Geçenlerde, asker kıyafetli teröristlerin 15 Temmuz gecesi attıkları bombalar sonucunda TBMM binasında meydana gelen hasarı düzeltmek için meclis başkanlığı bazı bölümleri restore etti.

Bu çalışmalar kapsamında, başkan vekilleri odasının duvarına da Âli İmran Suresinin 159. Ayet-i Kerimesi hat bir levha biçiminde asılmış. Bu durum elbette ve tabi ki genleri ve karakteri farklı işleyen CHP’yi ve CHPlileri rahatsız etmiş.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel bu durumu, Uğur Dündar’ın namaza giden öğrencilerin görüntülerini gizli bir biçimde çekerek geri zekâlılara anlatırcasına ana haber bülteninde yetmiş defa;

“Şok şok şok şehrin ortasında namaza gidiyorlarrrrr” biçiminde verdiği üstün gazetecilik örneği gibi bir tavırla, basın mensuplarını topladı ve atomu parçalamışçasına, uzayda bir şey keşfetmişçesine bir tavırla, duvarında ayetin asılı olduğu odada yaptığı “gizli hatta çok gizli çekimleri” ve duvardaki ayetten duyduğu rahatsızlığı anlattı.

Dedim ki kendi kendime;

Yahu şu dünyada her şey ve herkes bir nebze dahi olsa değişir ama şu CHP asla değişmez yedisinde neyse yetmiş yedisinde de o maalesef.

CHPli Özel, TBMM'de, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın Başkanlık Divanında yapılan tadilatlarla ilgili yaptığı açıklamada, duvarda asılı olan, Âli İmran suresinin 159. ayetinin yazılı olduğu tabloları göstererek;

"Burada elbette böyle bir tablo kendisi tarafından kullanılabilir ama bunu muhalefet partilerinin bulunduğu bölümün duvarına dayatmış"

Diyerek, ayetlerden rahatsızlığını dile getirdi.

Ne diyor biliyor musunuz klasik bir CHPli olan Özel’in rahatsız olduğu Âli İmran 159’da Allah-u Teala bize;

"Sen onlara sırf Allah’ın lütfu sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever."

İşte CHP’nin ve onun başkan vekili Özgür Özel’in rahatsız olduğu Allah’ın ayeti aynen böyle söylüyor.

Bu saptamayı yaptıktan sonra müsaadenizle bu CHPliye ve CHP kafasına tarih dersi vermek istiyorum.

Özgür Efendi, gel bakalım, otur dizimin dibine aç kulaklarını ve dediklerimi sıkı sıkı belle. Belle ki yeter artık milletten ve onun aziz değerlerinden uzak durmanız.

Derse başlıyoruz. Hazır mısın?

Senin vekil olarak çalıştığın ve 20 küsur bin lira maaş aldığın o meclis var ya, hah işte o meclis, 23 Nisan 1920’de Hacı Bayram Veli Camii’nde kılınan Cuma Namazı’nın ardından okunan Hatm-i Şerifler ve Buhari Şerifler eşliğinde kesilen kurbanlar, çekilen tekbirler ve gözlerden akıtılan yaşlar eşliğinde açıldı.

Ve hatta Özgür Efendi,

Meclisin açılması 21 Nisan Çarşamba diye kararlaştırılmış ama senin başkan vekilliği yaptığın o parti var ya, işte o partinin kurucu başkanı Mustafa Kemal Paşa diye biri var bildin mi? İşte o adamın telkini ile açılış Cumaya çekilmiş.

Demiş ki senin partinin kurucu başkanı Mustafa Kemal;

“Madem çarşambaya kadar bekliyoruz iki gün daha bekleyelim de açılışı Cumaya denk getirelim.”

Sen ve senin saz arkadaşların o gün yaşasaydı bu ertelemeyi “Laikliğe” aykırı bulur,

ısrarla reddeder ve hakimiyet-i Miliye Gazetesi ile Anadolu Ajansı’ndan muhabir ister bu

durumu basın önünde kınardın. Değil mi?

Daha fenasını söyleyeyim mi? Senin kurucu başkanın Mustafa Kemal’in başkanlığını yürüttüğü meclisin genel kurul salonunda başkan koltuğunun arkasında kocaman yazılarla “Şura Suresi’nin 38. Ayet-i Kerimesi” asılı idi.

Diyor ki Şura 38;

um şûrâ beynehum - Onların işleri aralarında danışma, görüşme (şura) iledir.”

Hey gidi Özgür Efendi heyyy. Mensubu bulunduğun o meclis duvarlarına Allah’ın ayetlerini ilk defa Akparti değil, senin partin ve onun kurucu başkanı Mustafa Kemal astı.

Şimdi haydi bir parça samimi ol ve bunu da basın önünde kına.

İlk meclis binasında kürsüde İsmet İnönü konuşurken arkasında Şura Suresi 38. Ayet asılmıştır.