Terörün gerçek amacı ve bazı sorular

  • GİRİŞ05.08.2015 11:25
  • GÜNCELLEME06.08.2015 09:42

Terörün amaçlarından biri de oluşturduğu toz dumanla ülke çıkarına çalışan siyasi karar alıcılarda körlük sağlamaktır. Terör, yalnız toplumsal felç ve yılgınlık sağlamak için değildir, bununla beraber bürokratik mekanizmada felç oluşturma işlevini de üstlenir terör. Terör, ülkenin tek gündem maddesi haline gelir; bunun dışında her şey ayrıntı ve önemsizdir. Çünkü terör insan hayatı dışındaki diğer bütün alanlardaki güvenlik politikalarını önemsizleştirir. Ülkenin genel sağlık güvenliği, enerji güvenliği, gıda ve çevre güvenliği birden önemsiz, atlansa da olur alanlar haline dönüşür. 

Bu arada öyle bir karar alınır ki, ülkenin yüz yıllık ekonomik geleceğini biz “birilerine” vermiş oluruz. İşin garip tarafı bu kararı alanlar da, bunu pekâlâ ülkenin yaranına yaptığını sanabilirler; çünkü terör, doğru karar alma, tartışma mekanizmalarını felç etmiştir. 

Birinci hedef: İnsan kaynağı  

Batı, Afrika’yı bu yöntemle yüzyıllardır yoksul bir sömürge olarak elinde tuttu ve bütün yeraltı-yerüstü kaynaklarını ele geçirdi, yağmaladı. Yıllar süren kabile savaşları, Afrika toplumunun insan kaynağını yok ediyordu. Bir ülkenin doğal zenginliklerine, kaynaklarına el koymak için ilkönce onun insan kaynağını devre dışı bırakmak ele geçirmek, bütün sömürge tarihinde birinci kuraldır. İnsan kaynağı iki türlü devre dışı bırakılır; birincisi iç savaş ya da savaşla-özellikle eğitimli genç nüfusu- devre dışı bırakmadır. İkincisi ise, ideolojik ve siyasi mekanizmalarla, maddi araçları da kullanarak, “seçkin” sınıfları satın almaktır. Bu ikinciler genellikle siyaset bürokrasinde, medyada ve stratejik şirket ve eğitim kurumlarında istihdam edilirler. 
Ben Batı’nın sanayi devriminden itibaren geliştiği üç temel sömürgeleştirme dönemi olduğunu düşünüyorum. Tam şimdi üçüncü aşamadayız. 
Mesela birinci aşamayı en güzel Cecil Rhodes profili anlatır. 
Terör ve sömürgeleştirme: 

Birinci aşama  

Cecil Rhodes, bütün Afrika’yı sömürgeleştirmek için daha 1880’lerde kolları sıvamış ve Cape Town ile Kahire arasında kesintisiz bir demiryolu fikrini ortaya atmıştı. Cecil Rhodes, Britanya’nın, Afrika’yı sömürgeleştirmek için Afrika’ya ihraç ettiği en büyük sömürgecilerden biridir. Afrika’da kurduğu De Beers şirketi ile bir sömürgeci iş ve devlet ‘adamı’ olmayı başaran Cecil Rhodes, kendini şöyle ifade ediyordu: ‘Benimsediğim fikir, toplumsal bir sorunun çözümüdür; yani, Birleşik Krallık’ın 40 milyon sakinini kanlı bir iç savaştan korumak için, biz sömürgeci devlet adamları, nüfus fazlasını yerleştirmek, onlar tarafından fabrikalar ve madenlerde üretilecek ürünlere yeni pazarlar sağlamak için yeni topraklar ele geçirmeliyiz. Eğer iç savaştan kaçınmak istiyorsanız, emperyalist olmak zorundasınız.’ Rhodes, görüldüğü gibi oldukça samimi bir sömürgeci idi. Ancak tabii ki onun kaçınmak zorunda olduğu iç savaş İngiltere gibi ülkelerle ilgili. Rhodes ‘un demiryolu ilerledikçe Afrika’da da iç savaş aynı hızla ilerliyordu. Rhodes, 1902’de Cape Town ‘da öldü. 

Yazının tamamı için tıklayınız...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat