ABD ve Rusya'nın hazin YPG tablosu

  • GİRİŞ30.05.2016 09:52
  • GÜNCELLEME30.05.2016 09:54

YPG armasının ardına sığınacak kadar çaresiz kalan ABD ve Rusya'nın Suriye trajedileri giderek derinleşirken Türkiye'yi sıkıştırma projeleri de ters tepmeye başladı. 

24 Kasım 2015'teki jet krizinden sonra Ankara'ya adeta savaş açan Rusya lideri Vladimir Putin, ne hikmetse bugünlerde ılımlı mesajlar veriyor.

Uzlaşmaz tavrıyla tanınan Putin, Atina ziyaretinde “Biz Türkiye ile asla bir savaşı düşünmedik. Farklı kanallardan iletişimimiz hep sürdü. Özür ve tazminat gibi taleplerimiz yerine getirilirse, Ankara-Moskova arasındaki kriz düzelir.” diyerek Ankara'ya zeytin dalı uzattı.

Bunun böyle olacağı belliydi.

Çünkü küresel aktörlerin Kuzey Afrika, Ukrayna ile Ortadoğu'daki rejimleri sarsmasıyla serbest kalan sosyo-politik basınç, şimdi bir bumerang gibi onları sıkıştırıyor.

Hâlâ Soğuk Savaş gözlüğünü çıkaramayan bazı kesimlere kalsaydı Suriye krizinde Türkiye yelkenleri indirip küresel rüzgârın peşi sıra gidecekti.

Fakat Ankara kendi yolunda ilerlemeyi ve Nisan 2015'ten sonra devreye soktuğu taarruza dayalı yeni bir stratejiyi tercih etti.

Silkinmemiz küresel aktörleri de hareketlendirdi.

Kremlin'in Suriye krizine müdahalesi ve Türkiye'nin buna 24 Kasım'da Rus jetini düşürerek verdiği yanıt, bir bakıma yeni rotamızı da belirledi.

Jet krizinden sonra hamle gücünü artıran ve inisiyatifi ele geçiren Türkiye, bu yılın ocak ayındaki Cenevre toplantısına katılmak isteyen PYD'ye gösterdiği kırmızı kartta da görüldüğü gibi, Suriye krizini kendi hedefleri doğrultusunda yönetmeye başladı.

***

Çünkü ABD ve Rusya, Türkiye'nin elini güçlendiren iki küresel hataya imza attı.

İlki, ABD eski gücünü kaybettiğinin farkında değilken Rusya'nın ise sadece arka bahçesinde bir oyuncu olduğunu unutmasıydı.

İkincisi, iki ülkenin de Suriye'de jeo-politik intihara sürüklenen Türkiye'nin askeri misilleme hamlelerini ve kararlılığını hafife alması oldu.

Rusya'dan başlayalım…

Suriye müdahalesi bize gösterdi ki, Kremlin'in ne güvenlik öncelikleri ne de askeri kaynakları Türkiye gibi bir aktörü sindirmeye yetecek düzeydedir.

ABD'nin devasa bir müttefik ordusuyla yapamadığını Rusya'nın başarması zaten akıl kârı değildi.

Daha ocak ayındaki bir yazıda dile getirdiğimiz gibi, hem mecazi hem literal anlamıyla, ‘sınırlarını aşan' Rusya, “Suriye'nin de Türkiye'nin Ukrayna'sı” olduğunu kavrayacaktı.

Aslında tarihî, kültürel, ekonomik ve siyasi realiteler açısından Rusya'nın Türkiye'yi ‘yakın coğrafya'sında dize getirmesi zaten imkânsızdı.

İşte Putin'in Atina'dan uzattığı zeytin dalı, Rusya'nın “haddini” kavramaya başladığının ilk göstergesi.

Tabii Kremlin'in geri adım atmasında Türkiye'nin Suudi Arabistan ve İsrail ile geliştirdiği yeni ilişkilerin zorlayıcı payının da göz ardı edilmemesi gerek.

***

Suriye'de Türkiye'ye dair hesap hatasına düşen ABD'ye gelirsek…

Burada, 31 Ocak'ta Yeni Yüzyıl'da çıkan “ABD ve Rusya'nın yanlış Türkiye hesabı” başlıklı yazımızdan öncelikle şu tespitleri tekrarlamakta fayda var:

“Bu çağın uluslararası jeo-politiğinin artık Washington dışında Pekin gibi yeni bir ağırlık merkezinin ortaya çıktığını fark edemediler.

Öyle görülüyor ki, ABD ve Çin arasındaki rekabet 21'inci yüzyılın belirleyici faktörlerinden biri olacak.

Atlantik İttifakı nüfuzunu yitirdikçe ABD, yayılmak yerine savunma mevzilerine doğru kayıyor.

Yeni dönemde, Moskova sadece boşalan yerleri doldurmakla meşgul bir fırsatçı.

Buna göz yuman ABD, şimdilik Rusya'yı zayıflatma stratejisinden vazgeçmiş görünüyor.

Ancak Rusya, şu an değilse bile ABD'nin uzun vadeli planlarının önünde büyük bir engel.

Rusya ve İran'ın bugün ABD için önemi, Çin'in küresel Türkiye'nin ise bölgesel yükselişini frenlemede devreye sokulan iki kurşun asker olmasından kaynaklanıyor.

1979'daki Çin açılımı ile ABD, Sovyet Rusya'nın çözülüşünü hazırlamıştı.

İran ve Rusya açılımı ile de bu kez kendi eliyle yol verdiği Çin'i kuşatmaya çalışıyor.

Fakat Çin'in de Türkiye'nin de bu saatten sonra zapt edilmesi çok zor.”

Gerçekten de Suriye'de Rusya'ya vize verilmesinin temel faktörü, daha önce ilan edilmiş olan Esed'in devrilmesi hedefi ile DAEŞ'in varlığına rıza göstermenin imkânsızlığı arasında sıkışmış Amerikan dilemmasıydı.

Türkiye ve Suudilerin desteklediği muhalefetin İran'ı Mayıs 2015'ten sonra Halep ve diğer bölgelerde bozguna uğratıp Esed'i Lazkiye'de sıkıştırması, Şam'ı destekleyen güçleri paniğe sevk etti.

Mali sorunlarla boğuşan Avrupa'nın Ukrayna ve göçmen kriziyle adeta felç olması, Kremlin'i hem Tahran için hem Washington için en güçlü seçenek haline getirdi.

Çıkış yolu arayan ABD, sonuçta en azından geçici bir çözüm olarak Rusya'nın Suriye'de oyunu değiştirme teklifini kabul etti.

Fakat Türkiye'nin by-pass edildiği Rusya seçeneği de çözüm olamadı.

Ankara'nın bu karara gösterdiği itirazın haklılığı bugünlerde daha net görülüyor.

Putin'in sıcak mesajları ve ABD'nin içine girdiği YPG darboğazı, bunun en bariz kanıtı.

Geldiğimiz noktada Suriye'de DAEŞ karşıtı koalisyon için ne komşu ülkelerden ne de koalisyon güçlerinden istediği desteği bulamayan bir ABD var karşımızda.

Amerikan yönetimi bu sıkışmışlığı PKK'nın Suriye'deki kolu olan YPG ile aşmaya çalışıyor.

Yani uluslararası alanda terörizme savaş açan küresel aktör ABD, bir terör örgütüne karşı sadece başka bir terör örgütünün uzantısından destek alabiliyor.

Ne hazin bir tablo!

Yorumlar17

  • savas 7 yıl önce Şikayet Et
    Bercan tutar!! Atmissiniz ama tutturamamissiniz malesef..
    Cevapla
  • halkın sesi 7 yıl önce Şikayet Et
    üzgünüm ama huntington, batı suriyede üstün medeniyet olduğu iddiasında çok ağır bir bozguna uğradı, arap baharı da bu yapının uygarlık iddiasına aynı şeyi yaptı.batılı ülkelrin herbir başkentine atom bombası atılsaydı onlar için bu kadar kötü olmazdı zira ülkelrini yeniden inşa eder yol devam ederlerdi. ama artık insanlar batıya saygı duymuyor. dikkat edilirse komunistler önce ideolojilerinin haklılığını kaybettiler, diğer çöküntü arkadan gelmişti.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • şefo 7 yıl önce Şikayet Et
    Bercan tunarında hayal göcü maşallah 10 numaraymış
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Sami 7 yıl önce Şikayet Et
    Teknoloji uretiminde, savunma sanayiinde ve finansal acidan gercekten ozgur ve guclu olmadikca boyun egmeye devam ederiz. Ustune bir de icimizdeki hainleri ekleyin; cok calismak lazim cok. Bati dunyasindan, Rusya'dan, Cin'den el aman dileyip yardim ve iyiniyet beklemek bosunadir. Tek cozum, nufuzu, gucu, teknolojisi artan ve cok calisan bir Turkiye; baska cikis yok. Yeni Anayasa da insani gelisim icin bir zorunluluk...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Adem 7 yıl önce Şikayet Et
    Bugün 30 mayıs 2016 Suriye savaşının ilk başladığı günlardeki harita ile şimdiki haritaya baktığımızda Türkiyenin hiçbir halt edemediğini görüyoruz. ;Üzülerek. sınırınızın dibindeki desteklediğiniz grupların toprakları ellerinden alındı ve geriye hiçbir yer kalmamış ise hangi Türkiye siyasetinin başarısından bahsedebilirsiniz. Abd ben pyd ye yardım ediyorum diyor. Siz Abd askeri ünüformasına pyd yıldızı takmış mı takmamış mı onunla uğraşıyorsunuz. Yıldızı çıkarsa ne olur çıkarmasa ne olur? Arkadaş İncirlikten kalkan uçaklarla destek veriyorlar pydye ne yapacan laf kalabslığı yeter kardeşim.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Mehmet 7 yıl önce Şikayet Et
    Daha huc bir sey bitmis degil sen neticeye bak neticeye sel gider kum kalir Türkiye buranin aga babasidir görecegiz Allahin izni ile sonucta kazanan biz olacagiz
    Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat