Helal olsun Başbakan Erdoğan'a...

  • GİRİŞ04.11.2008 09:05
  • GÜNCELLEME04.11.2008 09:05

SEZAR’IN hakkı Sezar’a... İşte bu kadar, ilk defa bir başbakan ahaliyi eşkıya çetesinin eline terk etmemek için, Doğu ve Güneydoğu’yu adım adım geziyor...

Bu da bizim hep eleştirdiğimiz kişi...

Oraları ilelebet Türkiye kalacaksa tek yol budur, ahaliye sahip çıkmak, yalnız olmadıklarını göstermek, ayaklarına gitmek...

1984’ten beri izlerim, vatan topraklarının bu bölgesine özellikle Özal’dan sonra “büyükler” birer göstermelik gezi ile yetindiler. Vaad edip vermediler, meseleyi olağanüstü hal yetkililerine havale ettiler... Özal’ın “verdikleri”nden daha çok yararlananları da biliyoruz... Devletin parasını “Doğu’ya yatırım” diye kapıp İstanbul’a, İzmir’e Ege Akdeniz kıyılarına gelip harcadılar, çaldılar, çırptılar...

Tayyip Erdoğan, elini Doğu ve Güneydoğu’dan çekmiyor, Allah için durum böyle ve sağlık, eğitim, yol v.s için yapılan harcamalar da ortada (Partili müteahhitlerin bal tutup parmak yaladıkları gerçeği olsada...) ve bu yüzden de şu anda siyasi umud bu kişidir...

Son geziye bakınız...

Başbakan Erdoğan ulu orta tehdit edildi, açık açık “gelirsen can güvenliğin olmaz” bile denildi!.. Gözü dönmüş PKK fedaileri, sırtlarındaki milletvekili dokunulmazlığı kalkanı ile, o toprakların Ankara’ya ait olmadığını dillendirip Erdoğan ile Ariel Şaron’un işgal gezileri benzetmeleri yapabildiler... Ellerindeki belediyelerin kontrol ettiği devlet güçlerini bile Başbakan’a karşı seferber ettiler...

Bütün bunlar, “iç savaşı” sahneletecek müdahalelere zemin hazırlayıp Kürt insanının üzerinden kirli oyuna zemin hazırlamak içindi... Başbakan’ın askeri polisi sivillerin üzerine sürmesini sağlamayı umuyorlardı... Ya da Başbakan “ayaklanmanın kaçınılmaz olduğunu görüp geri adım atacak, seçim öncesi çıkacak olayların faturasını düşünerek geziyi erteleyecek” ve eşkıya amacına ulaşacaktı... Başbakan’ın bölgeye gelişini ertelemesini PKK büyük bir zafer olarak kutlayacaktı!..

Geziyi izleyen gazeteci arkadaşlar anlatıyor, Başbakan Hakkari yolunda büyük bir risk almış... Kendisini taşıyan helikopter yoğun bir bulut kümesine girmiş... Helikopterlerin bulutta ilerlemesi mümkün değil, kafileye eşlik eden helikopterler geri dönmüş, Başbakan yola devamda ısrar etmiş... Helikopter uçak irtifasına çıkarak hedefine ulaşmış...

Açık ve nettir, eğer Tayyip Erdoğan doksanlı yılların başında Başbakan olsaydı ve bugün uyguladığı politika ile hükümet etseydi şimdi bu ülkenin bu “sıcak sorunu” yoktu...

Bu yüzden Tayyip Erdoğan PKK çetesi tarafından öncelikli düşman ilan edilmiştir... PKK, onlarca yıldır esir aldığı ve üzerlerinden her türlü çıkarı sağladığı Kürt insanının Tayyip Erdoğan tarafından sahiplenilmesine tahammül edemiyor...

Başbakan, adımladığı şehirlerde Kürt insanına şöyle seslendi; ‘’Biz ne dedik? ‘tek millet’ dedik. Ne dedik? ‘tek bayrak’ dedik. Ne dedik? ‘Tek vatan’ dedik? Ne dedik? ‘Tek devlet’ dedik. Buna kim karşı çıkabilir yahu?..”
Karşı çıkana da tavsiyesi şöyle; “Buna karşı çıkanın bu ülkede yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin. Dünyanın neresine gidersen git her ülke böyledir.”

Türkiye’nin mutlu geleceği Başbakan’ın bu sözlerindeki reçetedeki gibi değil midir?.. Bu değil midir, bu topraklarda yaşayan her ferdin eşit ve kardeşce paylaşımını sağlayacak taban?..
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan..” işte bu kadar...

Başbakan’ın daha sözleri ortadayken İmralı’dakinin kapı kulları (Gene sırtlarındaki dokunulmaz TBMM zırhı ile) ortaya çıkıp itirazı bastırıyorlar!..

“Erdoğan’ın tekçi ve ırkçı yaklaşımını reddedenleri ülkeyi terk etmeye davet etmesi tam bir aymazlık örneğidir.” Diyorlar!..

Pes artık yani!.. Ne demek yani “Tekçilik ırkçılıktır!..” mantığı... Irkçılık bu değil mi?.. Bu yaklaşım (Bu ülkede iki millet olsun, silahlarla bu kuralı koyacağız) etnik milliyetçilek temelinde bir Hitler kafası değil mi?..
Başbakan’a cevapları bile savaş tehditleri ile dolu!.. “Tek bayrak, tek vatan, tek millet, istemeyen çeksin gitsin” çağrısına verdikleri cevap; “Kim kimi kimin vatanından kovuyor” Bu ne demek biliyor musunuz?.. “Teslim olmazsanız, biz silahla bu toprakları söker alırız işte o kadar!..” Leyla Zana’nın “PKK en büyük gücümüz!..” sözlerini de hatırlayınız...

Başbakan, Kürt insanını bu eşkiyanın elinde bırakmamak için doğru politika yürütüyor... Ya öteki siyasi partilerin niye hiç adı yok!!?

BEHİÇ KILIÇ - TERCÜMAN

behic.kilic@tercuman.com.tr

Yorumlar110

  • ali degirmen 15 yıl önce Şikayet Et
    yigidi öldür hakkını yeme. İşte böyle gerçekleri yazın anlınızdan öpülün.Chp gibi mhp gibi dtp gibi yada dogan medya gibi olmayın,dogruları söyleyin yada yazın millette sizi sevsin.Yoksa daha çok mazlum ahı alırsınız.
    Cevapla
  • yorumcu 15 yıl önce Şikayet Et
    herşey türkiye için. pkknın dtpnın chpnın mhpnın ergenekonun doğan grubu medyasının cekemeyenlerin İNADINA AK PARTİ
    Cevapla
  • şaban savar 15 yıl önce Şikayet Et
    vay bee behiç abi. ben seni at gözlüğü takan mhp harici herşeye muhalefet eden kötü niyetli bi yazar olarak biliyordum.ve açıkçası seni hiç sevmiyordum.ama inanın bu yazınıza çok şaşırdım. temennim odurki yiğidi öldür ama hakkını yeme. ve sende ilk defa görüyorum yiğidin hakkını veren yazını. devamını beklerim.ama tabiki olumsuzlukları versa elbette olumsuzluklarını da yaz. ona amenna ama önyargı asla kabullenmediğim bir durum. seni bu yazından dolayı kutlarım.ve saygılar sunarım.
    Cevapla
  • A.Kadir YAZICI 15 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Başbakana Danişmalık hizmeti.. Geçmiş hükümetlerdede vardı sanırım.Her hafta bakanlar kurulunu bir ilde Topla.Çokta zor birşey değil Ha makam arabalarına binilmiş ha Başbakanlık uçağına.Daha güçlü daha kalıcı iz bırakır bence ama nerede Danışmanlarınız tasvip etmez sanırım.
    Cevapla
  • fahrettin aslan 15 yıl önce Şikayet Et
    Behiç kılıç. size katılmamak mumkün deyıl tebrık edıyorum
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat