Her gün yurdumuzun bir köşesinden şehit haberleri geliyor. Şahadet şerbetini içinler yüreğimizi dağlayıp nehrin öteki yakasına sessizce ulaşıyor. Bu ülkede, bu coğrafyada yaşamanın hepimiz için bir bedeli var. Yediden yetmişe bunun farkındayız.

Biz bu topraklara kan ve can vererek geldik. Yine bu toprakları kan ve can vere vere savunduk. Asırlardır bu ülkeyi vatan edindik. Burada doğduk, burada yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz Allahın izniyle…

Moğol istilası ile Selçuklular dağıldı… Kısa bir zamanda Osmanlı olarak yeniden bu topraklarda yeşerdik, dal budak saldık. Bir ucu Avrupa’nın içlerine, bir ucu Asya bozkırlarına uzanan 600 yıllık ulu bir çınar olduk.

Birinci dünya savaşında koskoca imparatorluğumuz istilacı, işgalci ve sömürgeci batılılar tarafından yağmalandı. Bir avuç toprak parçasından küllerimizden yeniden doğduk.

2. Dünya savaşında Avrupa Nazilere teslim olmuşken biz yine bin bir zorluk içinde millet ve devlet olarak yıkılmadık ayaktaydık. Baştanbaşa Avrupa Hitlerin istilasına uğradı. Daha sonra batı ve güney Avrupa ABD’nin kontrolüne, doğu Avrupa Polonya’dan Bulgaristan’a kadar Rusya’nın vesayetine girdi.

Ülkemizde darbeler darbeleri takip etti, krizler krizleri kovaladı. En son 15 Temmuz darbesini yaşadık. Sadece FETÖ’ ye karşı değil Amerika’ya, Fransa’ya, İngiltere’ye, Almanya’ya velhasıl tüm bize dost görünen ikiyüzlü düşmanlarımıza karşı bir millet olarak ayağa kalktık.

Şu anda yıllardır bize dost olarak tanıtılan düşmanlarla, müttefik dediğimiz batılı hainlerle adı konmamış bir savaşı sürdürüyoruz. Milletimize ihanet eden darbecilerin, pusu kuran hainlerin, yolumuza hendek ve çukur kazan şerefsizlerin, askerimizi, polisimizi ve masum halkımızı katleden katillerin arkasında Amerika ve Avrupa’ nın olduğunu biliyoruz. Dünkü eski düşman, bugünkü yeni düşmanımız olarak karşımızda. Tarih, her yönü ve her cephesiyle yeniden tekrar ediyor

Bedel ödemeyen, bedel ödemeyi göze alamayan milletler bir gün düşmanlarına mahkûm olmak zorundadırlar. Avrupa Hitler Faşizmine karşı bedel ödemeyi göze alamadığı için ABD ve Rusya’nın kontrolüne girdi ve hala onlara mahkûm.

Avrupa Birliğinin kuran Amarikadır. Şimdi bile bütün Avrupa ABD’ye göbeğinden bağlıdır. ABD olmadan Avrupa’nın ayakta durması, Rusya’ya karşı kendini savunması bile mümkün değildir.

Bir millet bedel ödemeyi göze aldığında, korkuyu korkuttuğunda, ödeyeceği bedel en asgari düzeydedir. Türkiye olarak 15 Temmuzda korku duvarını yıkıp darbecilere karşı durmasaydık şimdi yedi düvelin kursağında yem olacaktık. Batılı sahtekârlar, çifte standartlı dostlarımız (!) ve yerli münafıklar zafer kutlamaları yapmayı beklerken hezimete uğradılar. İkiyüzlülerin darbecileri alkış tutmak için havaya kalkan elleri havada kaldı. Milletimizin 15 Temmuzda ödediği bedel bunun için çok, ama çok değerli ve anlamlıdır.

Selçuklu ve Osmanlıdaki beylikler döneminde olduğu gibi parçalanan, birbirleriyle savaşan devletçikler bile bu coğrafyada bir araya gelerek güçlü ve büyük bir imparatorluk kurdu. Onun için biz, bu coğrafyada kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir milletiz. Bunu yabancılar ve düşmanlarımız çok iyi biliyor.

Hangi görüş ve anlayışta olur isek olalım, çok güçlü ve büyük bir dayanışma içinde olmak zorundayız Türk’ün, Kürt’ün, Sünni’nin, Alevi’nin, Müslim’in, gayrimüslimin velhasıl herkesin bu gerçeği iyi bilmesi ve içine iyi sindirmesi lazım.

Milletimiz çok kritik bir dönemden, bir ölüm kalım savaşından geçiyor. Başka bir vakte erteleyebileceğimiz, başka birilerine devredebileceğimiz, rehavete kapılıp oturacağım zamanımız bile yok.

Millet olarak hepimiz bedel ödemeye, hepimiz korkuyu korkutmaya ve korkutanların korkusu olmaya her an hazır olmak zorundayız.Bunun başka bir çıkar yolu ve izah tarzı yok…

‘’Hazır ol cenge, ister isen sulhu salah’’