Sözde müttefiklerin yaptığına bakın!

.

  • GİRİŞ11.02.2020 11:14
  • GÜNCELLEME11.02.2020 11:32

ABD, Fransa ve Yunanistan Ege Denizi’ndeki “Skyros” adasında ortak askeri tatbikat yapmışlar. Tatbikatın adıysa, “Büyük İskender” imiş. Milattan önce 300’lerde Makedon Kralı İskender, Pers İmparatorluğu’na karşı giriştiği büyük Doğu seferleriyle tarihe geçmiş bir isim.

 

 

Birkaç aydır Antik Roma ve Yunan tarihi okuduğum için tatbikat hemen ilgimi çekti. Edward Gibbon’ın “Roma İmparatorluğu’nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi” başlıklı kitabıyla başlayan okumalarım beni İskender”e de yönlendirmiş idi. Plutarkhos’un “İskender-Sezar”, Arrian’ın “İskender’in Seferleri” ile” Jacop Abbott’ın “Büyük İskender” kitabından çok şey öğrendim.

Beni Gibbon okumaya yönelten ise “ABD’nin dünyadaki yeri” konusunda yapılan tartışmalar oldu. Trump’ın “Önce Amerika” sloganıyla Başkan seçilmesiyle birlikte tartışmalar daha da yoğunlaştı. ABD’nin dünya sistemi içindeki hegemon konumunun devam etmesini isteyen siyasal elitler, “ABD,Amerikan İmparatorluğuformunda varlığını sürdürsün” diyorlar. Trump ise sözde de olsa ABD’nin gücünün sadece Amerikalılara tahsis edilmesini savunuyor.

 

 

Özetle söylemek gerekir ise, ABD’de dış politika elitleri “Amerikan İmparatorluğu” ile “Ulus Devlet” çizgileri arasında bölünmüş durumdalar. Trump’ın “NATO”başta olmak üzere çok uluslu askeri ittifaklara ve ticari anlaşmalara karşı izlediği sözde negatif tutum ayrışmanın mahiyetine ışık tutuyor. Trump’ın Çin ile başlattığı ticaret savaşları da “Dünya Ticaret Örgütü”nün kurallarını koyduğu uluslararası sistemi aşındırıyor. Trump ABD’nin Orta Doğu’daki savaşlardan çekileceği vaadinde bulunmuş olsa bile bir arpa boyu yol kat etmedi.

ABD’nin birçok ülkede bine yakın askeri üsse sahip. Bu askeri yayılıma rağmen ABD kontrol gücünü muhafaza edemeyecek durumda. Çin gibi yükselen bir dünya gücü ise ABD ile rekabet halinde. Küresel sistem çürüdüğü için ittifaklar bozuluyor, yeni ittifaklar kuruluyor, vs.

Bunları anlatmamın sebebiyse, Amerikan siyasal elitlerinin “Roma İmparatorluğu”na, “Antik Yunan”a ve Büyük İskender’e sık sık atıflarda bulunmaları. Eski Roma’da da “Cumhuriyet” ve “İmparatorluk” yanlıları arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Yaygın görüşe göre, Roma’nın kontrol edemeyeceği ölçüde askeri yayılımı çöküşünü getirdi. İskender de büyük Doğu seferinin karmaşık süreçleri içerisinde kaybolarak, bir daha yurduna da dönemedi.

Plutarkhos, Livius, Tukidides,Polibios, ve Arrian gibi eski tarihçiler ”Cumhuriyet” ve “İmparatorluk” arasındaki çatışmalara dair ilginç bilgiler veriyorlar. Tukidides’in antik Yunan uygarlığının çöküşüne yol açtığı söylenen “Peleponnes Savaşları” hakkındaki meşhur kitabı, ABD’nin Çin ile güç rekabetinin tanımlanmasında kılavuz olarak kullanılıyor bugün.

Amerikalı siyaset bilimci Prof. Graham Allison’ın “Savaşa Gidenler: Amerika ve Çin Tukidides Tuzağından Kurtulabilecek mi?” kitabına daha önceki yazılarımda değinmiştim. Allison, “Yerleşik güç(ABD)” ile “yükselen güç(Çin)” arasındaki rekabetin eninde sonunda savaşla sonuçlanacağı şeklindeki görüşünü Tukidides’in kitabına dayanarak açıklamaya çalışıyor.

Konuya döner isek, ABD, Fransa, Yunanistan ve ülkemiz sözde NATO’da müttefikler. Peki “Büyük İskender Tatbikatı” ne anlama geliyor? “Greece.greekreporter.com” başlıklı internet sitesinde verilen bilgiye göre tatbikat bir Yunan adasını ‘Düşman’dan geri alma operasyonunu simüle ediyor imiş. Tatbikat Doğu Ege adalarının çoğunun askersizleştirilmesi gerektiğini iddia eden ‘herkes’e açık ve doğrudan bir mesaj gönderiyor imiş. Sözkonusu site bu yorumunu Yunan Genelkurmayı ile bağlantılı analistlere, diplomatlara dayandırıyor. Yazıda tatbikatın hedefindeki ‘düşman’ ülkenin ismi açıkça söylenmiyor tabii ama tahmin etmek zor değil.

Tatbikatın adı bile ziyadesiyle kışkırtıcı. İskender Yunanistan’ın güvenliğinin ‘Doğu’da başladığı görüşündeydi. Bu söylem ABD’nin Ortadoğu’daki askeri varlığını, yanı sıra İsrail’in güvenliğini ABD’nin Ulusal Güvenliğiyle özdeşleştiren küreselci “Neocon” zihniyetle çakışıyor. 11. Ve 13. Yüzyıllar arasında cereyan eden “Haçlı Seferleri” de bu bağlama yerleştirilebilir. Büyük İskender’in mezarı bile bilinmiyor bugün ve Haçlı Seferleri ise fiyaskoyla sonuçlandı. Doğu’yu yutmak isteyen güçlerin Doğu’da eriyip kaybolup gittikleriniyse yine tarihler yazıyor.

Yenişafak

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat