Tarih yine tekrar ediyor…

  • GİRİŞ31.01.2020 09:56
  • GÜNCELLEME01.02.2020 10:09

Cumhuriyetin 100. yılına girdik. Ama;‘’Cumhuriyet 1923 ‘te kuruldu yüzüncü yılına girmek için daha 3 yıl var’’, dediğinizi duyar gibi oluyorum.

 

 

Osmanlıyı yıkma, birçok islami değer ve referans kaynaklarımızı hayatımızdan kaldırma, yeni bir devlet kurma fikri 1920 lerde ilk önce bir İngiliz stratejisi olarak gündeme getirildi. İngilizlerin başını çektiği Avrupa devletleri bir araya gelip Osmanlıyı yıktılar, aralarında topraklarını paylaştılar. Bize kala kala Anadoluda bir avuç toprak kaldı. Zamanın süper gücü İngilterenin petrol bölgelerine hakim olma stratejisi böylece hayata geçmiş oldu. Daha sonra bu oyuna Fransızlar ve Ruslar da dahil edilerek Anadoluda İngiltere dost bir devlet kurulmaya müsaade edildi.

Dört tarafımız düşmanla sarılmış, işgal altında idi.1920 lerde, ‘’ Erzurum’da’ki İngiliz temsilcisi Yarbay Rawlinson, Kâzım Karabekir’e “Cumhuriyet idaresine geçin, İstanbul’u başkent olmaktan çıkarın, İngiltere size yardım edecektir”  diyordu. Rawlinson akrabası İngiliz Dış İşleri Bakanı Lord Gürzon’a dayanarak Karabekir’e şunları söyler: “Şimdiye kadar ( Osmanlı ile) barış yapılmamasının sebebi, Türkiye’de kuvvetli bir hükümet bulunmamasıdır. Hakiki İngiliz dostu olacak simalarla anlaşmak istiyoruz. Endişemiz, Türkiye’nin yine bir gün İngiltere’nin düşmanları tarafına geçivermesidir. Padişah bunu yapabilir. Artık krallık ve imparatorluk modası geçmiştir. Millet kendi işini kendi gören cumhuriyete taraftardır. Padişahı, hükümet ve siyasete karıştırmayıp halife olarak istediği yerde oturmasına taraftar olmalısınız. İstanbul bir Türk şehri olarak kabul edilmiştir ama, Boğazlardan ötürü yabancı asker bulunabilir, Anadolu’nun idaresi ve terakkiye sevki İstanbul’dan imkânsızdır. Meselâ Bursa’da olan bir hükümet serbesttir.”

 

 

Rawlinson ayrıca şunları söyler: “Yunanlıların ne parası ne adamı var. Biz de bütün kuvvetlerimizi çektik. İngiliz kamuoyu Yunanlıların aleyhine dönmüştür. Nasıl olsa İzmir’den çıkarılacaklardır. Ermenilerin kendi taraflarında dahi hükümet teşkil etmeleri zordur. Ben hududun Aras nehrinden geçmesini teklif ettim. Pontus felan da yoktur. Bunların ne şarlatan millet olduklarını bilirsiniz.” (D.Mehmet Doğan, Karar Gazetesi)

Bu sözler söylendiğinde daha İstiklal savaşı başlamamış Erzurum, İskenderun, Maraş, Urfa, Gaziantep kendi kendini kurtarmıştı.Daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce söylenmiş sözlerdi bunlar. Aynen Rawlinson’un dediği gibi 1922 Yunanlılara karşı İstiklal savaşı verildi, 1923  Büyük Millet Meclisi kurulup Cumhuriyet ilan edildi. İngilizlere düşman olmayan bir hükümet başa geldi. İngilizlerin istediği gibi İslam Medeniyet ve Kültürünü ait ne varsa ortadan kaldırmak, tüm İslami değerlerimizi yok saymak, batı medeniyet ve kültürüne teslim olmak genç cumhuriyet fikrinin ana omurgasını oluşturuyordu. Böyle bir devlet ve millet anlayışı oluşturmak için; siyasi, ekonomik, askeri ve zaman zamanda ihtilaller ve darbelerle Türkiyenin yüzü batıya, sırtı kendi yerli ve milli değerlerine, tarih ve  coğrafyasına çevirildi. Yüz yıla yaklaşırken ne batılı hıristiyanlar gibi olabildik, ne tam bir müslüman olarak kalabildik. Cami ile Kilise arasında kalan beynamaza döndük.Ömer Hayyam’ın dediği gibi; ‘’Bir elde şarap bir elde Kuran/ Ne tam kafir olduk ne de müslüman’’

Batı emperyalizminin çocukları olan yerli münafıklar mankurtlar gibi kendi milletine kendi vatanında yabancılar ve köleler gibi davrandılar. İslam düşmanı ölü sevici yöneticiler ve mumya konuşturan kara cübbeli aydınlar ile kıblesini şaşırmış akademisyenler asla bizim genlerimize ait olmayan ölü bir tarih yazıp kucağımıza bıraktılar. Batılı emperyalistlerin işgal ettiği, sömürüp yoksullaştırdığı, kardeş kavgalarıyla boğuştuğu kanlı bir çoğrafyayı, her yerinden lime lime kan dökülen bir Ortaduğuyu  bize miras bıraktılar. Bazıları bugün bile askerimiz niye Suriyede, Irakta, Afganistanda, Katarda, Somalide, Kıbrısta, Azerbaycanda, Libyada diye öfkelerinden kudurup duruyorlar. Dar düşüncelerinin ölü doğan düşlerinin dibe vurmuş ihanetlerinin kokuşmuş düzenlerini tekrar diriltmek için yırtınıyorlar, küçüldükçe küçülüyorlar.

Sen ey milletim! Büyük düşün! Büyük hayaller kur! Büyük sevdalara kurul! Büyük hesaplar yap! Yoksa; hep küçük kalırsın. Büyük devletlerin kontrol, baskı, terör ve hegemonyasından, işgal ve sömürüsünden kurtulamaz tepişen fillerin ayakları altında hep ezilirsin.

Tarih 100 yıl önceki gibi bugün de aynı şekilde tekrar ediyor. Dört tarafımız düşmanlarla sarılmış 100 yıllık geleceğimize el koymak isteyen hainlerin, düşmanların ve ahmakların oyunlarına gelme! Yeni bir istiklal savaşı içinde istikbalimizin mücadelesini verdiğimizi, vermek zorunda olduğumuzu sakın unutma! !

Allah cc yar ve yardımcın olsun!

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar3

  • hoca nasrettin 4 yıl önce Şikayet Et
    Güzel yazı olmuş hocam kalemine sağlık
    Cevapla
  • Almanyada Gurbetci 4 yıl önce Şikayet Et
    Kahraman ilan edilen ve korunan fakat aslında zamanının en büyük hainlerinin ismini vermeden yakın tarihimizi kısaca özetlemişsiniz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Zafer 4 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim milletimizin ve müslümanların yardımcısı olsun. Hepimize basiret, akı, fikir ve samimiyet ihlas nasip etsin. Amin!
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat