Kerkük Ortadoğu'nun emperyalist güçlerce işgal edilip paramparça yapıldığında, herkesin sustuğu bir anda bu ayrılık acısını ruhunun derinliklerinde duyan, bu acıyı Türkülerle, şarkılarla, ağıtlarla, hoyratlarla tüm dünyaya haykıran bir direniş yurdudur.

Kerkük duruşuyla, örf ve adetleriyle, hatta misaki milli sınırları içinde oluşuyla, düşmana karşı direnişiyle Türkiye'nin bir parçasıdır.

Sadece Kerkük mü öyle? Hayır.

Osmanlıdan koparılarak Londra'da, Paris'te cetvelle çizilen, suni sınırlarla oluşturulan üzerinde aşiret devletlerinin kurdurulduğu tüm Ortadoğu şehirlerinin kaderi Kerkükten farksızdır.

Bu gün Bağdat Moğol ordularının işgalinden daha kötü bir duruma düşmüşse, Şam kan gölü haline gelmişse, Musul, Süleymaniye, Kerkük ayrılık acısını hala inliyorsa, Filistin'de işgal son bulmamışsa, Lübnan ateş üzerinde ise, Libya bir belirsizliği yaşıyor, Mısır ayağa kalkamamışsa bütün bunların sebebi Osmanlı'dan o hazin kopuşun, hatta Osmanlı'ya ihanetin bir bedelidir.

İhanet, gaflet, vurdumduymazlık ve ahmaklığı bir nesil işler ama bedelini işte böyle yüzyıl sonrası gelen kuşaklar bile kolay kolay ödeyemez.

Bizi Şam'dan Halep'ten, Bağdat'tan Basra'dan, Kahire'den İskenderiyye'den, Trablus'tan Bingazi'den, Mekke'den Medine'den koparmak isteyen batılı işgalci emperyalist güçler başımızın püsküllü belası olarak şu anda yine karşımızda.

Hem de sözde müttefikler, dost görünen düşmanlar olarak İslam topraklarını işgal edip bölmenin, parçalamanın, kardeşi kardeşe kırdırmanın hesabıyla Ortadoğu'yu yine kana bulamakta olan çağdaş Moğal istilacıları olarak bölgemizdeler.

Malesef bazı ırk, mezhep, meşrep takıntısı olan, kendi medeniyet değerlerini unutan insanlar bunun farkında bile değiller. Hala bizi bu hale getiren batı uygarlığı ve kültürünün güdümünde onların çıkarlarına hizmet etmekle meşgul, bilerek veya bilmeyerek İslam düşmanlarıyla beraber aynı cepheyi paylaşıyorlar.

Hala ‘’Yurtta sulh cihanda sulh’’ hikayeleriyle avunuyor ve avutuluyorlar.

Kerkük ağıtları bize koskoca bir imparatorluğun nasıl parçalanıp, bölük pörçük edildiğini, ayrı ayrı piyon aşiret devletleri haline getirildiğini, bu güzelim illerimizin nasıl işgal edilerek perişan edildiğini hatırlatıyor.

Arap baharı denilen hareketin inşaallah topyekün bir uyanışa vesile olacağına, yüzyıldır işgal altında olan İslam topraklarının bu hareketin İslami çizgiye evrilmesiyle tüm Ortadoğu müslümanlarının kendi özgürlüklerine kavuşacağına inanıyorum.

Bu topraklar işgalci batılıların ve onların yerli uşakları olan Kemalist, Baasçı, Nasırcı, Burgibacı, Suudçu aşiret ağalarının değil, bu topraklarda yaşayan bütün insanların anayurdudur.

İslam, Ortadoğu uluslarının yerli malı Ortadoğu, Müslümanların ortak vatanıdır.

Kerkük hoyratları, ağıtları bize yıllardır bu ayrılığın acısını haykırmaktadır. Gören gözlere, duyan kulaklara, sızlayan kalplere tabi.

‘’Yara sızlar

Ok değmiş yara sızlar

Yaralının hâlinden

Ne bilsin yarasızlar’’

Arif Altunbaş - Haber 7

arfltnbs@hotmail.com