Büyük devletlerde politikacılar değişir ama politikalar değişmez. Her gelen kafasına ve keyfine göre bir yol izleyemez.

Onların oturmuş bir politikaları vardır. Giden de gelen de devleti buna göre yönetilir, buna göre yeni stratejiler üretir. Politikacılar politika üretmezler, derin devlet bürokratlarının ürettiği politikaları uygularlar.Batı demokrasisinde Romalılardan bu zamana kadar kural budur. Başkan veya hükümetler belirlenmiş sınırlar içinde oyunlarını oynarlar.

Onları da bu sınırlar içinde kalıp kalmadıklarını izleyen görünür veya görünmez güçler vardır. Devlet geleneği ve teammüllerine göre hiçbir devlet başkanı bu dünyada ne şah ve ne de padişahdır. Trump’ın ezici bir çoğunlukla ABD başkanı seçilmesi he rşeyi kendi istediği gibi dizayn edeceği ve yapacağı anlamına gelmez.Obama'nın da elini kolunu bağlayan ve onu kukla bir ABD Başkan haline getiren devlet içindeki derin güçlerdir.

Dünyanın her yerinde olup bitenlerden haberdar olan CIA acaba neden Başkan Kendy’nin katillerini hala açıklayamaz? İkiz kuleleri yıkan Bin ladin’in uçakları ve fedaileri değildir.Dünyadaki enerji bölgelerini ve koridorlarını ele geçirmek isteyen ABD’ deyi de elinde oynatan o derin güçlerdir. Irakta kitle imha silahları var diye bu ülkeyi işgal eden, taş taş üstünde bırakmayan ABD’nin doymak bilmeyen sömürü hırsıdır. Saddam'ı öldürdükten sonra bu konuda biz yanıldık diyen ABD istihbaratı CİA değil midir? Obama da ABD başkanı seçilince tecrübeli bir politikacı ve hukukçu olarak en azından dünya barışı için birçok iyi şeyler yapabileceğini zannediyordu. Ama sadece ABD Başkanlığı koltuğuna oturan bir kukladan farksız olduğunu Irak ve Suriye için Türkiye'ye verdiği sözleri yerine getiremeyince belki anlamış olabilir. Birçok Avrupa Devletinin Suriye ve mülteciler konusunda Türkiye'ye verdikleri sözleri yerine getirememelerinin altında yatan sebep devlet başkanlarının üstünde bir üst akıl ve güç tarafından kararların verilmesidir. Türkiye'nin Siyonist derin dünya devletine kafa tutması NATO’yu, IMF’i, BM’yi sorgulaması, hatta onlara alternatif bir blok önermesi batıyı yöneten o üst aklın tahammül sınırlarını zorlayan bir durumdur. ABD'nin yeni başkanı Trump halkının gözünde şimdilik topal bir ördektir. Daha ilk günlerde yaptığı bir sürü acemiliklerden dolayı kendi partisi tarafından perde ardından eteği çekilip ciddi ciddi uyarıldı. O da bundan önceki ABD Başkanları gibi bürokratların hazırlayıp önüne sunduğu raporlara ve değerlendirmelere göre hareket etmesi gerektiğini öğrenecek.

CIA Başkanını görevden almakla işler yoluna girmiş değil. Belki de daha karmaşık bir hal almış olabilir. Bizde kasetler ve mapeler şantajıyla düşürülen veya vesayet altına alınan politikacılar ve devlet adamları ABD’ de de CIA eliyle hizaya getiriliyor. Şimdi ABD derin devletinin elinde Trump’la ilgili kozlar var. Onu zaman zaman sopa olarak Trump’a göstererek istedikleri gibi hareket etmek zorunda olduğunu ona hatırlatacaklar.O da bu eski geleneğe kuzu kuzu uyacak.

Haa laf dinlemezse ne mi olur? Ona yılda birkaç kez Kenedy filmini hatırlatan birileri vardır elbet. Trump diyır ki; “Yaşananları tersine çevirebildiği için onu çok takdir ediyorum... Bazıları (darbe girişiminin) tertip olduğunu söylüyor ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum”, ‘’Erdoğan'a güveniyorum’’ dese de Ona da, ABD’ ye da asla güvenilmez. O da bunun farkında. Ne diyor Trump;"Bence başkalarına nutuk atma hakkımız yok. Ülkemizde olup bitenlere bir baksanıza! Birileri polis memurlarını soğukkanlılıkla vururken, nasıl başkalarına ders verebiliriz ki?’’ Dersini almışta okuyor ezber… Trump bir yanda Erdoğan'a mavi boncuk dağıtırken diğer tarafta, "Ben Kürtlerin büyük hayranıyım’’diyor. Şimdiye kadar FETÖ’nün iadesi ile ilgili de olumlu bir şeyle söylemiş değil. Bu davranış ondan beklenmemelidir de. Böyle bir şey beklemek de saf dillilik olur. Çünkü Amerikanın dostları yok, sadece çıkar ve menfaatleri vardır. İşte o kadar…

Arif Altunbaş, Haber 7