Avrupa’daki İslam karşıtlığı faşizme ve Türkiye düşmanlığına dönüşüyor.

Almanya, Avusturya ve Hollanda’nın Türkiye’ye ve Türklere karşı insan haklarına aykırı ırkçı, ayrımcı tavrı karşısında hemen hemen tüm Avrupa sessizliğe gömülmüş vaziyette.

Cahiliye Araplarının helvadan put yapıp sonra da onları yedikleri gibi Avrupa Birliğinin ortaya koyduğu insani ve hukuki değerler yine kendileri tarafından çiğnenerek adeta insanlıkla alay ediliyor.

Referandumda EVET cephesinin kazanması Erdoğan ve hükümetinin tekrar milletten güvenoyu alması demek. Bu da Türkiyede ve İslam coğrafyasında batılıların, yerli uşak ve taşeronlarının başta Türkiyede ve Ortadoğuda kaybetmesi anlamına geliyor.

Batının var gücü ile HAYIR cephesine destek olması, bu cephenin kazanması için aklın, mantığın ve hukukun sınırlarını zorlamaları bize EVET oylarının ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.

Devlet adamlarımızın referandumla ilgili vatandaşlarımıza bilgi vermek için gittikleri Avrupa ülkelerinde zorluk üstüne zorlukla karşılaşmaları, adeta kapıların yüzlerine kapatılması Siyonist Haçlı cephesinden kaynaklanan ortak bir aklın ve hareketin ürünüdür.

Nazilerin uygulamalarını anımsatan bu tavır ve davranışlar Avrupadaki aşırı sağcıları cesaretlendirdiği kadar, batılıların yüreklerinde uyumakta olan Haçlı Siyonist ruhunu da canlandırıyor.

Avrupanın temel değerleri, uluslararası kanunlar, anlaşmalar ve teamüller güle oynaya ayaklar altında çiğnenirken batı kendi kendini inkâr ediyor. Bu inkâr tam olarak onların gerçek yüzünü de ortaya koyuyor.

Demokrasi, özgürlükler, uluslararası anlaşmalar, sözleşmeler ve teamüller İslam coğrafyası ve Türkiye söz konusu olunca hepsi teferruattan ibaret olduğu bir daha ortaya çıkıyor. Batının bu çifte standartlı tutumu onun ikircikli, gerçek, çirkin yüzüdür.

Türkiyede EVET cephesinin kazanması, HAYIR cephesinin başarısız olması batının ve batıcıların Türkiyede ve İslam coğrafyasında kaybetmesi demektir. Haçlı Siyonist ruhunun yeniden horlamasının sebebi bu.

EVET cephesinin başarılı olması batı emperyalizminin başta Türkiye olmak üzere İslam coğrafyasındaki tüm sömürü hortumlarının zamanla kesileceğini biliyor.

Türkiyenin güçlenmesi ve ayağa kalkması İslam coğrafyasının da Türkiye ile birlikte ayağa kalkacağı demek olduğunu batılılar pek ala biliyor.

Ülkemizdeki ve coğrafyamızdaki her uyanış ve diriliş hareketi en başta Amerika ve sömürgeci kolonyal batı ülkelerini derinden etkilemeye ve buna paralel olarakta Haçlı Siyonist cephesinin huzursuzluğu devam edecek.

Erdoğan ve onun liderliğindeki Türkiye ‘’İslam coğrafyasını ayağa kaldırabilir ve batının oralardaki sömürü hortumları kesilebilir’’ korkusu batının taşeronları olan CHP yi, HDP yi ve PKK’ yı da korkutuyor. Batıdaki huzursuzluğun fay hatları batıdan ülkemizdeki hayırcılara kadar uzanıyor.

Batılılar, onların yalakaları HAYIR’ cılar çatlasa da, patlasa da bu aziz millet silkinerek uyanır, ayağa kalkar ve kendine gelir. Kendi din ve tarihine, kültür ve medeniyetine sarılarak yükselecek.

Biz bu referandumda sadece 18 maddeye değil, HAYIR’ cıların kaybetmesine değil, batının 2 asırdır bize dayattığı baskı, zulüm ve işkenceye son vermeye değil, Haçlı Siyonist ruhunu bu topraklarda bir daha hezimete uğratmak için EVET diyoruz.

Evet! Türkiye ve İslam düşmanı Haçlı Siyonist cephesine karşı ben de varım demektir EVET cephesinde olmak bizim için.