İçlerindeki Havva'yı öldürenler Taksim'de yürüdü

  • GİRİŞ02.07.2015 08:40
  • GÜNCELLEME03.07.2015 08:41

   Bugün dünyada, ülkemizde, yakın çevremizde en çok erozyona uğrayan duygu nedir, desek; “güven” duygusu hemen karşımıza gözü yaşlı bir biçimde oturuverir.

            Güvenmiyoruz!

            Eşler birbirlerine güvenmiyor; baba oğluna, oğul babasına; kız annesine, anne kızına; komşu komşusuna; arkadaş arkadaşına; patron işçisine, işçi patronuna güvenmiyor! Güven duygusunun olmadığı yerde huzur, mutluluk aranabilir mi? Eşler birbirlerine güvenemiyorsa, o ailede mutluluğun izleri bile silinir, insan hayalet haline gelir.

            İnsanlık ahlâk erozyonu yaşıyorsa orada güvenden, adaletten söz edilemez; her şey “benim olsun” ahlâksızlığı ortalığı kaplar. Paylaşım, insana insanca değer verenlerin iç dünyalarını aydınlatan bir ışıktır. Oysa ahlâksızlık bir çukur, bir karanlık olarak karşımıza çıkar.

            Ahlâkın tanımını yapmak zordur, ama deneyelim:

            Ahlâk, evrenle uyum içinde bulunmak, davranış biçimiyle evrenle çelişmemek, onunla bütünleşmek anlamlarına gelebilir. Yaradılış kodunu (fıtrat) geliştirerek yaşamak, onu bozacak davranışlardan uzak durmak, şeklinde de anlaşılabilir. İnsanın kendi kendisiyle ve yaşadığı dünyanın/ evrenin işleyiş yasalarıyla çelişmemesi, uyum içinde olmasıdır.

            İnsan zihni enerjiye benzer, gelişmediği sürece kömür enerjisiyle kalır. Oysa petrol, su, hava enerjisi vardır; nükleer enerji vardır ve daha isimlerini duyamadığımız nice enerjiler çıkacaktır. Bunun gibi, insanın içindeki “insanlık” enerjisini ölene dek geliştirmek, her insanın insanlık görevi olmalıdır. Nükleer enerjiye ulaşmak için ne tür çabalar harcanmışsa, insanın içindeki “insanlık” enerjisine ulaşmak için çaba gerekmez mi? Her şey bu yetmiş yıllık hayat için midir?

            Ahlâk, evrendeki iç içe geçmiş dengeli gelişime paralel olarak insanın da kendi içine doğru, kendi yaradılışıyla çelişmeden yolculuk yapabilme duygusunun eyleme dönmüş biçimidir. Evrende hiç çelişki yoktur. İnsan davranışları, evrenin işleyişiyle çelişmiyorsa ahlâklı davranıştır. Bunu kim ayırt edecek? Elbette evreni ve insanı yaratan! Kuralı en iyi bilen koyar.

            Kadın erkek birleşir ve çocuk doğar. Bu bir evrensel yasadır. Buna ters olan her türlü davranış ahlâksızlıktır; çünkü evrenin işleyiş yasasına terstir. Sonuç ne olur? Çevre kirliliğine aldırış etmeyen insanların geldiği durak ozon tabakasının delinmesi ve “küresel ısınma”dır. Bu kurala uymayanlar ahlâksız iş yapmışlar ve tüm canlılara zararlı olmuşlardır.

            Bazı Lûtiler bu Ramazan günü Taksim’de bilmem ne yürüyüşü yapmışlar. Eline silah alıp sağa sola ateş açanları polis nasıl durduruyorsa, evrenin işleyiş yasasına, yani ahlâka karşı bu denli ters davranan insancıkların davranış biçimlerine de set çekilmelidir. Gemiyi delme adına kimsenin özgürlüğü yoktur.

            Kendi içlerindeki Havva’yı öldürenler gizli kapaklı neler yapabiliyorlarsa yapsınlar; yoksa bu milletin içindeki Havva’yı öldürmek kimsenin cüret edebileceği bir şey değildir.

            Aynı şekilde, kendi içlerindeki Âdem’i öldürenler de kendi kuyularında yılan avlasınlar; ama kuyunun dışına çıkmasınlar, çünkü neslimizin ahlâkını bozuyorlar.

            Terörün en kötüsü, eline silah alıp sağa sola ateş açarak insanları öldürmek değil, kendi içindeki insanı öldürmektir. Çünkü kendi içindeki insanı öldüren biri/leri, dünyanın tam merkezine konmuş nükleer silahtan daha tehlikelidir; zira bu terörün kurbanlarının öte yakası yoktur.

                          D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Yorumlar1

  • Sefer Aytekin 8 yıl önce Şikayet Et
    Ellerinize yüreğininze sağlık. Hocam
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat