Sol maskeli Amerikancılar çatlasın, gomünist geçinen soytarılar patlasın!

  • GİRİŞ12.10.2017 09:04
  • GÜNCELLEME12.10.2017 09:04

Vize olayının senaristinin John Bass olduğu, o kadar aşikar ki..

İşleyişi bilmeyenler..

Daha doğrusu, her yaşanılanı, AK Parti’ye saldırmak için malzeme olarak kullananlar..

“Yok yok.. Bass tek başına böyle bir karar alamaz” diye, bize yutturmaya çalıştılar..

Yanlış anlamayın..

ABD hükümetinin avukatı değilim..

“John Bass kötü.. ABD hükümeti iyi” modunda bir bakış açım kesinlikle yok..

Ama..

Bize yutturulmak istenen zokaları, kolaycacık boğazımızdan aşağıya yuvarlamak da, doğru olmasa gerek..

Yerli ajanlar istedikleri kadar işi abartsınlar..

Dışardan çok bildik uzmanlar, istedikleri kadar çaktırmadan “sopa”yı göstersinler..

Türkiye, “vize tartışması”nda, dik durdu..

Doğru noktada durdu..

Gelişen süreçte de, Türkiye’nin “dik duruşu”, kendisine büyük bir itibar artışı sağlayacak..

Gerek ezilen ülkeler nezdinde..

Gerek Müslüman ülkeler nezdinde..

Hatta Türkiye’yi, bir kaşık suda boğmak isteyenlerin dahi nezdinde..

İtibarımız artmıştır..

Saygınlığımız düne göre bugün, daha yüksek konumdadır..

Bakmayın siz, embedded gazetecilerin, “Yandık, bittik. Kül olduk” modundaki yazılarına..

Biz bu söylemleri çok dinledik..

2009’da “One minute-Bir dakika” denildiğinde yazılan çizilenler, bugün yazılanların 10 katı idi..

Belki o gün yazılanlarla bugünküler arasında bir fark olabilir..

Dün solcular da, o dik duruşu, istemeye istemeye de olsa destekliyorlardı..

Bugün ise..

Solcular da artık tam kapitalist oldukları için..

Onlar da..

“Yandık, bittik, mahvolduk” tayfasına katıldılar..

Peki gerçek ne?

Türkiye’ye karşı alınan kararın faili ABD hükümeti mi?

ABD derin devleti mi?

Benim açımdan ikisi de aynı..

Ama biri diğerinden daha tehlikeli..

Sadece bu bağlamda dikkate almak üzere..

“ABD hükümeti mi kararı aldı..

Derin devleti mi kararı aldı” diye bakarsak..

Vize kararının ilk duyurulması ile başlayalım..

İlk açıklama nereden geldi?

Türkiye’deki büyükelçilikten..

Her ne kadar açıklamanın içinde, “ABD hükümeti” ifadesi geçiyorsa da..

ABD hükümeti bir açıklama yapıyorsa.. Bunu Ankara’dan değil, Washington’dan yapması gerekirdi..

Dolayısı ile, ilk açıklamanın, ABD derin devletinin operasyonu olduğu, çok açıktı..

İtiraz etsek de..

“Yedik” dedik..

Bizdeki gizli Amerikancılar, sevindirik oldu..

Sandılar ki, Türkiye eyvallah edecek..

Türkiye, John Bass’ın kararına, misli ile mukabelede bulununca..

İçerideki hainler fena bozuldular..

“Ama olmaz ki.. Hemen teslim olmalı idik.. ‘Emredersiniz John Bass büyükelçim’ demeli idik” demeye getirdiler..

Türkiye’nin eyvallah etmediğini gören ABD, birinci ağızdan değil..

Dışişleri Bakanı’nın ağzından da değil..

Bakanın sözcüsü ağzından..

“Türkiye’ye vize sınırlaması kararı Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’yla eşgüdümlü alındı” açıklaması yaptılar..

Sizin anlayacağınız, tavuğun suyunun suyunun suyu.. 

Ama..

Tavuğun suyunun suyunun suyu bile.

Bizdeki satılmış hainlerin başını göğe yükseltti.

Ardından Pentagon, askeri tatbikatların vize kararından etkilenmeyeceğini duyurdu..

Bizdeki embedded gazeteciler, bu ipucundan da, vize tartışmasının ABD tarafında bir problem olduğunu çakamadılar..

Beklediler ki..

John Bass veda ziyareti kapsamında..

Tayyip Erdoğan’a.. Binali Yıldırım’a..

Diğer yetkililere ziyarette bulunurken verilen fotoğraflarla.. Türkiye’nin karizması çizilsin..

Beklediler ama..

Boşuna beklediler...

Hiçbir yetkili, John Bass’ı kabul etmedi..

Hani üç-beş tane kendini bilmez gazeteci olmasaydı.. John Bass’ın son basın toplantısına onlar da katılmasaydı..

Yani kısaca.. Tayyip Erdoğan’ın dik duruşunu, basın dünyasındaki kendisini Türk zannedenler de gösterebilseydi..

Final; dört dörtlük olacaktı.. Bass, bomboş saldalyelerle veda konuşması yapıp tarihe geçecek, bastırıp gidecekti ama..

Dedik ya..

Dışardaki hainlerden çok..

İçerideki ajanlardan darbe yiyoruz..

Ve en sonunda..

Dışişleri bakanları arasında, konu görüşülmeye başlandı..

Sonuçta neler çıkacak, yakında göreceğiz..

Şu kesin ki..

Türkiye, yargı kararı ile ABD çalışanını tutuklamakta haklıdır..

Bundan dolayı ABD’den gelecek her türlü karara misli ile mukabelede bulunmaya gücü vardır..

Bunu göstermiştir..

Sol maskeli Amerikancılar çatlasın..

Gomünist geçinen emperyalist kafalılar patlasın..

Onların muhalefette iken yapamadıkları efelenmeyi..

Tayyip Erdoğan, hem de sırtında yumurta küfesi varken, fazlası ile yaptı..

Bu da, Türkiye’de emekten yana, işçiden yana, ezilenden yana olduğunu iddia eden tüm gomünistlerie kapak olsun..

Gomünistlere çakıp duruyoruz da..

Kısacık, milliyetçi geçinenlere de dokunalım..

Devlet Bahçeli’yi yeterli görmeyip, ayrı parti kurmanın hazırlığına soyunan Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Koray Avcı’dan “vize tartışması”na dair tek bir değerlendirme duydunuz mu?

Niye bir açıklamaları yok?

“Partiyi kuracağımız sırada, bu tartışma da nereden çıktı? Biz ABD’den izin almaya çalışırken, şimdi bu konuda acaba ne desek ki” diye mi düşünüyorlar acaba?

Meral Hanım.. Ümit Bey.. Koray Bey..

Çıkın da bir yüzünüzü görelim..

 Korkmayın.. Daha iktidarda falan değilsiniz..

Muhaletfettesiniz.

Hatta muhalefette bile değilsiniz..

Partiniz bile yok daha..

Çıkın iki kelime edin de, varlığınızdan haberdar olalım..

Milliyetçiliğinizi bir test edelim..

Hani iktidara gelmeniz hayal ama..

Şurada fikir egzersizi yapıyoruz..

Sizin sorumlu olduğunuz bir dönemde, ABD casusluğuna soyunan, ABD büyükelçiliği çalışanlarını yargı tutuklarsa..

Siz ne yaparsınız?

Söyleyin de, bilelim..

Gerçek milliyetçilerden misiniz?

Naylonlarından mısınız?

Yeniakit

Yorumlar2

  • Alvarlıefe 6 yıl önce Şikayet Et
    Tuğrul Türkeş'in dediği gibi 2 çakal 1 sarhoştan ne beklenir ki
    Cevapla
  • vatandaş 6 yıl önce Şikayet Et
    tebrik ederim.Ali İhsan bey.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat