Akbabaların Libya tuzağı

Özgürlük, adalet ve kendi kendilerini yönetmek her toplumun anasının ak sütü gibi helal ve en tabi hakkıdır.

Toplumun bu arzu ve isteklerine karşı çıkarak, ayaklanan halkına terörist, Hamam Böcekleri, Fareler gibi aşağılayıcı tavırlarla horlamak, seslerini duymamak, isteklerini isyan olarak görmek uçuk yöneticilerin, vicdansız diktatörlerin işidir.

Libya’yı Barbaros’un korsanlarına, Osmanlılara karşı savunacağız diye ayaklanan halkının üzerine ağır silahlar ve uçaklarla saldıran bir cani Libya’yı hızla bir tuzağın içine doğru çekiyor.

Dünya’ya nizam verdiğine inanan ABD ve yandaşları İngiltere, Fransa ve AB ülkeleri Afganistan’da, Irak’ta olduğu gibi Libya’yı işgale hazırlanıyor.

BM Libya’ya uçuş yasağı uygulayarak Kaddafi’yi Libya sınırlarına mahkum edip, halkına karşı uyguladığı katliamları da bahane ederek petrol zengini bu ülkeyi Irak gibi işgal etmeyi düşünüyorlar.

Libya Halkının istememesine rağmen egemen güçler petrol sahalarını ele geçirme, kontrol etme, sömürmek ve Libya Halkını kurtarmayı bahane ederek buraları da kan gölü haline getirmek istiyorlar.

ABD’nin 6. Filosu, İngiliz ve Fransız gemileri ve diğer AB ülkesi olan gemiler de Libya kıyılarına yakın yerlerde konuşlandırılmış durumda Obama’nın emrini bekliyor.

ABD, İngiliz ve Fransızların birlikte Libya için planladıkları ortak çekiç güç harekatını uluslar arası toplum nazarında( BM ) meşrulaştırmaya çalışırken Rusya da bu tilkice oyunu veto etmeye hazırlanıyor.

Bu arada NATO’da, üstüne vazife olmayan bir meseleye her zaman olduğu gibi ABD çıkarları doğrultusunda bir daha burnunu sokmaya hazırlanıyor.

Başbakan R.Tayyip Erdoğan;‘’NATO’nun Libyada ne işi var’’ diye reaksiyon gösterirken, ana muhalefet lideri solcu (!) Kılıçdaroğlu da; ‘’NATO’nun Libyada ne iş var diyemem’’ diyerek her zaman ki inatçı, solculukla uzaktan yakından hiç alakası olmayan ulusalcı bakışıyla NATO’ya adeta destek çıkıyor.

Kaddafi’nin öfkeli, kindar, kontrol dışı, kibirli Saddamsı tavrı kendini de, çevresini de, Libya’yı da ateşin ta ortasına atıyor. Libya yangınını bilmem kaç tahtası kırık Kaddafi benzinle söndürmeye çalışırken, uluslar arası leş kargaları, akbabalar Libya sahillerinde Libya’ya müdahale için hazır kuvvet olarak bekliyor.

Nerede bu İslam Konferansı? Duruma çözüm bulmak için neden İslam ülkelerini açil oturuma çağırmıyor?

Nerede bu Arap Birliği? Toplanabilmek için acaba İsrail’den müsaade mi alamadılar? Amerika, İngiliz, Fransız dostları darılır, gönül kor diye mi korkuyorlar? Ey Allahtan korkmaz, kuldan utanmazlar ikiyüzlü, yüzsüz yöneticiler yoksa, sıra size gelecek diye mi korkuyorsunuz?

Türkiye Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da her zamankinden daha aktif, daha etkin daha yetkin roller üslenerek bölge ülkelerini akbabalara ve leş kargalarına yem olmaktan kurtarmalı. Oraların birer Irak ve Afganistan haline getirilmesine göz yummamalı, müsaade etmemelidir.

Özgürlük mücadelesi veren halkları gerekirse açık veya örtülü olarak diktatörlere karşı destekleyip örgütlemelidir. Yıllarca kader birliği yaptığımız bu halkları emperyalist güçlerin eline kurban olarak terketmemelidir.

Özgürlük mücadelesi veren halklara bir şekilde yardım etmek en çok Türkiye’ye yakışan bir davranıştır. Ayrıca, bu insanlara karşı Türkiye’nin vefa borcudur.

Yoksa eli kolu bağlı kardeşlerimizin cesetlerini yemek, petrollerinin üstüne konmak için sabırsızlanan akbabaları uzaktan seyir mi edeceğiz?

Arif Altunbaş - Haber 7
arifaltunbas@hotmail.com