Yine 24 Nisan ve Yine Ermeni Saçmalıkları “1”

.

  • GİRİŞ24.04.2017 07:29
  • GÜNCELLEME26.04.2017 07:19

Bugün  24 Nisan 2017 . Eee yani? diye soruşunuzu duyar gibiyim. 24 Nisan günü onlarca yıl başımızı ağrıtan ve ağrıtacak olan bir meselenin yıl dönümü “sözde Ermeni Soykırımı” meselesinin 102. Senesi. 1915 de gerçekleşen ve tamamen bir tarihi mesele gibi görülmesi gerekirken Türkiye’yi sıkıştırmaya, tazminata mahkum etmeye çalışan iç ve dış düşmanların tarih platformundan çıkartıp siyasi platformda içinden çıkılmazı imkansız hale getirilen bir polemik konusu olmuştur maalesef.

19. yy. Anadolu’da yaşayan ve Osmanlı tarafından “Millet-i Sadıka-Sadık Millet” olarak isimlendirilen Ermeniler, Osmanlı Devleti’nde gerçekten de çok çalışmış ve devletin istikrarı ve devamı için çok emek sarfetmiştir. Devlet de bu samimi yaklaşıma kör bakmamış başarıyı, “işi ehline veriniz” İslami doktrini mucibince makamla ve şerefle ödüllendirmiştir. Bu makam ve mevkiler o kadar büyümüş ki 600 senelik Osmanlı tarihinde yüzlerce Ermeni paşa, bürokrat, vezir, mimar, müzisyen çıkartmıştır.

Daha ne olsun Tanzimat sonrası Osmanlının Avrupa’ya açılan penceresi olan Dolmabahçe Sarayı’nı bu devlet, Balyan isminde Ermeni aileye yaptırmış, saraylarda, evlerde, kahvehanelerde Tatyos Efendi’nin besteleri çalınıp söylenmiştir. Üstelik bu durum yeni de değildir. Osmanlı’nın en şaşalı döneminde yani muhteşem Süleyman zamanında bile devletin imar işi bir ERMENİNİN ELLERİNE BIRAKILDI… Ermeni kökenli Kayseri Ağırnaslı Mimar Koca Sinan’a… Evet evet yanlış okumadınız Mimar Sinan bir Ermeni’dir… Ancak hiç fark etmez koca mimar Sinan has ve halis bir Müslüman olması hasebiyle bizim din kardeşimizdir

1913 senesi tüm Anadolu’da Avrupa ve Rusya’dan cesaret ve mühimmat alan Taşnak, Hınçak ve Sutyun denilen eşkıya Ermeni çetelerinin isyan ve Müslüman köylerinde katliam yaptığı senedir. İlginçtir ki bu katliam eylemleri bir anda ve bir yerden emir alıyormuşçasına ansızın başladı. Erzurum, Kars, Van, Tunceli, Adana, Antep, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon başta olmak üzere tüm doğuda çok büyük katliamlar yaptılar. Bunun üzerine Osmanlı Hükümti bölgeyi çok iyi bilen ve bölgede senelerdir vazife yapan Kâzım Karabekir’i bölgeye teftiş yapması için gönderdi. Bilhassa Van şehrinde büyük, çok büyük katliamların yapıldığını tespit etti ve yüzlerce fotoğraf çekerek bu alçak katliamı belge altına aldı.

Karabekir gördüğü ve mağdurlardan duyduğu her şeyi rapor haline getirerek İstanbul’a hükümete sundu. Çok dehşet tespitlerde bulunan bu rapor insanlığın bittiği noktayı gözler önüne serdi. Şöyle başlıyor sayfalar dolusu bu raporun başı;

3 ncü Ordu Kumandanlığına:

Ermeni eşkıyâsı Erzincan ve civârındaki irtikâb eyledikleri mezâlime ve yirminci asr-ı medeniyye ile kabil-i te’lîf olmayan envâ’-i hûn-hârlıklarına Aşkale’den Erzurum istikâmetine tard olundukları vakit daha beterini yaparak Ekbertos’un mezâlimine rahmet okutmuşlardır. Merdiven köyünde kırk beş, Aşkale’de on yedi, Tilkitepesi’nin iki kilometre güneyinde harîtada ismi yazılı olmayan Cinis köyünde altı yüz küsûr zükûr ve inâs nüfûsun on üçü müstesnâ olmak üzre mütebâkîsi ihrâk edilmek ve süngülenmek ve hamile kadınları karınları yarılarak çocukları kucaklarına verilmek sûretiyle şehîd edilmiş olduğunu arz eylerim.                                            2/Şubat/1329

Ermeni din adamları cennete girmenin birinci yolunun Müslüman kanı akıtmaktan geçtiğini söyleyen dini ayinler vermekte, cennette arsa ve ev sahibi olmanın tek yolunun Müslüman canına ama çoluk çocuk demeden tüm İslam diyarını kan gölüne çevirmekte olduğunu Ermenilere nakşeden Ermeni din adamları acaba bu soysuz yalanlarından dolayı hiç utanmış ve pişmanlık duymuşlar mıdır?.

Osmanlı askerleri Kars üzerinden Erzurum ve onun arkasına doğru hızla cinayet işleye işleye akarken karşısında sadece Osmanlı askerini gördü. Cephede iki ülkenin ordusu kıran kırana mücadele ederken Anadolu halkı olarak görülen Ermeniler, başta Avrupa ülkeleri “bilhassa Fransa”dan ve Rusya’dan aldığı cesaretle kendisine arkasını dönen Osmanlı Ordularına arkadan hunharca vurmaktan hiç çekinmediler. Bu yaşanan hadiselerin üzerine bir de İstanbul’dan bölgeden inceleme yapması ve hadiseleri bizzat yerinde görmesi için bölgeye gönderilen Kâzım Karabekir’in gönderdiği rapor eklenince Osmanlı Hükümetine hadiseye müdahale etmekten başka çıkar yol kalmadı. 

Bu acı ve felaket dolu satırların bulunduğu Ermeniler tarafından Anadolu’da yapılan katliamın gözyaşları ile yıkandığı raporun içinde bulunan ve bütün Anadolu’da Ermeni mezalimini belgelemek için çektiği fotoğraflar acı fakat tarihe belge olarak kalmıştır. Bu rapor ve diğer askeri bilgiler İstanbul’a ulaştığında hükümet Başbakan Talat Paşa’nın başkanlığında toplandı ve hali hazırda yapılan Kafkas Cephesi’ndeki Ruslarla mücadelenin yanı sıra arkadan haince saldıran bu Ermeni çetelerine bir ders vermek ve duruma bir çare aramak için toplandı ve Mayıs 1915 de Zorunlu Ermeni Tehciri “göçü”nü kararlaştıran meşhur Bakanlar Kurulu kararını imzaladı.  

Şimdi çok mühim bir noktadayız. Zira Ermeni diasporası ve içimizdeki işbirlikçiler bu Bakanlar Kurulu kararı için soykırımın başlangıç noktası olarak görürler. Ama gözden kaçırdıkları çok mühim bir nokta vardır. O da Güya Ermeni miletine soykırım yapmayı planlayan hükümetten aldığı emirle soykırıma kalkışan Osmanlı ordusunda her biri çok mühim vazifeler icra eden “sıkı durun”; 17’si paşa, 365’i Miralay(Albay), 1785’i subay olmak üzere 7762 Ermeni kökenli asker bulunmaktaydı. İşte bütün vicdanların suspus olduğu olmak zorunda olduğu yerdeyiz. Soykırım yapmakla suçlanan Osmanlı Ordusunda 7762 Ermeni paşa ve subay bulunmakta ve onlara her ay maaş vermekteydi. Bu ne yaman çelişki değil mi?. Bu durumu diasporaya ve onun içimizdeki işbirlikçilerine havale ediyorum.

Bütün bu olumsuzluklar karşısında Talat Paşa’nın Sadrazamlığında toplanan Osmanlı Hükümetinin aldığı zorunlu tehcir kanununda hangi maddelerin olduğunu sayfamızın sınırlarını zorlamamak adına dilerseniz haftaya zikredelim.

Birinci Bölümün Sonu.

 

 

Yorumlar6

  • Anonim 6 yıl önce Şikayet Et
    Ahmet Bey sanirim Galapagos'taki bir soykirimdan bahsediyor, olaylar ve sahislar bir hayli karismis...
    Cevapla
  • Ömer Şahin 6 yıl önce Şikayet Et
    Tarihin tozlu sayfalarına karışmış öyle etkileyici anekdotlar paylaşıyorsunuz ki, zihinlerimizde bambaşka aydınlıklar oluşturuyorsunuz. Öncelikle bunun için çok teşekkür ederim. Bir tabir vardır "yalancı her zaman 1-0 önde başlar" diye. Bize bu anlamda düşen bıkmadan usanmadan hakkımızı aramak anlatmak ve bilinçlendirmek. Ne zaman anlatmaktan yoruluruz işte o zaman kaybederiz.
    Cevapla
  • Çapanoğlu 6 yıl önce Şikayet Et
    Daha bir asır bile olmadı, Siyahileri köle pazarında satan Avrupa soysuzu hangi siyahiden özür diledin, dön de aynaya bak kimin soykırım yaptığını görürsünüz. Tek dişi kalmış canavarlar sizi!!!!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • isa 6 yıl önce Şikayet Et
    Referandum sonucunu ana muhalefet partisi nasil kabul etmiyorsa icimizdeki ermeni hayrani sözümona koca koca okumus yazmis, ayrica cok bilmis entel-dantel takimimiz gibilerine anlatmak ikna etmek deveye hendek atlatmak kadar zordur. Ermeni vatandaslara birtek soru: Osmanli ermini vatandaslara soykirim yapmak istiyordu ise niye 1915 dünya savasi yillarini secti. Niye 1915 niye 1900 degil yada niye daha önceleri degilde 1915. Demekki 1915 de birseyler olmus. Sözüm o cok bilmislere, saksiyi biraz calistirsinlar, sadece bere yada sapka icin kullanmasinlar.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Mütefekkir38 6 yıl önce Şikayet Et
    Bu soysuz ermeniler ve bunların soysuz destekçileri, Bizim Gibi Asil Bir Millete ne hakla siz soykırım yaptınız diyebilir ki? Üstelik Türkiye Cumhuriyeti,tarih arşivini açıp elindeki belge ve bilgileri ortaya koyup uluslararası anlamda bir heyetle nesnel yaklaşımla tarihin doğru yazılması için çaba sarf ettiği ortadadır. Devletimizin, Milletimizin ve Binlerce Yıllık Medeniyetimizin Alnı Her Daim Ak'tır ve Tarihimizde Utanç Duyacağımız Bir Mesele Yoktur!!!
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat