İsrail Faşizmi ve direniş ruhu

  • GİRİŞ25.07.2014 08:52
  • GÜNCELLEME26.07.2014 11:29

Faşizm denince 2. Dünya savaşında Yahudileri gaz odalarında boğdurup öldüren, Holokoslara mahkûm edip orada açlık, susuzluk ve hastalıklar içinde ölüme terk eden Hitler faşizmi akla gelir.

Bu gün ise Nazi kamplarından kurtularak Filistine ve dünyanın değişik ülkelerine göç eden Yahudilerin çocukları ve torunlarının Filistinlilere yaptığı zulüm akla geliyor.

Dün Nazi terörü mağduru olan Avrupa devletleri, ne gariptir ki bu gün, Hitler Faşizmini aratmayacak İsrail devlet terörünü alkışlıyorlar. Fransa, İngiltere, Rusya ve diğer batı ülkelerin hepsi birden ‘’İsrail savunma hakkını kullanıyor’’ diye bir Haçlı cephesi oluşturmuş durumdalar.

Karadan, havadan ve denizden kuşatılmış 1,5 milyonluk bir şehrin halkı üzerine yağmur gibi bombalar yağdırılıyor da Türkiyeden başka ne Hıristiyan ve ne de İslam âleminde ciddi olarak bir devlet bu zulme karşı çıkmıyor, direnmiyor.

Müslüman Arap çocuklarına 'küçük yılanlar' diyen İsrailliler ile Yahudilere 'fare' diyen Naziler ve Nazi zulmünü yaşamış batı ülkeleri hepsi şimdi bir Haçlı ruhuyla hareket ediyorlar. Başta Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi İsrail müttefiki olan devletler hangi zulmü ve katliamı işlerse işlesin, ne yaparsa yapsın önceden olduğu gibi bugün de koşulsuz olarak İsraili destekliyorlar.

İsrailin Filistin ve Lübnanda çoluk çocuk demeden Filistinlileri bir soykırımına tabi tutulması modern dünyanın vicdanını hiçte rahatsız etmiyor.

İşgalci, barbar İsrail faşizmine karşı Birleşmiş Milletler karar almıyor, almak zorunda kaldığı kararlarında hiçbiri uygulanmıyor. Hıristiyan Batı ittifakı toprakları işgal edilmiş, çoğu sürgünde yaşayan, Filistinlileri hep terörist olarak görmeye devam ediyor.

Bu Haçlı ittifakı anlayışını dün olduğu gibi aynen bugün de görüyoruz. Sanki suçlu, katil İsrail değil, anne karnında iken katledilen Filistin çocuklar. Mısır devlet Başkanı başta olmak üzere, Suudiler ve birçok Müslüman ülkelerin liderleri bu Firavun mantığının ve düzeninin içinde yer alıyorlar.

Bunun için Gazze bugün günümüzün en büyük yıkımına, zulümüne ve soykırımına tanık oluyor. Ne Demokrasi ve insan Hakları havarileri, ne batılı Haçlı devletleri, ne uluslararası kuruluşlar, ne de batıya göbeğinden bağlı Arap diktatörleri ve Petro-Şeyhleri bu zulüm karşısında olumlu bir tavır ortaya koyamıyor. Nemrut Nemrutluğunu, Firavun Firavunluğunu yapıyor. İkiyüzlü münafıklar da kenardan hep birlikte bu zulme alkış tutuyorlar.

Her türlü savaş araç ve gereçlerine sahip ve orantısız güç kullanan faşist İsrail karşı namusunu, şerefini ülkesini ve topraklarını savunmaya çalışan bir avuç Gazzeli Müslüman dünyanın gözü önünde yok edilmeye çalışılıyor.

Gazzede katledilen sadece Filistinli çocuklar değil sadece. Top yekün insanlığın onuru, şerefi ve insanın içindeki vicdanı olan insanlıktır.

Gazzede vurulan, yaralanan, katledilen dünyayı medenileştirmeye çalışan işgalci vahşi Amerikalının, kolonyalist, sömürgeci Avrupalının, kokuşmuş Batı medeniyetinin ta kendisidir. Ortadoğuda İsrail virüsünün ürettiği nefret fırtınası İsrail Faşizmini bu topraklardan silinip süpürmeye yetecek kadar güçlüdür.

Gazze de her ölen Filistinli yerine bin Filistinli doğuyor. Ama her öldürülen Siyonist askeri için bin İsrailli ölüyor. Yarın doğacak güneş yeryüzünü aydınlatmak için, Müslümanların çocukları da İsraili yok etmek için doğuyor.

Ne Siyonist Yahudi, ne Hıristiyan Haçlı Birliği, ne de onların kuyruğundaki şahsiyetsiz Müslüman kılıklı yerli münafıklar bu diriliş ruhunu durdurmaya, öldürmeye güçleri yetmez.

Kimse; şahadeti arzulayan bir milleti yok edemez. İsrail döktüğü kanda boğulacaktır.

Arif Altunbaş, Haber7. Com

arifaltunbas @hotmail.com

@arfaltunbas

Yorumlar1

  • bilge fen 9 yıl önce Şikayet Et
    Sayın yazar. Kitaplar yazmaya gerek yok tek cümle.'İsrail sadece Güçten anlar' Prof.Dr.Necmettin ERBAKAN
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat