Daha ne kadar alçalacaksınız?

  • GİRİŞ01.09.2015 10:20
  • GÜNCELLEME01.09.2015 10:20

Bir de video çekip medya mecralarına servis etmişlerdi. 

Hayatı durduracaklardı.

Kampanyanın ismi de, “Berkin için hayatı durdur” idi.

Gezi’de hevesi kursağında kalan arkadaşlar, Berkin Elvan üzerinden yeni bir Gezi tertibiyle sahalara dönecek, devrim yapacak, diktatör Erdoğan’a Çavuşesku’nun akıbetini yaşatacaklardı.

Duruma savcılık el koydu...

Daha doğrusu, “Berkin için hayatı durdur” videosunda rol alan sanatçılar hakkında soruşturma açtı.

Hayatı durdur çağrısı yapan sanatçılar zaten “hayatın durdurulacağı gün” olay yerine intikal etmemişlerdi; bir kısmı film çekimini bahane etmişti, bir kısmı önceden verilmiş söz uyarınca nümayiş alanında bulunmadığını söylemişti, bir kısmı da çocuğunun okulunu bahane etmişti.

Hayatı durdurmaya başkaları gidecekti.

Başka çocuklar ölecekti.

Başkalarının evine ateş düşecekti.

Nümayiş alanından kaytararak tıynetlerini ele veren sanatçılar, savcı duruma el koyduktan sonra da “tıynet değiştirme” cihetine gittiler ve “Bilmiyorduk, böyle olacağını hesap edememiştik, çocukların ölmemesi için yaptığımız çağrının terör örgütlerine alan açacağını düşünememiştik” türünden ifadelerle, sorumluluğu başkalarına yıktılar. Bu kadar da “cesur” adamlar...

Berkin adlı kullanışlı ölü üzerinden neler yapılmadı ki...

Binlerce haber...

Binlerce köşe yazısı...

On binlerce, belki yüz binlerce sosyal medya mesajı.

Bir ton yürüyüş, bir ton nümayiş, bir ton gösteri, etkinlik, bienal, sergi...

Bir de savcı öldürdüler... Doğan Medya Grubu’nun “terörist” diyemediği “hak arama eylemindeki masum çocuklar” (ifade sol entelijansiyaya aittir) güpegündüz Çağlayan Adliyesi’ni basarak, Berkin’in intikamı için, Berkin soruşturmasında hayli yol almış bulunan savcı Mehmet Selim Kiraz’ı katlettiler.

Berkin bir çocuktu elbette.

Dolayısıyla, bir “sembol”dü

Polis kurşunuyla ölmesi, devleti ciddi töhmet altında bırakıyordu.

Hesabı sorulmalıydı.

Başka Berkin’lerin ölmemesi için, alınması gerekli tedbirler alınmalıydı.

Bu, devletin namus borcuydu.

Hepsine eyvallah da, 12 yaşındaki çocuğa “kullanışlı ölü” muamelesi yapan ve ölü bedenler üzerinden devrim hayalleri kuran şanlı sosyalistlerimiz, çocukları militanlaştıran ideolojiyi ve ruh halini hiç sorgulamadı.

Buna Doğan Medya Grubu’nun çakalları dâhildir.

Ki, bu ahlaksız adamlar, yüzlerce Berkin yazısı yazdılar, onlarca televizyon programı yaptılar, web sayfalarında yüz binlerce mesaj paylaştılar.

Dönüp İbrahim Öksüz’e bakmadılar bile...

İbrahim Öksüz, DHKP-C kurşunuyla ölmüştü çünkü.

İşkence edilerek katledilen Yasin Börü’ye de bakmadılar.

Fail YDG-H militanlarıydı çünkü. Selocan’ın talimatıyla sahaya inmişlerdi...

Bu cümleden olarak, PKK mayınıyla ölen Fırat Sımpil’e de bakmayacaklar.

Nitekim bakmadılar...

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat