FETÖ’nün hainliklerini, kumpaslarını, iftiralarını tasvip etmiyorum.. Kabul etmiyorum.. İslam’a taban tabana zıt olduğunu tekrar belirtiyorum..

Sonra da, başlıkta ifadesini bulan kızgınlığımı anlatmaya geçiyorum.

Adı, soyadı: Gülseven Yaşer.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden..

FETÖ’nün, bunun hakkında soruşturma açtığını öğrenince..

Hemen vınnn.

Ver elini ABD!

Ne ilginç değil mi?

FETÖ’nün elebaşı ABD’de..

FETÖ’nün açtığı soruşturmadan kaçanlar da ABD’de..

Ama ne hikmetse..

ABD’ye çok önceden gidip yerleşen FETÖ’nün elebaşısı..

Kendisini sözüm ona deşifre eden Çağdaş Yaşamcı Gülseven Yaşer’e, ABD’de dokunamıyor..

Gülseven Yaşer, 7 yıl, ABD’de kalıyor!

Kaçak yaşıyor..

Taa ki.. 2015 Nisan’ına kadar..

Hakkındaki yakalama kararı kaldırılınca..

Türkiye’ye dönüyor..

AK Parti iktidarının sağladığı adil yargılama sürecinde yakalama kararı kaldırılıyor ama..

Kadın nankör..

Türkiye’ye geliyor..

Açıyor ağzını..

Yumuyor gözünü..

Buyrun kendisinden dinleyelim, yasakçı iddialarını: 

“İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yüksek lisans öğrencilerine iletişim ve TV’de yapım yönetim derslerini vermeye başladım. 1990’lı yılların başında, hiç türbanlı öğrencim yoktu. Giderek kız öğrencilerimizin kapanmaya, türban takmaya başladıklarını görünce, nedenini araştırarak diğer öğretim üyesi arkadaşlarla durum değerlendirmesi yapmaya başladık. Neticede bu öğrencilerin yurtlarda kalan abi ve ablalar vasıtasıyla bir takım tarikat ve cemaatlere bağlandıklarını, onlardan gördükleri maddi destekle Cumhuriyet’le hesaplaşmak üzere eğitim aldıklarını öğrendik.”

Şimdi ben, yazımın başlığındaki gibi, “Bunların hakkından FETÖ gelir”demeyeyim de, ne diyeyim?

Attığı iftira, maddi gerçeklere de aykırı..

Karşı çıktığı “başörtü”nün ilahi kaynağına da aykırı..

Maddi gerçeğe aykırı, çünkü: Bu hanımefendinin karşı çıktığı ve “abi-abla”diyerek özetlediği FETÖ.. “Başınızı açın, üniversiteye devam edin” diyen bir takıyyeci örgüt..

Dolayısı ile, Gülseven Yaşer’in derslerine giren başörtülü kızlar, FETÖ’nün kızları olamaz..

Atılan iftira, başörtünün ilahi kaynağındaki temel mesaja da aykırı, çünkü: 

Başörtü; abinin-ablanın isteği ile değil.. maddi imkanlar karşılığında değil.. Allah rızası için kullanılırsa bir değeri olur..

Bunlardan habersiz Gülseven Yaşer, aklınca kız öğrencilere suçlama yapıyor: “1990’da yokmuşlar.. Sonradan başlarını örtmeye başlamışlar..”

Hep aynı hikaye..

“Benim annem de başörtülüydü”nün bir diğer versiyonu..

Üç kuruşluk aklı olsa..

Açar kitapları bakar..

Dünyada araştırıyorsan, taa 1400 yıl önce, Hz. Peygamber’in ailesinde başörtünün olduğunu görürsün.. 

Türkiye’de araştırıyorsan, Osmanlı’da hemen bütün kadınların örtündüğünü görürsün..

Cumhuriyet’te araştırıyorsan, M. Kemal’in annesini, eşini başörtülü görürsün..

Onları da geçtik..

1969’da, Hatice Babacan’ın İlahiyat Fakültesi’ndeki mücadalesini okur, o tarihdeki Danıştay kararını öğrenirsin, sonra işkembeden atmazsın;“Önceden yoktular.. 1990’da başladılar” diye..

Bir de bu kadın.. Utanmadan tesettürlü kızlarımızın şahsında, tüm dindar insanlarımıza hakaret etmez mi: “Karşımızda iki tercih vardı. Ya bilimsel ve özgür eğitimle yetişmiş; düşünmeyi, sorgulamayı benimseyen bilinçli bireyler yetiştirecektik. Ya da aklını belli bir fikir, inanç ya da ideoloji ile sınırlamış, bunun dışında düşünmeyi reddeden, sadece birilerine itaat eden insanlara razı olacaktık.”

Kan beynime sıçradı..

Yazımın başlığını, bu sözleri okuduktan sonra attım!.

Tamam, bizim inancımızda takıyye yoktur.. Bizim inancımızda, kimseye iftira atmak yoktur.. Bizim inancımızda kimseye kumpas kurmak yoktur. Bizim inancımızda, kimseye haksızlık etmek yoktur..

Ama söyler misiniz lütfen..

Dindar insanları; “düşünmeyen, sorgulamayan, bilinçsiz insanlar” olarak gösterip tahkir eden bu kadına..

Bizim bilgimiz dışında..

Bizim dahlimiz olmadan..

Birileri bir kumpas kurarsa..

O kumpas üzerine “Eden bulur” anlamında, “Bunların hakkından FETÖ gelir” demek büyük hata mı olur?

Gülseven Hanım, arzu ettiği; “sorgulayan, düşünen gençleri” yetiştirmek üzere.. 

Yaptığı kışkırtmalarla..

Başörtülü kızları üniversitelerden attırdı.. 

Askeri liseleri boşverin, askeri tesislere bile başörtülüleri misafir olarak bile aldırtmadı..

Eşi başörtülü olanları bile subaylığa sözüm ona aldırtmadı..

Aldırtmadı da ne oldu?

Tablo karşımızda..

Yiğitçe “Benim inancım bu.. Başımı açmamı isterseniz, üniversiteyi de, mesleği de bırakırım.. Sunacağınız menfaatler, makamlar, diplomalar, vız gelir tırıs gider” diyen kızların haklarını ellerinden aldınız..

“Başımızı mı açmamızı istiyorsunuz. Biz bacağımızı da açarız. Maksat, diploma” diyenlere zemin hazırladınız.. 

Onlar da işte..

Diplomaları aldıktan sonra..

Size kumpasları kurdular..

İftiraları da attılar..

Biz yaşananları “zalimliğinizin ve yasakçılığınızın bedeli” olarak da yorumlayabiliriz ama..

Dedik ya..

Bizim inancımızda, milim haksızlık yok..

Bir başka konuda yanlış da yapsa, kimseye iftira etmek yok..

Aksi  bizi cehenneme götürür..

Sizler ise.. “İnanç ne ki?” dediniz.. Yerine “inançsızlığı” koymaya kalktınız..

Sonra da böyle, “Evim gitti. Param bitti. 6 yıl kaçak yaşamak zorunda kaldım” diye dövünürsünüz..

Kim demiş, “Allah’ın sopası yok” diye..

Allah’ın sopası da var, adaleti de var!

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat