Musul üzerinde uçuşan akbabalar!

  • GİRİŞ28.10.2016 07:43
  • GÜNCELLEME29.10.2016 09:33

Hepsinin ülkeleri de batılı sömürgecilerce talan edilmiş, yer altı ve yerüstü kaynakları yağmalanmış. Şimdi her biri cennet gibi ülkelerinde yoksulluktan dünya cehennemini yaşıyorlar.

Sadece Afrika mı öyle? Güney, Güneydoğu Asya, Güney ve Orta Amerika da aynı kaderi yaşıyor. İç savaşlar, yoksulluk ve sömürülmüşlük iliklerine kadar işlemiş bu milletlerin.

Batı medeniyeti insanlığa felaketler getiren, acılar çektiren bir uygarlık olarak tarihe geçecektir. Bu medeniyet görülmemiş bir sömürü ve vahşetin, istila ve çalıp çırpmanın uygarlığıdır da aynı zamanda. Medenileşmenin değil, denileşmenin (alçaklığın) sembolüdür.

Osmanlı topraklarında petrol ve gaz rezervlerini keşfeden -zamanın süper gücü- İngiltere bütün kuvvetiyle her türlü hile ve alçaklığı deneyerek Osmanlıyı yıktı. Fransa ve İtalya da eş zamanlı olarak İngiltere gibi Osmanlı topraklarını işgal etti.

İttihatçı ahmaklar yüzünden 1,5 milyon km2 toprağımızı 11 yıl gibi kısa bir zamanda kaybettik ve Anadolu yarımadasına sıkışıp kaldık. İttihatçılarla Almanların müşterek hareket etmesi Almanyaya karşı savaşan İngilizlerin düşmanlıklarını üzerimize çekti. Koskoca imparatorluk parçalandı. Yerine aşiret devletleri kuruldu.

Misaki Milli sınırlarımız emperyalistlerin arzularına göre belirlenmesine rağmen İngilizler de Fransızlar da verdikleri sözlerde durmadılar. Ve bizi bugünkü sınırlara mecbur ettiler. Milli sınırlar dediğimiz bu sınırları biz çizmedik. Düşmanlarımızın bizim için (Lütfen!) uygun gördüğü sınırlardı bunlar.

Musul, Kerkük, Tela fer, Deyr zor, Halep, Batı Trakya, Nahcivan, Batum bizim Misaki Milli sınırlarımız içinde idi. Ama zamanın süper güçlerinin baskısı ve bizdeki sahte kahramanların korkusuyla bu vatan toprakları aşiret devletlerinin eline ve insafına terk edildi.

İngiltere’den sonra dünya hâkimiyeti rolünü ikili gizli bir anlaşma ile üslenen Amerikanın çeşitli bahanelerle Irak’ı işgal etmesi ve Kerkük Musul petrolleri ile Irak’ın yer altı zenginliklerine el koyma arzusu Ortadoğu’yu yeniden bir kan gölüne çevirdi.

Şimdi Irak ve Suriye mezhep ve aşiret çatışmalarının merkezi haline geldi. ABD işgalinden sonra Petrol ve Gas paraları, Irak’a silah satışlarından elde edilen Dolarlar ABD’nin kasasına akıyor, kanlar ve dökülen gözyaşları da Müslümanların damarlarından sel olup topraklarımızı suluyor. Kaybedenler bu toprakların çocukları, kazananlar Denizaşırı ülkelerden gelen Leşkargaları ve Akbabalar.

Musul’u bir günde alan DEAŞ’a göz yuman ABD şimdi Musul’dan DEAŞ teröristleri çıkarmak için seferber olduğunu söylese de asıl amacın Musul- Kerkük petrol ve Gas yatakları olduğu apaçık belli.

Türkiye’yi Musul harekâtının dışında tutmakla bölgenin enerji kaynaklarını sorunsuz el koymak isteyen bir ABD-İngiltere Akbabaları ve müttefikleri leş kargalarıyla artık bölgede karşı karşıyayız.

Bunlar kimler mi? NATO’daki sevgili (!) müttefiklerimiz, batılı (sahte) dostlarımız, dost görünen ezeli düşmanlarımız olan çifte standartlı batı medeniyetinin 21. Asrın Haçlı çocukları.

Musul’da Salahaddin Eyyubinin ve Nureddin Zenginin torunları Haçlı ordularına ve Haçlıların çağdaş uzantısı olan (DEAŞ, Heşti Şabi gibi) tapınak şövalyelerine karşı savaş durumundalar. Yoksa bu topraklarda bin yıldır kardeş olarak yaşadığımız insanlara ve bu coğrafyada bize asla hayat hakkı tanımayacaklar.

İnsanımızı, vatanımızı, hakkımızı ve coğrafyamızı alın terimizle, bileğimizle ve gerekirse kanımızla savunmak bizim en tabi hakkımız ve görevimizdir. Misaki milli sınırlarında kalan topraklarımız gasp edilmiş ve geriye almayı bekleyen vatanımızın birer parçalarıdır.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat