Tüm yollar Çankaya'ya çıkıyor

  • GİRİŞ17.04.2014 10:07
  • GÜNCELLEME17.04.2014 10:07

İktidar kulisinde milletvekillerinin nabzını tutmaya çalıştım.

Genel Kurul salonunda MİT yasası görüşülüyordu. Muhalefet, Aydınlık gazetesi ya da Cemaat medyasında yer alan iddiaları dile getiriyor, Beşir Atalay her soruya ayrıntılı cevaplar veriyordu.

Cumhurbaşkanlığı konusunda ilk gözlemlerimi paylaşayım.

Milletvekilleri büyük ölçüde rahatlamışlardı.

Çankaya gongu çaldı.

AK Parti Meclis grubu toplandı, Başbakan milletvekillerine, o soruyu sordu.

'Cumhurbaşkanı adayımız kim olmalı?'

30 Milletvekili söz aldı düşüncelerini ifade etti. Yüzde 95'i Başbakan'a, 'Cumhurbaşkanı olmalısınız' dedi. Partinin başına kim geçecek, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olarak Anayasa'daki yetkiler sizi tatmin edecek mi, Çankaya-hükümet sürtüşmesi yaşanır mı? şeklinde sorular da yöneltildi.

Elbette ki bu tür sorular sorulacak.

AK Parti milletvekilleri, liderlerini Çankaya'ya götürürken tabii ki AK Parti'nin Türkiye'nin geleceğinde de yer alması için hangi ellere emanet edileceğini görmek istiyor.

Özal ve Demirel sonrası ANAP ve DYP'deki süreçleri içinden takip etmiş biri olarak şunu gördüm. Siyasetçi kendisine seçim kazandıracak lider istiyor.

Başbakan, Çankaya'ya kim çıkmalı diye sordu. Milletvekillerinden, Cumhurbaşkanımız siz olun cevabını aldı.

Milletvekilleri de Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini hatırlattı. Başbakan Erdoğan'ın cevabı, 'Çankaya'ya çıkarsam tüm yetkilerimi sonuna kadar kullanırım' oldu.

'At binenin kılıç kuşananındır.'

Erdoğan şimdiye kadar Cumhuriyet tarihinin gördüğü en güçlü lider olarak ön plana çıktı. Nasıl Başbakanlık yaptıysa, o şekilde Cumhurbaşkanlığı yapacak.

'Terleyen ve terleten Cumhurbaşkanı olur.'

Bakanlar Kurulu'na da başkanlık eder, Türkiye'de de liderlik yapar.

Ayrıca Başbakan'ın, 'Kim Cumhurbaşkanı olsun' sorusunun arkasında, sadece Çankaya hesabı yoktu.

Peki ne vardı?

Bir partinin girdiği ilk seçimde tek başına iktidar olması vardı.

Bu sorunun arkasında, 'AK Parti dışından, eşinin başı açık olan biri Cumhurbaşkanı olsun' telkinlerine rağmen, AK Parti içinden ve eşinin başı kapalı olan birisini tercih ederek siyasi rüştünü ispat etme vardı. Demirel'in, 'Çankaya hiçbir faninin elinin tersiye iteceği bir yer değildir' demesine karşın, kendi nefsini değil, 'Kardeşim Abdullah Gül' diyerek dava arkadaşını tercih edebilen feragat örneği vardı.

Referandumundan yerel seçimine, genel seçimden parti kapatmaya, muhtıralara karşı verilmiş başarılı bir liderlik sınavı vardı.

AK Parti milletvekillerinin karşısında, 'Ben sizin liderinizim. Oyumuz yüzde 21.75'e düşse de beni Cumhurbaşkanı olarak seçmenizi istiyorum' diyen bir Özal yoktu.

'Sayımız Cumhurbaşkanı seçilmeye yetmiyor. Ancak koalisyon ortağımız SHP'nin desteğiyle Çankaya Köşkü'ne çıkmak istiyorum. Beni seçin' diyen bir Demirel de yoktu.

Girdiği her seçimi kazanmış, partisini 12 yıldır başarıdan başarıya koşturmuş, en son girdiği yerel seçimde Cemaat vesayetine meydan okuyarak yüzde 45.5 oy almış bir lider duruyordu.

3 Kasım 2002 seçimlerinden alıp, yüzde 58'lik referanduma kadar gitmek istemiyorum. Daha 18 gün önce 30 Mart akşamı yerel seçim sandığı açıldığında, sandıktan çıkan sonuçlardan birisi de, 'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı.

Özal vefat ettiğinde Demirel Başbakan'dı. Vefat haberini aldıklarında İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'le birlikte Aydın'daydılar.

Demirel, İsmet Sezgin'e fikrini sordu. Sezgin, 'Siz icranın içinden geliyorsunuz. İcranın başında kalın' dedi. Demirel aynı fikirde değildi. 'İki kez bu imkan önümüze geldi, biz Çankaya'ya çıkmadık. Bu kez de çıkmazsak, bunun bir eksiği ya da korkusu mu var derler' dedi.

Demirel Cumhurbaşkanı adayı oldu ve seçildi.

Bu Başbakan için geçerli bir anekdot değil ama Cumhurbaşkanı'nın halkın seçtiği tarihi bir dönem başlıyor.

Burada kritik soru şu:

Yeni dönemi, yeni Türkiye'yi, Türkiye'nin 10 yıllık hedeflerini kim planlayacak?

Yeni Türkiye'yi, Recep Tayyip Erdoğan mı inşa edecek, başka bir irade mi?

Bu millet 12 yıldır kendisine her sorulduğunda, Erdoğan'a, Türkiye'yi sen yönet diyor.

Millet ilk kez yapacağı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Erdoğan'a beni sen temsil et ve yeni Türkiye'yi sen inşa et diyecek.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Çankaya-hükümet ilişkilerini eski kalıplarla düşünmemek gerekiyor.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat