“Lastik botlarla kaçak yollardan Yunanistan’a giderken batan bottan Suriyeli iki çocuğun cansız bedenleri Bodrum sahiline vurdu. 5 yaşındaki Galip ile 3 yaşındaki kardeşi Aylan’ın cesetlerini gören anneleri sinir krizleri geçirdi.”

Sosyal medyayı çalkalayan bu haber, insanım diyen herkesi çok derinden sarsmıştır.

Galip çocuk, deniz sahilinde yüzükoyun cansız yatarken, dalgaların onu bir sağa bir sola sallaması yürekleri dağladı. Sanki o çocuk sallanmıyordu, bir dünya yerinden sarsılıyordu.

Çocuk ve torun sahipleri, Allah aşkına o çocuğun o haline bakarken içinizden bir şeyler ta derinden kopmamış mıdır? Hangi anne baba bu görüntüye dayanabilir? Anne babalar, bir empati yaparak o fotoğrafa bir bakınız, yüreğiniz yerinden oynamaz mı?  Ya o iki çocuğun annesi insan değil midir?

Hâlâ Avrupa’nın ne deyip ne demediğine bakıp da ülke yönetmeye kalkışanlar, Allah aşkına artık biraz insaf sahibi olun, biraz kendi medeniyetinizin değerini bilin!

Almanya, “Türkiye’de bir büyük mülteci kampının kurulması”ndan söz ediyor. Diğer Avrupa ülkeleri, hudutlarını tellerle çeviriyor! Neden?

Bu ülkeler, insan kanı üzerine hayat kurduklarından, kendi rahatlarının bozulmasını asla istemezler. Başkalarının ölümü onlar için film konusu olabilir ve bu görüntülerle dünyaya “hümanizm” propagandası yaparlar!

Galip bebeğin deniz sahilinde yüzükoyun cansız yatışını, göreceksiniz, birkaç zaman sonra, bizim ihmalkârlığımıza bağlayacaklar ve bizi suçlayacaklar. Oysa bu göçmenlerin botlarını, ülkelerine gelmesin diye, deniz ortasında bizzat batıranlar ve batırmaya kalkışanlar kendileridir.

Batı uygarlığı kan üzerinde kurulmuştur. Dünyada ne kadar terör hareketleri varsa, inanınız, hepsinin temelinde bu uygarlığın hain planları yatmaktadır.

 Bugün hareket halinde olan IŞİD, PKK gibi terör odaklarını besleyenlerin onlar olduğu artık ortadaki bir gerçek. ABD eski Dışişleri kadın Bakanı Rayz ile Bin Ladin’in kol kola fotoğrafları sosyal medyada arzı endam ediyor.

Ben yine dönüp dolaşıp Galip bebeğe gelmek istiyorum:

Onu gördükten sonra dünyam allak bullak oldu. Bir torunlarım aklıma geliyor, bir Galip bebek! Ya o iki çocuğun anneleri?

Bundan sonra denizle, sahillerle ilgili şiir yazanlar, bu çocukların bu hallerinden söz etmezlerse, yazdıkları şeyler cılız kalacaktır.

Gelen dalga, galip bebeğin yüzünü yalarken acaba ona neler söylüyordu? “Üzülme bebek, Rabbim seni belki de tüm vahşilerin intikamını almak için bu sahilde benim kucağıma verdi” mi demek istiyordu?

Firavun, Musa gelecek diye 250 bin erkek çocuğun başını kestirmişti! Musa, bu 250 bin çocuğun gücüyle donatılarak, Allah tarafından Firavun’a gönderildi ve onu yok etti. Rivayetler böyle diyor.

Galip bebek de önce Esad zulmünü Suriye’de ve sonra Avrupa barbarlığını yok edecek ruhaniyetini, gelecek nesillere bırakarak göçtü dünyadan. Hangi zalim cezasını çekmeden dünyadan göçmüştür? Hangi zalim dünyada rahat ve mutlu yaşayabilmiştir? Bir örneği yoktur.

Galip bebeğin intikamı karşı taraf için çok acı olacaktır!

Kehanet ve keramet değil bu, tarihi iyi okursanız aynı sonuca varırsınız. Allah hangi mazlumun intikamını almamıştır?

Ey Bodrumlular!

Sahilinize bir ateş düştü. Bu ateşi hayatınızın içinde söndürmezseniz, hepinizin yürek sahilini yakacaktır, bilesiniz.

Galip bebek, aynı zamanda Bodrum’un sınav sorusudur!

D. Ali TAŞÇI  (dalitasci@hotmail.com) 

Twitter:@DAliTasci