Ne Olursa olsun Ama Yeter ki Tayyip Gitsin

  • GİRİŞ10.05.2018 07:12
  • GÜNCELLEME11.05.2018 08:12

Bazı hatalar vardır, çok büyüktür affedilemez ve tarihe kara bir şekilde nakşedilir. İşin kötüsü bu hata, nesilden nesile yürür gider ve şuursuz bir kuşak bulunca tekrar eder. Size işte böyle bir hatadan bahsetmek istiyorum. Geçmişte yaşanmış ve bugün de yaşanan acı bir hatadan…

Ülke olarak zor, çok zor günler geçiriyoruz. Milli birliğin ve beraberliğin zincir zincir tüm halkımızı örmesi gereken şu zamanda, ayrıldık parça parça olduk. Üstelik ne tuhaftır ki ülkesini sevdiğini ifade eden ve vatan sana canım feda sloganı ile ömrünü geçiren, bir de Türk olduğu için çok mutlu olan garip bir zümre var bu ülkede.

 

 

Meydana gelmesinde hiçbir etkisi olmadığı halde ırkı ile övünen işte o zümre bile, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” söylemini bir kenara bıraktı ve makyavelist bir felsefe ile zafere giden her yolu mübah saymaya ve bu uğurda herkesle ittifak kurmaya teşne göründü.

Peki neydi bu grubun ve diğer grupların zafer hanesine koydukları şey;

Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa birileri tarafından atanmayan, halkın oyları ile seçilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı her ne olursa olsun, hangi yolla olursa olsun, bu uğurda kimlerle ittifak etmek gerekirse gereksin alaşağı etmek ve 16 yıldır demokratik yollarla alamadıkları intikamı nasıl olursa olsun almak. Bunu isteyenler neredeyse devletin mağlup olup teröristlerin ve düşmanların galip olmasını isteyecekler…

Recep Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekirse ülke de kaybetsin düşencinde olan bu haşereler, ne yazık ki bugünün ürünü değiller çok evvelden de böyle düşünen vatan hainleri mevcuttu. Tarih bunlardan zavallı ve düşmanla işbirliği yapmış hain devlet adamları şeklinde bahseder.

Mesela, 17. Yüzyılın ciddi kronik kaynaklarından olan Silahtar Tarihi’nde;

Osmanlı Sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın 2. Viyana Seferinde bozgun yemiş bir şekilde mağlup olduğunu ve İstanbul’a eli boş döndüğünü duyunca Topkapı Sarayı’nın bahçesinde sevinç çığlıkları atıp çocuklar gibi oynayan haysiyetsiz devlet adamlarından bahsedilir.

Sadece bir tek örnek mi ? Hayır.  Plevne Savaşı’nda Gazi Osman Paşa Mağlup olunca, ya da Edirne Kahramanı Şükrü Paşa Edirne Savunması’nda Bulgarlara mağlup olunca mutlu olan ve çocuklar gibi sevinen Osmanlı devlet adamları maalesef tarihimizde kara birer leke olarak yer almışlardır.

Yakın tarihimizde bir aslan vardır, bilinmesi gereken bir aslan; Edirne kahramanı Şükrü Paşa. Kendisine merkezden yardım gelememesine rağmen açlıktan ölmeyi göze alarak, askerlerine ağaç kabuğu yedirerek esir düşmek pahasına Edirne’yi Bulgarlara karşı koruyan dev bir ümmet kahramanı.

Ben diyor paşa, düşman Edirne’yi aldıktan sonra ölürsem beni gömmeyin bedenimi köpekler yesin. Ben gömülmeyi hak etmedim demektir. İşte bu paşa düşmanın mahareti ile değil, başkent İstanbul’daki bir takım partizanca dalavereler neticesinde yenilince Edirne Bulgarların eline geçer.

Müteakip senelerde müttefik olan Bulgar Ordusu ile Romanya Ordusu birbirine girer. Tüm cephelerde mağlup olmaya başlayan Bulgaristan Edirne’yi boşlar ve diğer cephelere ağırlık verir. İşte Bulgarların bu zor durumundan yararlanan Osmanlı Ordusu Edirne’yi tekrar ele geçirir. Osmanlı Ordusu adına şehre el koymaya giden İttihat ve Terakki Partisi mensubu Enver Bey için Osmanlı Genel Kurmay’ında vazife alan ve yükselmek, makam sahibi olmak için vatanı dahi satabilecek duruma gelen Hürriyet ve İtilaf Partisi üyesi partizan subaylar düşüncelerini şu hain kelimeler ile dile getirdiler;

      "Edirne’yi Enver alacağına bırakın Bulgar alsın"

Bu acı durum karşısında, Osmanlı’nın düşman kuvvetlerce mi yoksa kendi siyasetçilerimiz eliyle mi yıkıldığını varın siz düşünün.

Bugüne dönecek olursak, bu tarihi kıssalardan da hareketle, siyasi tarihimizin yeniden önemli bir dönemeçte olduğu gayet açıktır. Bugün ne yazık ki bazı siyasetçilerimizin hala bu yukarıda bahsettiğim yaşanmış hadiselerden, tarihten ders almadığını görmekteyiz.

Bu siyasetçilerin kimler olduğunu ifade etmeye gerek yok kanaatindeyim. Ancak şu bir gerçektir ki, bugün ülkenin bu zor anında devletinden yana, hükümetinden yana olmayıp şer güçler ile kuvvet ve söylem ittifakı yapan bu çapsız siyasi portreler, tarih kitabına hiç hoş olmayan sözlerle geçecek ve torunlar onlardan nefretle söz edecekler.

Benden söylemesi.

Yorumlar14

  • Sadakat 5 yıl önce Şikayet Et
    Su nifak toplulugunu gorunce su ana kadar eline gecirdigi kazanimizlarimizi bu ser odagiyle kaybetmez diye dusunuyorum! Bu millet daha kendini idare edemeyen ser odaklarina ulkeyi teslim etmez ve asla edemeyiz!
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • orhan 5 yıl önce Şikayet Et
    Aynı Enver paşa ve İttihatçı kafanın da Edirne'nin düşmesi üzerine bunu fırsat bilip hükümet darbesi yaptıkları , hatta Enver Paşa ve bazı İttihatçı subayların "er" kılığında Edirne'ye gelip askerleri teslim olmaları için provoke ettikleri de vakidir hocam..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Ahmet Can 5 yıl önce Şikayet Et
    Ahmet bey çok dogru tespitler kaleminize gonlunuze sağlık
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Remzi. 5 yıl önce Şikayet Et
    Yüce Allah Yurdumuzu,Reisimizi,İslam ümmetini korusun.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Elif 5 yıl önce Şikayet Et
    Allah’ın izniyle bu sefer başaramayacaklar ☝️Eline sağlık Ahmet abi .
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat