23 Nisan 1920 ruhu canlandı

23 Nisan 1920. Türkiye şanlı tarihinin yeni bir başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıydı.

  • GİRİŞ29.08.2014 09:45
  • GÜNCELLEME29.08.2014 09:45

Bütün bir düşmanlık cihanına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade ediyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin asırlar süren arayışlarının özü ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir örneğiydi.
Cenâb-ı Hak'kın lütfuyla Nisan'ın 23'üncü Cuma namazından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştı. Milletin vekilleri Hacı Bayram Veli Câmi-i Şerifi'nde namaz kılmış, Kur'an'ın ve namazın nurlarından feyiz alınmıştı. Sakal-ı Şerif ve Sancak-ı Şerif'i alınıp Meclis'e gidilmiş, kapıda dua okunarak kurbanlar kesilmişti.
Aynı anda, vilayetlerde hatim indirilmiş, Buhar-i Şerif okunmuştu. Ezandan önce minarelerde salâ verilmiş. Mevlid-î Şerif okunmuştu. Gazi Mustafa Kemal'in başkanlığında toplanan İlk Meclis, muhteva tam anlamıyla bir Türkiye manzarasıydı.
Orada Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkezler, Arnavut, Boşnak vardı, Sünniler, Aleviler vardı. Milletin bütün unsurları, Kurtuluş Savaşı'nı sevk etmek için gönül birliği yapmışlardı. Türkiye Cumhuriyeti'nin mayası işte orada atılmıştı.
İLK MECLİS, TAM BAĞIMSIZLIK VE KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLİ EGEMENLİK YEMİNİYLE İŞE BAŞLADI.

Aynı ruh aynı heyecan

28 AĞUSTOS 2014:
Milli mücadeleyi yapan ve Cumhuriyet'i kuran TBMM, açılışındaki kutsallığını muhafaza ederek, 1920'nin aynı ruh ve heyecanıyla toplandı.
Bir istisna vardı. Milleti tanımaz CHP, yaptığı yüz kızartıcı ve statükocu tavıra rağmen, TBMM'nin manevi bağrında dava adamı Tayyip Erdoğan'a sahip çıkıldı. Erdoğan, kutlu yürüyüşün ve büyük hareketin neferi olarak adım adım milletle beraber Çankaya'ya tırmandı. Bu yürüyüş, 14 asır önce Mekke'nin yalçın dağlarına inzal olmuş Allah kelamını ve onun alemlere rahmet olarak gönderilmiş nebisini kendisine rehber edinmiş bir hareketin adıydı.
Bu hareket, Ahmet Yesevi'den Mevlana'ya, Hacı Bektaşi Veli'den Hacı Bayram Veli'ye, Yunus Emre'den Fuzuli'ye, Ahmedi Hani'den Mehmet Akif'e tatlı pınarlardan kana kana içmiş, o bereketli pınarlardan beslenmiş bir hareketti.
Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkışı önemli şifreler barındırıyordu: Farklılıkların bir zenginlik olarak görüleceği, Osmanlı coğrafyasındaki bir arada yaşama kültürünün Türkiye Cumhuriyeti'nde de süreceğini, devletin milletiyle bütünleşeceğini ilan ediliyordu.

Ata'nın huzuru

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Anıtkabir Özel Defteri'nde anlamlı sözleri vardı: "Halkoylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanının göreve başladığı bugün, yeni Türkiye'nin inşasının güç kazandığı gündür. Büyük Türkiye ruhunun özünün dirildiği gündür.
Bugün Türkiye'nin küllerinden doğduğu gündür. Her zamankinden daha fazla çalışacağıma söz veriyorum."
ANKARA SOKAKLARI: Erdoğan, Ata'nın huzurundan çıkarken, Türkiye'nin kalbi kıpır kıpır atıyordu. Ankara sokakları bayram yerine döndü. Ellerine Türk bayrağını alanlar sokaklara çıkmıştı. Halay çeken, 'Büyük Türkiye' diye slogan atan binlerce insan. Ankara'da bir festival coşkusu yaşatıyordu.
MİLLİ GÜÇ, HEDEF 2023: Yeni bir dünya kuruluşunun tarihi dönemecinde, tarihdaş-vatandaş, 77 milyonun İSTİKBAL SAVAŞI başlamış oluyor. Bu savaş, Yeni Türkiye'nin 2023 hedefine ulaşması için YA KAZANILACAK YA KAZANILACAK.
Bu savaş, 21'inci Yüzyıl'ın Büyük Türkiye'sini inşa edecektir. 2023 Türkiye'sinin çerçevesini çizme mücadelesidir.

SONUÇ: Aziz milletimiz, 23 Nisan 1920'de İSTİKLAL SAVAŞI'NA başladı.
30 Ağustos 1922'de zaferle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurdu. 14 Mayıs 1950'de, Cumhuriyet'i Demokrasi ile taçlandırdı. 28 Ağustos 2014'ten itibaren, İSTİKBAL SAVAŞI'NI kazanmak için 77 milyon el birliği, gönül birliğiyle BÜYÜK TÜRKİYE'Yİ inşa etmeye yemin etti.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat