Diyanet yetkilisi: “Hürriyet’in yaptığı fitneciliktir” (?!)

,

  • GİRİŞ26.02.2017 10:39
  • GÜNCELLEME26.02.2017 10:39

“Son dönemde Doğan grubu onursal başkanı Aydın Doğan ve  sahibi olduğu medya organlarıyla ilgili sık sık gündeme gelen eleştiriler Diyanet’te nasıl değerlendiriliyor? İşte Diyanet kaynaklarından yansıyan görüşler..” diye yazıma başlasam..

Ne dersiniz?

Devam etsem, “Diyanet rahatsız” desem..

Sonrasında da..

Dün Hürriyet gazetesinin 1. sayfasında “7 eleştiriye 7 yanıt” başlığı ile, devam sayfasında ise “Karargah rahatsız” başlığı ile verilen haberdeki gibi..

Onlar nasıl ki, TSK’da isim vermedikleri bir kaynağa dayalı olarak kendi kafalarındaki açıklamaları TSK’ya mal ederek yayınlamışlarsa..

Ben de aynı şekilde..

“Görüştüğüm Diyanet’teki yetkili, Doğan grubu medya organlarındaki çıplaklık konusunun çok vahim bir ahlaki sorun olduğunu, hatta bu müstehcen fotoğraflar sebebi ile birçok müslüman ülkede Hürriyet gazetesinin internet sitesinin ‘Porno yayın’ gibi engellendiğini belirttiler” desem..

Hürriyet’in yaptığı gibi, devam etsem:

“Görüştüğüm Diyanet yetkilisi, ‘Sadece müstehcenlik değil, medyaya intikal eden ‘kağıt üçkağıdı’ davası da çok vahim iddialar içeriyor.. Devlete az vergi ödemek için naylon şirket kurmak, haramdır.. Böyle bir yanlışı hiçbir müslüman kabul edemez’ dedi.”

Ama Diyanet’teki yetkilinin ismini gizlesem..

Hürriyet’teki arkadaşlar ne derler?

Kamuoyu ne der?

Hürriyet’tekiler “Diyanet yetkilisi” kaynaklı haber için ne derlerse..

Aynısı, kendi haberleri için de geçerli..

Hatta benimkinde “kaynaklık” ile ilgili bölümde, onlarınki gibi bir sıkıntı var da..

Doğruluk konusunda, yapılan değerlendirmelerin haklılığı noktasında, benim aktarımlarımda hiçbir sorun yok.. Hürriyet’inki ise, baştan aşağı hayal..

¥

Diyanet kaynaklı haberime devam etsem:

“Görüştüğüm Diyanet yetkilisi, Hürriyet’in dünkü manşetini de değerlendirdi.. Ordu içinde fitne çıkarmanın büyük bir günah olduğunu belirten Diyanet yetkilisi, ‘Fitne, ölümden beterdir. Bu konuda ayet vardır.. Hürriyet’in TSK içinden isim vermeden yaptığı yayın, çok büyük bir günah, çok büyük bir hainliktir’ dedi.. Diyanet yetkilisi, sözlerini şöyle bağladı: Dinimizde ululemre itaat farzdır.. Hem dinimiz açısından, hem de mevcut hukuk sistemimizde Cumhurbaşkanı devletin en tepesindeki isimdir.. Onun emirlerine itaat, kanun açısından da, din açısından da zorunludur. Bu çerçevede, Hürriyet’in kafalarda soru işareti oluşturmaya yönelik manşeti, büyük bir vebale sebeb olmuştur..”

Kendi haberlerinin benzeri olan bu habere, ne der, Hürriyetçiler?

Bir şey demek isterlerse, köşem açık..

Ama lütfen, Diyanet yetkilisinin ismini bana sormasınlar..

Kendileri 28 Şubat’ta bu sorulara cevap vermiyorlardı..

“Haber kaynağı gizlidir” diyorlardı..

Şimdi de aynısını kendileri yaptıkları gibi..

Bir seferliğine de..

Ben aynı taktiği uygulamış olayım..

Kaynağımı açıklamadan.

Kendi kafamdaki tespitleri, Diyanet yetkilisine söyleteyim..

Aynen, Hürriyet’teki Ergenekoncuların.

Kendi kafalarındaki söylemleri, “karargah kaynakları”na söylettirdikleri gibi..

¥

Hürriyet’in 28 Şubat benzeri darbe tahrikçiliği, kendi içlerinde de soruna sebeb olmuş ki..

Hande Fırat’ın hazırladığı haber..

İstanbul’da 1. sayfaya başka, devam sayfasına başka başlıkla girmiş...

1. sayfada nispeten daha yumuşak..

Devam sayfasında ise, çok daha militanca bir başlık kullanılmış..

Ve Hürriyet içindeki kavga da..

Böylece su üstüne çıkmış..

Gerçekten de bir süredir.

Değişik medya organlarına sızdırılmış Ergenekoncular..

Dün Hürriyet’in yapmak istediği “fitneciliği” sergilemeye çalışıyorlardı..

Nitekim dünkü yazımın başlığı, “Katranı kaynatsan da, olmaz ki şeker” idi..

Hürriyet’in “Karargah rahatsız” başlığının benzeri söylemler, değişik internet sitelerinde, değişik gazetelerde önceki gün daha cılız ifadelerle dillendiriliyordu..

Ben de..

 O darbeci söylemi, dünkü yazımda eleştirmiştim ki..

Aynı gün çıkan Hürriyet..

Benzeri fitnenin çok daha kurnazcasını manşete taşımış..

Ben, Balyozcu generallerin, Ergenekoncu gazetecilerin isimlerini de vererek, TSK’daki başörtü yasağının kalkması ile ilgili girişimi gerekçe göstererek,eski darbe süreçlerini özlediklerini hatırlatırken.

Aynı özlem, dünkü Hürriyet’te kendisine yer bulmuş.. 

Bulmuş ki, aynen 28 Şubat sürecinde attıkları manşetlere benzer şekilde bir manşet atmışlar..

2003’teki Balyoz darbe girişimi sürecindeki başlıklarına benzer bir başlık kullanmışlar..

Eski dönemde de, “TSK rahatsız” dediler..

Cumhuriyet’in “Genç subaylar rahatsız” başlığını, hemen ertesi günü geniş şekilde sözümona haberleştirdiler..

Değişik vesilelerle..

Aynı doğrultuda onlarca haber yaptılar..

Şimdi geldiğimiz noktada..

FETÖ’cü darbeciler mahkemelerde yargılanırken..

Meşru hükümeti devirme girişiminin hesabını verirlerken..

Önceki dönemin Ergenekoncu darbecileri de, kafalarını çıkartıp, “Biz buradayız” demiş oldular..

İşin doğrusu şu ki:

FETÖ’cü darbeciler ne ise..

Ergenekoncu darbeciler de odur..

Aralarında hiçbir fark yoktur..

Bu gerçeği, dünkü Hürriyet’in manşeti ile, bir defa daha görmüş olduk..

Taktik aynı..

Söylem bile aynı..

Sadece, 28 Şubat sürecindeki “üst düzey bir general” ifadesi, olmuş “karargah kaynakları”..

2003’teki “Genelkurmay’dan askeri bir yetkili”, olmuş şimdi “askeri kaynaklar”.

Başka bir fark yok..

 

Ali Karahasanoğlu - Yeni Akit

Yorumlar1

  • orhan al 7 yıl önce Şikayet Et
    alternatif benzetme çok haklı.. mehmet görmez bir açıklama gelebilir
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat