Tencere tava bu ne tuhaf hava

,

  • GİRİŞ23.04.2017 10:45
  • GÜNCELLEME23.04.2017 10:45

Değerli dostlar her şey gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Görmemek için sadece kör olmak değil aynı zamanda aklen de zayıf olmak veya satılmış uşak olmak gerekir. Yaşadığımız coğrafya dedelerimizin son kalan mirası. Birlik ve bütünlük içinde yaşamamız ideal olanı. 

İçerden dışardan şer ittifakı birlik ve bütünlüğümüze halel getirerek ve olmadık entrikalarla gücümüzü zayıflatıp konu mankenleri olmamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu karaktersizlik ve kalleşlik onların genetik yapısında zaten mevcut. Görüldüğü kadarı ile konu mankenleri olmaya hiç de niyetimiz yok.

Her gün yeni ve başka bir gerekçe ile huzurumuz biraz daha bozularak ölmeden önce ölmemiz isteniyor ve tüm hesaplar da buna göre yapılıyor. Gâvur gâvurluğunu yaparken tam bir sorumluluk (!) duygusu içerisinde ve işi tesadüflere bırakmak niyetinde değil. 

Bu niyeti neye göre okuyoruz? 

Güle oynaya birlik ve bütünlüğümüzü bozmadan şenlik içerisinde tamamladığımız referandum ile milletimizin yarıdan fazlasının oyları ile yeni bir sistemin heyecanını paylaşma hayalinde iken bir anda ortalık toz duman oluverdi. 

Malum zihniyetin genlerinde olan; mızıkçılık, oyun içinde oyun ve cambaza bak kolaycılığı ile önümüz yeniden karartılmak isteniyor. Haklı iken haklılığın tadını çıkarmak şöyle dursun tencere ve tavacılarla yeniden karşılaştık. Daha önce seyrettiğimiz ve senaryosunun sahibini iyi bellediğimiz bu film bile bile niçin tekrar sahneye sürüldü acaba? Düşünmeye değer doğrusu.

Referandum sonuçları ile ilgili öz eleştiriler yapmamız gerekirken, milletin tercihini savunmak durumunda kaldık. Demokrasiden hürriyetten hak ve hukuktan anlamayanlara bu değerlerin önemini bir kez daha anlatmaya gayret ediyoruz.

Referandum sürecinde hayırcı cephenin halk nezdinde kazanımları, tencere tavacıların oluşturduğu tuhaf havada kısa sürede tuz buz oluverdi. Bu cephe, gücünü iki yıl sonra yapılacak başkanlık seçimlerine yönelik olarak planlı bir şekilde kullanmayı tercih etse idi, ülkemiz demokrasisi adına bir şans yakalamış ve milleti alternatifsiz bırakmamış olurlardı. 

Ama hesap görücüler işi aceleye getirerek Dimyat’a pirince giderken evlerindeki bulgurdan oldular. Bu milletin kavgadan kaostan kargaşadan ve ikiyüzlü duruşlardan haz etmediğini hâlâ anlamamışlar. Böyle devam ederlerse daha çok seçim kaybeder. Yalancının mumu hikâyesi gibi, haklı olsalar bile haklı olduklarını anlatmaları çok zor gayrı. 

Ne istiyorsunuz diye bir sorunun sağlıklı cevabını vermekten aciz olan bu zihniyet ile nasıl mücadele edilir ve nasıl bir sulh sağlanır doğrusu zor bir soru ve cevabı da muğlak.

Yenilen güreşe doymaz sözüne cukkadan oturan bir duruş var karşımızda.

Ülkemiz, malum sebeplerden dolayı olağanüstü hal döneminde. Devletimizin reflekslerinde elbette bir ciddiyet olacak. 2013 mayıs ayında değiliz. Güvenliğimizi sağlamakla görevli ekibin eli armut toplamadığı gibi, içindeki hainleri büyük oranda temizlemesinden dolayı o yıllara göre daha kararlı bir şekilde ülkesini savunacak.

Bu gerçekliğe rağmen tavacılar ve havacılar aklını başına almazsa karşılaşabileceği büyük sürprizlere de hazır olmaları gerekir. Tüm dünya zindelerinin birlik ve beraberlik yemini etmişçesine üzerimize her türlü ahlaksızlıkları mübah sayarak saldırmaları bu saatten sonra bizi yıldıramaz. Geri adım atmamız da mümkün değil.

Bu meseleler ve omurgalı kararlı duruş artık halkımızın kırmızı çizgisi olmuş.

İnsan aklını kullanmadıktan sonra şeytanın bedava avukatı olabiliyor. Şeytana avukatlık yapma şanssızlığı içinde olanlar da olmazları olduracak hinlikleri yapmaktan geri durmuyor. 

Güllük gülistanlık baharın tüm tonları ile adeta cennet kokusuna bürünmüş güzel ülkemizi cehennem yapmaya ne hakkımız olabilir? 

Referandum bitmiş. Bir milyon dört yüz bin küsur oy farkı ile bu millet yeni Türkiye’nin yol haritası ve yeni rotasını belirlemiş.

Kaos tüccarlarının ekmeğine yağ sürmeyecek kadar açık ve net bir şekilde iki buçuk yıl sonraki muhtemel bir seçim belirsizliğinin hakemi benim. Yetti artık söz milletin demiş.

Şimdi bu işlediği suçun(!) bedelini ödesin diyen gaflet ve dalalet yolunu seçen ihanet güruhu ile yine kavgaya tutuşturulmak isteniyoruz. Kavganın yabancı taraftarlarını ve niyetlerini anlıyoruz da yerli işbirlikçilerin hangi akla hizmet ettiklerini anlamakta cidden zorlanıyorum.

Bulanık suda balık avlama hevesçilerinin aklı başına tez gelsin, biz de haftaya referandumda halkın verdiği mesajın şifrelerini sizlerle paylaşalım. İNŞAALLAH.

Bugünlük de bu kadar.

Kalın sağlıcakla. 

 

Ali Akben - Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat