Osmanlının yıkılmasıyla Anadolu’nun bir çok şehri işgal edildi. Bütün yollar, limanlar tutulmuştu. Doğuda; Rus ve Ermeni, batı Yunan, İngiliz, İtalyan, Güneyde Fransız işgal orduları bir karabasan gibi ülkenin üzerine çökmüştü.

Altı yüz yıl başı dik gezen bir dev dıştan; batılı Hıristiyan devletler, içten; onlara kara sevdalı olan İslam düşmanı olan yerli münafıkların saldırı ve oyunlarıyla batılılaşma adına diz çöktürülmüştü. Dik durmaktan başka bir duruş bilmeyen bir milletin beli ve boynu bükülmüştü. Müslümanlar her yerde çaresiz, korumasız ve perişandı.

Önceleri Osmanlının ölüsü bile Avrupalıyı korkutmaya yetiyor, Müslüman halklara güven ve cesaret veriyordu. Artık, ümmet sahipsizdi, başı boştu, toprakları da işgal altındaydı.

Bu karanlık gecelerden çıkmak ve kurtulmak için herkes kendi imkanları ile bir çıkış yolu, bir kurtuluş yolu aramakta idi. Maraş’ta işgalci Fransız ve Ermeni askerlerinin Müslüman kadınlara sarkıntılık yaptığına şahit olan sütçü İmam silahını çekerek bu askerlerden birini öldürüp, ikisini de ağır yaraladı. Ve Maraş’ın kurtuluş savaşı da 01 Kasım 1919 Cuma günü ilk kurşun atılarak başlamış oluyordu.Bu kurşun Anadolu istiklal mücadelesini ateşleyen ilk kurşundur. Önderlik, liderlik anlamına gelen İmamın kurşunu...

İlk kurşun İzmire çıkarma yapan Yunan askerine karşı 15 Mayıs 1919 da ateş ettiği iddia edilen Hasan Tahsin tarafından değil, Fransızlara karşı Antakya’nın Karaköse köyünde19 Aralık 1918 de Kara Hasan tarafından atılmıştı.Vesayet altında yazdırılan ve okullarda okutulan Tarih kitaplarındaki gibi Kurtuluş savaşı sadece Yunan işgaline karşı verilmiş bir savaş değil, ilk direniş kurşunu da, İzmirde atıldığı iddia edilen kurşun değildir. (1)

‘’Maraş kalesinde Fransız bayrağı dalgalandıkça Cuma namazı kılsanız dahi namaz kabul olmaz’’ der Ulucami İmamı Rıdvan Hoca. Özgür olmak Cuma namazının şartlarından birisidir. Esir olmuş bir İnsana, bir topluma Cuma namazı farz değildir. Bayrak, bir özgürlük sembolüdür.

Maraş ve Maraşlı bu sese kulak vererek hep birlikte Maraş kalesine yürür. Onların yürüyüşü yalnız Maraş’ın yürüyüşü değil, bir Milletin yürüyüşüdür, Türkiye’nin yürüyüşüdür. Maraş’ın kurtuluşu yalnız Maraş’ın kurtuluşu değil, Türkiye’nin düşmanlardan kurtuluşunun başlangıcıdır.

Maraş kendi kendini kurtararak Türkiye’nin de onurunu kurtarmıştır. Kahraman Maraşlılar sadece Maraş’ı kurtarmamış, kurtuluş savaşının da meşalesini yakmışlardır.

İstiklal savaşı Maraş’ta, sütçü İmamın attığı kurşun ile başlatılmıştır. Sütçü imamın yaktığı özgürlük ateşi dalga dalga Anadolu’yu sarmış, Şanlı Urfa 11.Nisan.1920, Gazi Antep 25.Aralık.1921 de düşmanı topraklarımızdan püskürterek özgürlüğüne kavuşmuştur.

Bu üç şehir, sahte kahramanları olmayan, kendi imkanlarıyla kendilerini kurtarmış gerçek kahramanların şehridir. Bu yönüyle Maraş,Türkiye’deki şehirlerin içinde en cesurudur. ‘’Kahraman’’ ismini de gerçekten en çok hak eden bir şehirdir.

 ***

Maraş kurtuluş savaşının başladığı yer, bir milletin dirilerek ayağa kalktığı, silkinip kendine geldiği, işgal ordularına karşı başkaldırdığı bir diriliş ocağıdır.

Kahraman Maraş Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Erdem Beyazıt, Rasin Özdenören, Nuri Pakdil, Mehemet Akif İnan, Alaaddin Özdenören, Abdurrahim Karakoç ve daha bir çok yazar, şair, fikir, düşünce alanında adam gibi adamları yetiştiren aydınların mektebidir. Bu yönüyle de Maraş, kendi Kültür ve Medeniyetimizin, fikir ve düşüncemizin öncülüğünü yapan bir ocaktır.Tebrik edilesi, gurur duyulası bir şehirdir, kadri ve kıymeti bilinmesi gereken bir şehir...

Maraş’ın kurtuluşu Türkiye’nin kurtuluşu,Türkiye’nin kurtuluşu da tüm İslam aleminin kurtuluşuna ışık tutmuş ve örnek olmuştur.

Türkiye’nin her şehri bir Maraş, her Cami İmamı bir Rıdvan Hoco olunca, yani; bu günkü Maraş dünkü Maraş olunca, Türkiye olması gereken, özlenen, beklenen Türkiye olacaktır Allahın izniyle...

Maraş’ın kurtuluşu tüm Kahraman Maraşlılara, ülkemize kutlu olması, Maraş; hep eski Maraş, sütçü İmamın ruhunu kuşanmış Maraş olarak kalması dileğiyle...

Arif Altunbaş - Haber 7
arifaltunbas@hotmail.com

1-) General Fahri Belen, Türk kurtuluş savaşı, 58.Sahife, Basım; Başbakanlık, 1973