Hangi demokrasi -II-

  • GİRİŞ21.12.2018 09:39
  • GÜNCELLEME24.12.2018 08:54

 “Halkın egemenliğine dayanan yönetim” şekli ya da “özgür ve adil bir seçim sistemi ile seçilen temsilcilerden oluşan halk yönetimine”  demokratik sistem veyehut demokrasi deniliyor. Halkın egemenliğinden kopuk bir yönetim anlayışı küresel eşkiyaların elinde güçsüz ve mazlum ülkeleri sömürmek için kullanıldığına şahit oluyoruz. Zamanımızda halkın eğemenliğinden, özgür ve adil seçim sistemlerinden ve seçilenlerin bağımsızlığından ve halkı temsil ettiğinden bahsetmek hemen hemen mümkün değil gibi?

 

 

Dünyanın en demokratik ülkeleri en çok hak ve hukuk ihlalleri yapan, en fazla sömürü ve soygunu gerçekleştiren, en çok insan haklarını çiğneyen, en çok çevreyi kirleten, en çok insanlığa, çevreye ve tüm canlılara zarar verip zulmeden, atom silahlarıyla dünyayı tehdit eden, 1 ve 2. Dünya savaşlarını çıkararak 100 milyondan fazla insanı katleden, Afrikayı, Asyayı, Amerikayı sömüren ülkeler değil mi?

Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya vs. bütün bu ülkelerde insanların en çok korktuğu ve çekindiği inandıkları tanrı, bağlandıkları din değil, vicdanları, ahlakları ve insanlığın ortak değerleri olan insan hakları beyannemesi hiç değil sadece tepelerinde balyoz gibi duran polis devleti korkusudur. Ki, bunların hepsi de demokrasi(!) ile yönetilen ülkelerdir. Seçilenlerin seçtikleri yöneticilere, yöneticilerin kendilerini seçenlere güvenmediği, güven vermediği bir anlayış allanıp pullanıp dünyanın en ideal sistem ve rejimi olarak muktedirlerin elinde toplumlara dayatılmanın adıdır bugün demokrasi.

 

 

Kendi seçtikleri sistem ve yönetimleri kendilerinden koruyan bir polis devleti, militarist bir rejim ve kendi seçtikleri iktidarlardan korkan insanlara özgür va bağımsız denebilir mi? Gizli baskıların ve diktatörlüğün cenderesinde insanların yönetilmesine demokrasi denilebilinir mi?  Genellikle halkın kendisini yöneten kendi seçtikleri değil, bilakis; o ülkelerin derin devletleri ve iktidar seçkinlerinin seçtikleridir. Batıdaki demokrasiler bir avuç azınlığın çoğunluğu yönettiği bir diktatörlükten başka bir şey değildir. Trump bir diktatördür, onun yönetimi de bir diktatörlük değil de nedir?

Milatarist bir anlayış ve yöntemle yönetilen Amerika mı, Krallıkla yönetilen İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, İspanya mı demokratik ülkelerdir? Bu ülkelerin anayasaları öncelikle halkı mı, yoksa; kralları, kraliçeleri, prensleri ve prensesleri mi koruyor?

İslam ülkelerini işgal etmek, orada taş üstünde taş bırakmamak mı demokrasi? Irak işgalinde bir milyondan fazla masum insanı katletmek, ‘’Ebu Garip’’ ve ‘’Guantanamo’’ gibi toplama kamplarında kadınların ve çocukların ırz ve namuslarına tecavüz etmek mi demokrasi? Afrikanın, Asyanın, Amerikanın güçsüz ülkelerini sömürmek, onları açlığa, susuzlığa ve  yoksulluğa mahkum etmek mi demokrasi?

Hiroşuma ve Nagazakiye atam bombası atıp bir anda 10 binlerce insanı öldürmek ve sakat bırak mı, Vietnamı, Kamboçyayı, Afganistanı, Irakı, Somaliyi, Suriyeyi, Libyayı, Yemeni işgal etmek mi, oralarda savaş çıkarmak, ülkeleri yerle bir etmek, masum insanları öldürmek mi, en kötüsü bütün bu vahşetler karşısında bir şeyler yapmadan susmak, görmemezlikten, duymamazlıktan gelmek zulüm ve sömürüye devam etmek mi demokrasi?

Bir millet hangi rejim ve sistemle yönetilmek istiyorsa, o sistem ve rejim o milletin yönetim tarzı ve anlayışıdır.Hiçbir millet ve toplum illa da Kapitalizmi, Faşizmi, Kominizmi, neo libaralizmi veya demokrasinin teferruatlarını yönetim sistemi olarak kabul etmek ve onunla yönetilmek zorunda değildir.

Demokrasi; bir halkın kendini nasıl, hangi yönetim tarzı ve şekliyle yönetileceğine karar vermesinin adı ise; neden bir milletin islami bir sistem ve rejimle kendisini yönetmek istemesine  önce demokratik ülkeler denilen batılı emperyalistler karşı çıkıyor? İkiyüzlü, yalancı, sahtekar, soyguncu, adaletsiz bir sistemin adı ne olursa olsun gerçek islami bir rejimin karşısında asla yaşama şansı yoktur da ondan.

Halkın özgür iradesi ile seçtiği yöneticiler tarafından yönetilmesine demokrasi deniliyorsa; Türk milleti ‘’Başkanlık Sistemini’’ seçerek kendi yönetim tarzını ortaya koymuş demektir. Buna rağmen neden yerli münafıklar ve batılı emperyalistler Erdoğana diktatör, yönetim tarzına diktatörlük yakıştırması yapmaktadır acaba?

Batı uygarlığının buhranlı ruhunu yansıtan demokrasi inkarın, tuğyanın ve cahiliyenin çağdaşlar temsilcisidir. İslam ile yuğrulan müslüman bir milletin  ataist, putperest, la-dini sistem ve düzenlerle yönetilmesi o millete yapılan en büyük zulüm, işkence, hakaret ve zillettir.Bu ayıbı kimse demokrasi yalanları ve masallarıyla kapatamaz.

 

Arif Altunbaş, Haber 7

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat