Empati güzel de..

Bu konuda empati yapmaya kalkarsa, zararlı çıkar Biden..

Niye?

Çünkü empati yapmaya kalktığınızda, 11 Eylül’de neler yaşanmış ise..

15 Temmuz’da da onların yaşanmasına katlanmak zoruna kalırsınız.

Mesela?

Mesela, 11 Eylül sonrasında ABD ne yapmıştı?

“Afganistan Laden’i korumasın, versin” demişti.

Yeri belli olmadığı halde..

Okyanusta iğne arar gibi..

Afganistan’a operasyon üzerine operasyon düzenlemişti.

Laden’i Afganistan’da illegal işgallerle ararken..

Bir yandan da, “Saddam’ın da 11 Eylül ile irtibatı var” diyerek..

Irak’ı resmen işgal etmişti.

Irak’ın bir ucundan girip.. Diğer ucundan çıkmıştı..

Irak’ta Saddam’ı devirmekle de yetinmeyip..

Yıllar sonra Pakistan’a da bir askeri operasyon düzenleyip..

Bağımsız bir devletin topraklarında, operasyon için izin almaksızın, Laden’i infaz etmişti..

Tüm bu yaşananların benzerini 15 Temmuz’a uygulayalım..

Biden empati yapacaktı ya..

Buyrun empati..

“Fetullah Gülen’i verin” diyoruz..

“Hık-mık” ediyorlar.

“Mahkeme verecek”miş..

Affedersiniz, siz Laden’i almak için, mahkeme kararı mı beklediniz?

Irak’ı işgal ederken, hangi mahkemeden karar aldınız?

Laden’i infaz ederken, elinizde bir mahkemenin ilamı mı vardı?

Bırakın bu numaraları..

Dürüst olun..

Zalimliği bırakın..

“Türkiye ne ki, bize gücü yetmez” demeyin..

Bir muhalif rüzgar eser..

Ne olduğunu bile anlamadan..

Tersyüz oluverirsiniz..

•

Aynı Biden, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak dünkü Türkiye ziyaretinde şunları söylemiş: “Biz olaylar olurken bunun gerçek olup olmadığını veya bir internet oyunu olup olmadığını, ciddi olup olmadığını anlayamadık.”

Pensilvanya’da rehin tuttukları FETÖ’nün başındaki kukla da, ilk gün aynı yorumu yapmamış mıydı?

“Holywood filmlerindeki gibi” dememiş miydi?

“Bir tiyatro gibi” dememiş miydi?

Terör örgütü elebaşısı ile.. ABD Başkan Yardımcısı ağız birliği etmişler..

Bizimle kafa buluyorlar..

Arzu ederdim ki..

Biden ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Başbakan Binali Yıldırım....

Diplomasiyi falan bir kenara bırakıp.

O dakikada salonu terkedip, “Sen kafa mı buluyorsun bizimle.. Ne interneti, ne oyunu” desin..

Ama yok işte.. 

İkinci Tayyip Erdoğan yok..

Kibirli sömürgenler de..

Böyle tepeden bakan laflar ediyorlar..

Alay ediyorlar..

Mahkeme kararlarına rağmen, vermemekte ısrar ettikleri terör örgütünün elebaşının ilk gün yaptığı yorumu..

Utanmadan, sıkılmadan, Türkiye’ye geldiklerinde, olayın üzerinden bir ay geçmiş iken bile, tekrarlayabiliyorlar..

•

Biden, “internet oyunu olup olmadığını anlayamadığını” söyledikten hemen sonra da şöyle demiş:

“Parlamento’yu ziyaret ettiğim zaman beton parçalarını gördüm yerde. Çelik boruları, kırılmış camları, delinmiş tavanları gördüm.”

Vay vay vay..

Darbenin ilk saatlerinde, “internet oyunu olup olmadığını, tam anlayamamışlar”mış..

TBMM’yi dün ziyaret ettiğinde, gözleri ile görmüş, bombalanan binayı!

İyi de.. Samimi isen.. Bunu anlamak için, Türkiye’ye gelmene gerek yoktu ki, Biden..

Defalarca “Bas git Bass” dediğimiz, ama sizin geri çekmediğiniz büyükelçine bir telefon edecektin..

Ertesi günü falan değil..

Darbe girişiminin ilk saatlerinde. Hatta ilk dakikalarında..

“Türkler sana ‘Bas git’ diyor, biz ‘Kal’ diyoruz. Bir defa olsun işe yara.. Cevap ver, Ankara’da ne oluyor” diye sorsaydın..

Büyükelçin Bass, eğer kulaklarını beton dökerek kapattırmadı ise, alçaktan uçan F-16’ların seslerini sana aktarırdı..

Belki telefonla, canlı olarak da dinlettirirdi..

Sen de.. 

“Bu F-16’ları biz sattık ama.. Yerden bu kadar sesinin duyulması imkansız.. Bu uçaklar çok alçaktan uçuyor olmalı Bass.. Biz alçak uçuşlar yapıyoruz ama.. Bunlar bizden de alçak!” derdin belki de..

Değil mi Biden?..

Baymadan bir cevap ver Biden..

Haksız mıyım?

•

Biden’a bir hatırlatma daha yapalım..

“Bizde Başkan değil, mahkemeler iadeye karar verir” diyor ya..

Soralım kendisine.. 

“İade etmeye, Başkan’ın yetkisi yok, kabul ettik, diyelim.. Peki, Türk mahkemelerinin verdiği yakalama kararlarını ne yaptınız? Yakalama kararını niye uygulamıyorsunuz?”

Öyle ya.. İade etmek için, mahkemenin karar vermesini bekliyorsanız..

Bekleyin.. Ama en azından, kaçmasını önlemek için, Türk mahkemelerinin verdiği yakalama kararlarını da uygulayın..

Değil mi yani!