Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.. PYD ilk kez direkt olarak hedefe alınıyordu. Hem de ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Scaparrotti Genelkurmay’ın kapısından içeri girerken..

Türkiye, Fırtına obüsleri ile Menbiç’in kuzeyine yerleşen PYD güçlerini yoğun ateş altına alıyordu.

İş bununla da kalmıyor;

PYD denince gözleri parlayan stratejik ortağımız ABD, Türkiye’nin bu vuruşuna sessiz kalmayı tercih ediyordu..

Beyaz Saray sözcüsü Earnest , Türkiye’nin PYD ve DAŞE’e yönelik operasyonlarına karşı bir açıklama yapmayacaklarını, terörizm ile mücadele eden Ankara’nın yanında durduklarını söylüyordu.

Gerçekten ilginç gelişmeler oluyor.

Yeri gelmişken söyleyelim..

Beyaz Saray, Dışişleri ve Pentagon’daki günlük basın toplantıları veya brifinglerde kapı gibi soru soracak, olaya ve konulara hakim muhabirlere ihtiyacımız var.

FETÖ konusunda bile çok zayıf kaldık.

Bırakın sıkıştırmayı, doğru dürüst soru bile sorulamadı maalesef.

Türk medyası sınıfta kaldı.

Washington gibi bir merkez boş bırakılamaz veyahut çaylak muhabirlere emanet edilemez.

Biz tekrar konumuza dönelim.

Önce Esat ardından da Rusya’nın PYD’yi savaş uçakları ile canlarını yakacak şekilde vurması dikkat çekici bir başka gelişme olarak öne çıkıyordu.

Hatta Esad’ın kendisine yakın Lübnan medyasına, Türk istihbaratının PYD için  Şam’a geldiği haberlerini yaptırması da..

Esad ne yapmaya çalışıyor, dediğinizi duyuyorum;

Cevap çok net:

“Türkiye’ye bayrak sallıyor, selam çakıyor..

Eski günlere dönmenin mümkün olamayacağını o da çok iyi biliyor. Biraz da Rusya’yı arkasına alarak kendisine yeni bir zemin arıyor.”

İşte güney sınırımızda bu ilginç gelişmeler yaşanırken, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden bugün Ankara’da olacak.

6 saatlik ama her saniyesinin başta Rusya ve Almanya olmak üzere bütün dünya tarafından dikkatle izleneceği bir ziyaret.

Biden demişken aklımıza bir önceki İstanbul ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zorla sarılıyormuş yorumlarına neden olan görüntüsü geldi birden..

Neyse... Bugün Ankara’da neler yaşanacak onlara bakalım beraberce:

Ziyaret 6 saat olarak planlandı.

Başkan Yardımcısı Biden’ın ilk randevusu Başbakan Yıldırım ile. Ardından TBMM’ye geçecek, 15 Temmuz gecesi darbecilerin bombaladığı yerleri çıplak gözle görecek. Meclis Başkanı Kahraman ile de bir araya gelecek. Son durak Külliye olacak. Biden’ı burada Cumhurbaşkanı ile uzun ve zor bir görüşme bekliyor.

 

Kerry neden gelmedi?

 

Görüşme ajandasında ne var zaten biliyorsunuz. Önemli bir bilgiyi daha paylaşmanın zamanı geldi.

Biliyorsunuz, önce Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Ankara’yı ziyaret edeceği açıklanmıştı. Ama sonra vazgeçildi ve ABD yönetimi Başkan Yardımcısı Joe Biden’ı gönderme kararı aldı.

İki sebepten ötürü:

1- İki ülke arasında gerginliğin giderek artması. İşin ciddiye binmesi. Sürecin, Dışişleri, Adalet ve Savunma Bakanlıklarını ilgilendiren boyutlarının da olması. Biden, Başkan Yardımcısı olarak yürütmenin tümünü temsil ediyor.

2- Kerry’nin 15 Temmuz gecesi talihsiz çıkışı. (“Umarım barış bir an önce sağlanır.”)

Evet, darbe gecesi Washington’dan, Mısır darbesi sonrası yapılan açıklamaların benzerleri yapılmıştı hatırlarsınız.

Son dönemde sıkıntılı bir süreçten geçiliyor olsa da Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile frekansları tutuyor.

Ama hemen belirtelim ki ABD, bunca olaydan sonra boşu boşuna Joe Biden’i Ankara’ya göndermiyor.

Ananemin güzel bir sözü geldi aklıma:

“Çay sıra gidilip yol sıra gelmek...”

Joe Biden’ın Ankara ziyaretini kesinlikle bu kategoriye koyamayız.

ABD yönetiminin hem FETÖ’ye koruyuculuk, hem de darbeye destek iddiaları malum..

Yükselen ABD karşıtlığı da..

Resmî programda olmasa bile, Biden’ın TBMM ziyareti sırasında direkt Türk halkına yönelik bir jest yapacağını düşünüyorum.

Bu jest çok güçlü ve net bir FETÖ açıklaması mı olur, yoksa başka bir şey mi şu an için kestirmek güç.

Ama Biden’ın böyle bir jest yapacağının sinyallerini aldık.

FETÖ’nün iadesi ile ilgili Washington’daki sözcülerin, Türkiye’yi rahatsız etmeyen, daha yapıcı bir dil kullanmaya başladıklarının da not edildiğini belirtmemiz lazım.

Ama çok çok önemli bir durum daha var.

Türkiye’de iş yapan Amerikan şirketleri de bu durumdan çok rahatsız.

Amerikan şirketlerinin 15 Temmuz’dan beri Washington nezdindeki girişimleri ayrı bir yazı konusu olur.

Âdettendir ajandada neler var onları da yazalım:

1-FETÖ

2-FETÖ

3-FETÖ

Türkiye için masadaki durum tam da böyle..

Tabii ki Suriye, Irak, PYD, Cerablus operasyonu ve savunma işbirliği konuları da gündeme gelecektir.

İş bu kez çok ciddi.

Washington da farkında!!!

24.08.2016