Topkapı Sarayı'nın can yakan görüntüleri
Osmanlı İmparatorluğunun sarayları ve şaşaası üzerine çok söz söylenir.
- GİRİŞ27.09.2016 09:37
- GÜNCELLEME28.09.2016 07:41
Çok slogan atılır. Art niyetli insanlar kafalarındaki sapık dünyayı “Harem”e mâl eder. Bütün Cumhuriyet nesilleri, okul kitaplarında “Maliyenin iflası ve saraylarda yapılan bin bir gece alemleri arasında kurulan ilişkilerin” hikayesiyle büyümüştür.
Oysa Avrupa’nın ve Rusya’nın başkentlerindeki sarayların insanlarımız tarafından gezilmeye başlandıktan sonra daha iyi fark edilmeye başlandı ki; Bizim saraylarımız yapıldıkları çağlarda Dünyanın en mütevazı ve en sade saraylarıdır.
Unutulmasın ki, Osmanlı İmparatorluğu “Büyük Devletler” denilen kategoridendir. Hatta 1400 ile 1750 li yıllar arasında dünyanın en büyük tek hakim gücüdür. Büyük devletlerin kendilerine göre protokolleri vardır ve bu protokollerin kendine göre gerekleri vardır. 19. yüzyıldan itibaren dünya üzerinde tamamen değişen bu protokol kurallarını hiç şüphesiz ki bizim Topkapı Sarayı’nın kaldırması mümkün değildi.
Sultan Abdûlmecid Han’dan itibaren Osmanlı padişahlarının kullanmayı terk ettiği saray, o tarihten itibaren arşiv, hazine ve maliye bürokratları tarafından kullanıldı. Ayrıca tahta çıkan Osmanlı padişahları da tahta çıkma ve biat merasimlerini hatta bazıları kılıç kuşanma merasimlerini burada yaptı. O tarihlerde sağlam ve kullanmaya müsait olduğu tarihi belgelerden anlaşılan saray, ne oldu da 1930’lu yılların sonunda yani saltanatın kaldırılışının 16, hilafetin kaldırılışının 18. senesinde resimlerden de anlaşılacağı üzere tam bir harabe ve yıkıntı haline gelebildi. Bu sorunun uzmanlar tarafından açıklanmaya ihtiyacı vardır. Bir yapıyı kendi haline bile bıraksan 16 senede bu hale gelmez.
Ben sözlerimi uzatmadan resimlere geçiyorum. Buyurun 622 yıllık köklü bir maziye sahip Koca Osmanlı İmparatorluğunun en büyük sarayı olan Topkapı Sarayı’nın 1930’lu yılların sonunki pek çoğunuzun ilk defa göreceği hazin ve hüzün dolu görüntüleriyle İmparatorluğun 400 sene dünyayı idare ettiği tarihi Topkapı Sarayı’nın can yakan vaziyeti…
NOT: Bu fotoğraflar 1939 ile 1942 seneleri arasında çekilmiştir.
Saray bahçesinin “BÎRUN” bahçesinin sağ tarafındaki saray mutfağının giriş kapısı
Aşçılar Koğuşunun giriş kapısı
400 sene dünyayı idare eden Divan-ı Hümayûn toplantılarının yapıldığı Kubbe altı salonunun giriş kısmı
Saray mutfağının helvahane kısmı
Sarayın “ENDERUN” denen iç bahçenin solundan girilen saray “HAS AHIRI”nın ana binası
Sarayın içinde bulunan Has Ahır’ın içi
Fatih Sultan Mehmed Han’ın Topkapı Sarayı’ndan önce ev olarak kullandığı ve bugün Arkeoloji Müzesi’nin bahçesindeki Çinili Köşk
Saraydaki Zülüflü Baltacılar Koğuşu’nun giriş kısmı
Has mutfağın iç kısmı
Saray kubbe ve bacaları
Saray Mutfak kısmının kubbeleri
İçinde bizzat padişahların namaz kıldığı “BEŞİR AĞA” camii
Sarayın içindeki mutfağa ait helvahane kısmı
Osmanlı’da Divan Toplantılarının yapıldığı ve dünyaya nizam verildiği Divan-ı Hümayun odasının içi
İmrahor odası içindeki moloz kısım
Mutfakların harap bacalarından bir tanesi
Saray Muayede salonlarından birinin kubbeli damı
İçinden Sancak Valiler, Kadılar, Beylerbeyleri çıkan Enderun Mektebi’nin iç kısmı.
Saray Camii’nin iç kısmı
Sarayın ana bahçesindeki revaklı koridor
Sarayda Dış İşleri Bakanı olan Resi’ül Küttab’a bağlı olarak çalışan ve ülkelerarası yazışmaların yapıldığı “DİVİT ODASI”
Padişahların Divan toplantılarından sonra paşaları tek tek dinlediği ve “Ayak Divanı” adı verilen ARZ ODASI”
Hırkai Saadet koğuşu
Osmanlı Hazinesinin muhafaza edildiği Hazine Dairesinin çatısı
Elçi Hazine Odası
Sarayın Sarayburnunu gören Hazine odasının balkonu
Haremdeki Veliaht Dairesi’nin önündeki iç bahçe
Yorumlar4