Erdoğan önderliğindeki AK Parti hareketiyle Türkiye kendi köklerine, tarih, kültür ve medeniyet değerlerine yönelmeye başlayınca Türkiye’nin kıblesi batıdan ait olduğu kendi özüne ve yöne çevrilmeye başlaması batılıları rahatsız etti. Bu durum iki yüzyıldır bize efendilik etmeye çalışan batı bloğunu Türkiye’ye karşı harekete geçirdi. Amarikası, İngilizi, Fransası, Almanyası…

Hepsinin ortak amacı İslam dünyasının lideri olmaya en yakın olan bu ülkeyi kontrol altına almak ve İslam ümmeti üzerinde oynadıkları oyunları devam ettirmekti. Kuzey Irak petrollerini 50 yıl Türkiye toprakları üzerinden Akdeniz’e ulaştırma planı ve anlaşması Barzani ile Erdoğan arasında imza aşamasına geldi. Türkiye büyüyor ve güçleniyordu. Birlik ve beraberlik ruhu canlanıyordu.

Bu ülke yeniden tarihi köklerine dönüyor, kendi küllerinden Zümrüd-ü Anka kuşu gibi diriliyordu. Eğer Kuzey Irak petrolleri Türkiye üzerinden akar ise ABD ve yandaşları stratejik bir mevziyi kaybetmiş olacaklardı. NATO ülkesi olan ABD NATO ülkesi olan Türkiye’ye karşı alenen savaş açamazdı. Ama hemen İŞİD diye türedi bir organizasyon ortaya çıkardılar. Irak ordusundaki en modern silahlar danışıklı dövüş ile İŞİD’ e aktarıldı. Bir günde koskoca Musul şehri askeriyle, silahları ve cephanesiyle İŞİD’in eline geçti? Kısa zamanda petrol sahaları İŞİD’ in elinde idi. Bir kurşun atmadan binlerce Irak ve Suriye toprağını İŞİD’in kontrolünde idi. Bir günde Irak ordusu çözüldü, eridi ve buharlaştı. Bütün silah ve cephanelerine İŞİD el koydu. Bölgede Türkiye lehine değişen dengeler İŞİD ile birlikte durdurularak Amarikanın lehine çevrilmeye başlandı. ABD bize karşı hem müttefik gibi hem de rakip ve gizli bir düşman gibi davranarak çifte standartlı bir oyun sergilemeye başladı. Türkiye’nin bir enerji koridoru olmaması için elinden ne geliyorsa onu yaptılar. Çünkü Amerika gibi emperyalist, hegemonyacı güçlü batılı devletlerin dostları yok çıkarları vardı.

Menfaatleri bütün etik değerlerinin üstündeydi. Erdoğan’ın Kuzey Irak petrolleriyle yaptığı stratejik hamle ABD ve İngilizler tarafından İŞİD devreye sokularak önlenmeye çalışılıyordu. Daha da ileri gidilerek ‘’Türkiye iŞİD’e silah veriyor, İŞİD’i destekliyor’’ gibi haberler başta Doğan ve FETÖ’ cü medya tarafından dünyaya servis ediliyor, algı operasyonları oluşturuluyordu. Böylece milletimizin ve bölge insanının kafaları karıştırılıyordu. ABD Başkan yardımcısı ve Ulusal güvenlik başdanışmanı diyor ki; ‘’Erdoğan ABD’nin Ortadoğu çıkarları için tehlikeli birisi, ABD artık gerekli adımları atmalı’’ ne yapıp yapıp ABD Erdoğan'ı devirmeliydi. Artık bundan sonra ABD’nin gerçek stratejik ortağı Paralel yapı devreye girdi.7 Şubat, Gezi olayları, MİT Başkanını tutuklama girişimi, 17-25 Aralık Operasyonu, MİT TIR’ları, 15 Temmuz darbesi ve sonrası… Türkiye’deki Amerikan uşakları ve yerli münafıklar bu algı operasyonlarında figüran olarak kullanıldılar.

PKK’ sı, Paraleli, DHKP-C’ si, CHP ‘si, HDP’ si ve medyasıyla bu operasyonlarda maşalık görevi bu müptezellerindi. Türkiye’nin başına PKK, İŞİD ve Paralel belasını saran bu uluslararası derin güçlerdi. Yakın tarihte bunların operasyonlarına son olarak da YPG eklendi. Avrupa Birliğinin Türkiye’ye karşı aldığı maksatlı tavır ve dayatmalar ve sırada daha hangi bela, fitne ve musibet var göreceğiz. ABD Başkan yardımcısı ve Ulusal güvenlik başdanışmanı diyor ki; ‘’Erdoğan ABD’nin Ortadoğu çıkarları için tehlikeli birisi, ABD artık gerekli adımları atmalı’’ demekle ‘’Ne yapıp yapılıp Erdoğan mutlaka devrilmeli’’ demeye getiriliyordu. Şimdilerde birçok liberal, Sosyalist, Kemalist, Ateist, Komünist Türkiye ve İslam düşmanıyla birlikte -sayıları azda olsa-bazı Müslüman guruplar koro halinde ‘’Erdoğan otoriterleşiyor’’ diye bağırıyor.

Cennet mekân Abdulhamid Hanı İttihatçılar tahttan böyle yalan ve iftira ile batının oyununa gelerek indirmişler, koskoca imparatorluğu 11 yılda bölüp parçalattırmışlardı. İşte meselenin püf noktası burada; Şimdi bütün oklar bir hedefe çevrildi ve Erdoğanı ne pahasına olursa olsun devirmek, piyasadan silmek istiyorlar. Hala Erdoğan düşmanlığı yapanlar, ona yardım ve destek vermeyenler İmamı Şafi Hazretlerine kulak versinler;’’Fitne zamanında düşmanın oklarına bakın! Okların yönü kime çevrilmişse o Hak üzeredir.’’ (İmamı Şafii) Buyurun Beyler Bayanlar! Dostlarınız Amerika ve batının yanında ise, milletimiz Erdoğan'ın yanında. Halep orada ise, arşın burada. Boyunun ölçüsünü almak isteyenler varsa erkekçe çıkar meydana. Kalleşçe, orospuca Türkiye’nin sırtından vurmaz ve ardından iş çevirmez.

Arif Altunbaş - Haber7