Türkiye Batının işgal coğrafyası değildir

  • GİRİŞ15.11.2019 09:34
  • GÜNCELLEME18.11.2019 09:27

Türkiyeye gönderilen her ABD büyük elçisi kendisini bir müstemleke valisi gibi görüyor ve istediği zaman Türkiyenin yönetimine direkt veya indirekt müdahale ediyordu. Sanki, ABD Büyükelçisi değil sömürge valisi gibiydi.

 

 

2. Dünya savaşına kadar bu hadsizliği İngiliz Büyük Elçisi yapıyordu. Cumhuriyetle birlikte Türkiyedeki sistemin yapısal değişiklikleri İngilizlerin Ortadoğudaki plan ve projelerinin birer parçasından ibaretti.

CHP iktidarları Türkiyede bir şeyler yapmadan evvel, önce İngiliz elçisinin gözünün içine bakıyor, daha sonra oradan çıkan onaya göre adına ‘’devrim’’, ‘’değişim’’, ‘’batılılaşma’’, ‘’çağdaşlaşma’’, ‘’moderleşme’’ dedikleri milletin dinine, kültürüne, tarihine ve hayat tarzına taban tabana zıt değişim ve yabancılaştırma proğramlarını kendi projeleri gibi uygulamaya çalışıyordu.

 

 

İngilizler 2. Dünya savaşında Alman orduları karşısında yenilip yıpranınca güçleri zayıfladı.ABD’nin Normandiya çıkarmasından sonra İngiltere dünya üzerindeki hakimiyetini ABD’ye kaptırdı.

ABD bu görevi ingiliz menfaatlerine  zarar vermemek şartıyla üslenmiş oldu. İngilizler de buna karşılık ABD’ye her zaman yardımcı ve destek oldular.Türkiyede gelmiş geçmiş tüm hükümetler İngilizlerin ve ABD’ nin hegemonyal gücünü biliyor ve ona göre hareket ediyorlardı.

Başa gelen iktidarlar yıllarca İngiltereyi ve Amarikayı kızdırmayacak akıllı ve uslu çocuk rolü oynadılar. Batı emperyalizminin çizdiği sınırları kırmızı çizgileri olarak kabul ettiler. Bu kuralın dışında hareket edenler askeri darbelerle devrildi. Türkiyede bu iki gücün müdahalesiyle nice hükümetler yıkıldı ve yerine nice darbeci, cuntacı, vesayetçi kukla hükümetler kuruldu.

Bu durum 18 yıllık AK Parti iktidarları döneminde yavaş yavaş değişti. Bu da ABD ve batıyla Türkiyenin arasını açmaya yetti. Tayyip Erdoğan Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde ; ‘’Ülkemizde ve bölgemizde bizden habersiz kimseye operasyon yaptıramayız’’ çıkışıyla birlikte  sadece ABD ile değil AB ile de ilişkiler gerilmeye başladı.

Erdoğan, eski köye yeni adet getiriyordu. Ne güzel ABD ve AB emrediyor, bizde kukla hükümetler kuruluyor, onların her istediği yerine getiriliyordu. Batının ülkemizdeki ve bölgemizdeki oyunlarına ‘’DUR!’’ diyen, ‘’Dünya 5’ten büyüktür’’ diye BM sorunsalına kafa tutan bir lider tüm emperyalist güçlerin rahatını ve keyfini kaçırdı.

CHP’nin başını çektiği Cumhuriyet mitingleri, Gezi kalkışması, 17-25 Aralık ihaneti, 15 Temmuz darbesi, Kılıçdaroğlunun ‘’Adalet Yürüyüşü’’, CHP, İP, SP, HDP’ nin kurduğu ‘’Millet İttifakı’’ sadece; ‘’Erdoğan gitsin’’, yerine Amerikancı, yalaka kokuşmuş o malum kukla diktidarlar ve sistem yeniden geri gelmesi içindi.

Daha önceki yöneticiler gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye ve AB’a uşaklık yapıp onların karşısında eğilip bükülse, onlara hizmetçi olsaydi ABD New York’taki özgürlük anıtı gibi Erdoğanın heykelini diker, AB kendisine NOBEL Barış ödülü verirdi.

Şimdi Erdoğan batılı emperyalistlerin ve yerli münafıkların gözünde herkes ile kavga eden, Egede ve Doğu Akdenizde huzursuzluk çıkaran, Kürtleri öldüren, gazetecileri hapse atan diktatör bir adam olarak tanıtılmaya çalışılması işte hep bu yüzden.

Başkan Erdoğanın ABD ziyaretine karşı olan bazı yerli münafık ve   ahmaklar şimdi suspus olmuş durumda bu görüşmenin nersinde bir gedik buluruz derdindeler. Onlar diplomaside, ticarette ve uluslararası ilişkilerde küsme, darılma, sitem ve trip yapmanın Türkiyeye hiçbir fayda getirmeyeceğini daha öğrenemediler. Hala Stalin dönemindeki soğuk savaş strateji ve politikalarına takılıp orada donup kalmışlar. Moskova ve Pekin bile bunlar gibi katı, soğuk,aptalca ve mantıksız davranmıyor.

Solcusu sağcısı, Milliyetçisi İslamcısı, ataisti dinsizi herkes şunu iyi bilmeli ki; Başkan Erdoğan liderliğindeki bir Türkiye her ne pahasına olursa olsun Amerika ve AB’ın önünde diz çökmez ve eğilmez. Türkiyenin bir işgal coğrafyası haline gelmesi ve getirilmesine asla fırsat vermez.

Dik dururmayı becerebilenin üzerine kimse basıp geçemez.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar6

  • hazan 4 yıl önce Şikayet Et
    Marasta sütçü imam fransız askerinin başörtüsüne el uzatmasıyla istiklal mücadelesine girmesinin yerinde şimdi bırak el uzatmayı başörtülüye dayak atma cür'etini gösterenlerle işgal edilmiş olmasını kimse görmezden gelmemeli
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Kadir Gökdmir 4 yıl önce Şikayet Et
    Başkan Erdoğan'a karşı mücadele eden kim olursa olsun gerçekten samimi değil, yanlış yapıyorlar, bu vatana ve millete zarar veriyorlar. Çoğu da bilmeden bir ihanetin cehennemine odun taşıyorlar.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Mehmet ALTAY 4 yıl önce Şikayet Et
    ağzına ,fikrine ve emeğine ağlık kardeşim...hislerimize tercüman olarak gerçekleri günyüzüne çıkarmışsınız...
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • muratca 4 yıl önce Şikayet Et
    ekmeğini yediği ülkeye, üzerinde yaşadığı vatana zarar gelmesine sevinen münfıklara duyurulur.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Selahaddin 4 yıl önce Şikayet Et
    Dik dururmayı becerebilenin üzerine kimse basıp geçemez. Eyvallah abi aynen öyle. Dik duranın üstüne kimse basıp geçemez. Devlet yönetmek haklı davamızda dik durmakla olur. Eğilip bükülerek, yamulup sürünerek olmaz. Ok gibi, elif gibi Reis gibi olmak lazım...Kalemine kuvvet, yüreğine sağlık...
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat