Halepçe'den Kobani'ye!

Önce 'New York Times', Saddam rejiminden kalma kimyasal silah depolarının IŞİD'in eline geçtiğini yazdı.

  • GİRİŞ19.10.2014 11:27
  • GÜNCELLEME19.10.2014 11:27

Irak'ın işgalinden sonra ABD kimyasal silah depolarının yerlerini tespit etmiş ama silahların 'Batı menşeli' olması yüzünden bu bilgiyi gizlemiş. Gazeteye konuşan emekli bir İngiliz albayı ise IŞİD'in Suriye'de kimyasal silah kullanmaya kararlı olduğunu gösterdiğini ve Irak'taki ilerlemesi sayesinde bu silahlara ulaşabilir duruma geldiğini söylemiş. Sonraki günlerde, Suriye'de IŞİD'in elinde 'Rus yapımı' savaş uçakları olduğu haberi ortaya atıldı.

Bu iki haber beni ürküttü. 1990'larda da, 2003'teki Irak işgal edildikten sonra da fellik fellik kimyasal silah arayan binlerce uzman ve denetçi eli boş ayrılmıştı. Söylenenlere bakılırsa Saddam Hüseyin bu silahları 'Birinci Körfez Savaşı' sonrasında imha etmişti. 2003'te Irak'ın işgali için gerekçe olarak kullanılan 'kimyasal' konusunda Amerikalılar 'yanıldıklarını' açıklamışlardı. Hangisine inanalım? ABD'liler Irak'ta kimyasal depolar buldular ise neden yok etmemişler de orta yerde bırakmışlar?

Burnuma pis kokular geliyor. İnsan ister istemez 1988'deki 'Halepçe Katliamı'nı hatırlıyor. IŞİD ve PYD 'Kobani'de savaşıyor bir süredir. 'Kobani'de katliam olacak' haberleriyle ülkemizde neler yaşandığını gördük. Bu arada ABD, PYD ile doğrudan temas kurduğunu açıkladı. Dünya kamuoyu ise Kobani'de katliam beklentisi içinde. IŞİD'çilerin beş yaşındaki kız çocuklarına bile tecavüz ettikleri şeklinde tüyler ürpertici iddialar ortaya atılıyor.

IŞİD'in Kobani'de kimyasal silah kullandığına dair iddialar ve fotoğraflar(!) dolaşıma sokuluyor ufak ufak. Kobani'de tuhaf bir şeyler dönüyor ama, bizler gerçekte neler olduğunu belki onlarca yıl sonra öğrenebileceğiz. 1990'da Saddam Kuveyt'e girdiğinde Batı medyası Irak askerlerinin hastahanelerdeki yeni doğmuş bebekleri kuvözlerinden çıkararak ölüme terkettikleri haberleriyle çalkalanmıştı. Güya birçok kişi bu vahşiliğe tanık olmuştu ve tanıkların iddiaları gerçekmiş gibi yayınlanmıştı. ABD'nin Saddam'ı durdurmak için müdahale etmesinden sonra iddiaların kurgu olduğu anlaşılmıştı.

ABD ve Batı sivil katliamları işine geldiği zaman görüyor, işine gelmediği zaman 'bilmiyorum, görmedim, duymadım' pozisyonuna geçiyor. Saddam İranlılara karşı defalarca kimyasal kullanmış ama Batılılar kafalarını kuma gömmüşlerdi. Irak'ın kimyasal kullandığına dair ciddi iddialara 'İran propagandası' muamelesi çekilmişti. Çok sonra, New York Times'e konuşan ABD'li bir istihbaratçı subay ise Iraklıların savaşta gaz kullanmasının kendileri açısından büyük bir stratejik kaygı teşkil etmediğini söylemişti.

Gerçekte ABD'li subaylar Irak'a askeri istihbarat desteği vererek Saddam'ın işini kolaylaştırmışlardı. 1988'de Irak jetleri Kürt kasabası Halepçe'ye gaz bombaları atarak 5 bin sivili öldürdüğünde bile ABD dikkatleri İran'ın üzerine çekmeye çalışmıştı.

Yazının devamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat