Teşekkürler Mustafa polis

....

  • GİRİŞ23.09.2019 12:36
  • GÜNCELLEME23.09.2019 12:36

Geçtiğimiz gün Diyarbakır Valiliğinin önünden geçiyordum, ziyaretçilerin girdiği kapının önünde bir bayan bekliyordu. Yaşlı, kimsesiz ve mağdur olduğunu anladığım için yaklaştım, halini hatırını sordum ve kendisine yardımcı olmak istediğimi söyledim.

Yardım talebime içten bir teşekkürle karşılık veren bu hanım kardeşimiz, o kadar emin ve o güzel Kürtçesi ile o kadar rahat bir şekilde, “Polis Mustafa’yı bekliyorum, Vali Beg ona söylemiş, Mustafa Polis bana yardım edecek” dedi ki sormayın. Çok sevindim. Gariban bir hanım, Vali’nin kapısına kadar gelebiliyor, Vali’den emin, Mustaf(lar)’dan emin bir şekilde gelip sorununa çözüm bulup evine dönebiliyor.

Tam bu sırada Polis Mustafa çıkageldi. Çoktandır görmediği yakınını görür gibi aldı ablamızı, bir güzel hatırını sordu, bir evladın özlemle beklediği annesini görmüş gibi ilgilendi ve kendisine yardımcı olmak için alıp götürdü.

Bunu neden önemsiyorum?

Devlet, Polis Mustafa’dan önce ilin Valisinin üzerinden vatandaşın kalbinde yer alır. Devlet Başkanının talimatı ile bütün Valiler de kabiliyeti, insaniyeti, merhamet ve sorumluluk bilinci kadar vatandaşa en iyi hizmeti yine en iyi şekilde götürmeyi ibadet telakki etmelidirler.

Demek ki Polis Mustafa’nın ve Şehrin Valisinin kalbi, yüreği, müktesebatı o gariban ve kimsesiz hanımı bu kadar etkilemiş ve emin kılmış ki, zerre kadar tereddüt etmeden, “Polis Mustafa bana yardım edecek, Vali Beg ona söylemiş!” diyordu.

Devletler tepeden tabana doğru bir yapı arz ederse ceberrut bir “yaratık” olur. Tabandan tavana doğru bir yapı olunca devlet vatandaşı yönetemez, ancak idare eder duruma gelir ki uzun ömürlü olmaz.

Ne zaman ki -istisnai durumlar dışında- devlet vatandaşının inancını, duygularını, düşüncesini, değerlerini, derdini bilir, anlar ve bunların saygınlığını esas alır ise o zaman “Akışkan yönetim”i esas alır ise “Yönetişim” gibi sihirli bir kavramı keşfeder.

İşte Polis Mustafalar bu aklın eseridir. Hz. Peygamber’e de (as) atfedilen, “Size davranılmasını istediğiniz gibi başkasına davranın ve size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapmayın” ilkesini benimseyen “Polis Mustafalar” son 15 yılda yetiştiler. Daha önceleri polisler sadece aile ve sosyal çevreden güzel hasletler edinebiliyordu, lakin artık aile ile birlikte polis yetiştiren eğitim kurumları da “insan” ve insani değerleri merkeze alan bir eğitim anlayışı ile polis yetiştiriyor.

Sadece bu mu?

“At sahibine göre kişner” Atasözü tam da bu mesele için söylenmiş gibi. Polis, amirine-müdürüne, müdür de Valisine, Vali bakanına ve Cumhurbaşkanına yaraşır bir ahlak, kişilik ve yöneticilik anlayışı kuşanır. Ya da devletin en tepesinde Sayın Cumhurbaşkanı bu evsafta Bakan, Vali bulur ve o zaman da “Polis Mustafalar”a kadar kendilerine dua edeceğimiz görevlilerle vatandaşın huzuru, esenliği, güvenliği sağlanmış olur.

Bundan 20 yıl önce “sürgün bölgesi” olan şehrimize “hal ve gidişi” zayıf olan memurlar, müdürler, kaymakamlar, valiler gönderildiği gibi polislerin de “yaramazı” buralara gönderiliyordu.

Şimdi gözden kaçan! 1-2 idareci dışında liyakat itibari ile seçme idareciler gönderiliyor. Böyle olunca da Polis Mustafalar milleti devleti ile kenetleyebiliyor.

Teşekkürler Polis Mustafa…

MİLAT GAZETESİ

Yorumlar2

  • mert 4 yıl önce Şikayet Et
    Allah devletimize de milletimize de adil idarecilerimize de zeval vermesin amin.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Mustafa Korkmaz 4 yıl önce Şikayet Et
    Allah sayilarini artirsin ve razi olsun
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat