Müslümanların adresi

  • GİRİŞ21.11.2016 06:45
  • GÜNCELLEME22.11.2016 08:25

“Namaz kılın, müşriklerden olmayın.” (Rum:31)

 “ Sabahın iki rekât sünneti, dünyadan ve dünyadaki bütün varlıklardan hayırlıdır. “ ( Müslim. İhya, C.1, S. 5)

Bütün mesele, Allah’a ve Ahiret Günü’ne inanmak meselesidir. Bir insan gerçekten Yaratıcı Mutlak bir Güç’ün varlığına ve öldükten sonra da dirilmeye ve sonsuz bir hayata inanıyorsa, onun için ibadet bir problem oluşturmaz; bilakis, zevk haline dönüşür. Gaye Allah ise, hatalar af edilir, hatta sevaba çevrilir; amaç dünya ise, sevaplar hataya dönüşür.

 “Ümmetimden ahir zamanda öyle insanlar gelecek ki, onlar mescitlerde halka halka oturacaklar; onların zikirleri dünyalık ve dünya sevgisidir. Onlara arkadaş olmayın. Allahu Teâlâ’nın onlara ihtiyacı yoktur.” ( İhya. C.1, S.416 )

Müslümanlar bu Hadis-i Şerif’ten kendi hesaplarına pay çıkarmalıdır. Allah’a, Allah’ın istediği tarzda secde edenleri Allah, dünyada da Ahiret’te de zelil etmez. Müslümanlar bugün dünyada zelil bir hayat yaşıyorlarsa, secdelerini gözden geçirmelidirler.

İnsan Baki olandan gelip Baki olana gittiği için, içinde beka duygusu vardır. “ Ölür ise tenler ölür, canlar ölesi değil. “ diyen Yunus, bu duyguya işaret etmektedir. Hâlbuki dünya, ebedi kalınacak bir yer değildir. İnsan aldanarak içindeki beka duygusunu dünyada tatmak ister. Bunun için de dünyayı zihninde ebedileştirir. Bu, onun paradoksu, yanılsamasıdır.

İnsan, ebediyeti için yatırım yapmayı sever; bütün çabası bunun içindir. Ne var ki, salt aklıyla bunu gerçekleştiremez, vahye muhtaçtır. Vahye kulak vermeyen insan, kaybolmuş insandır. O, kendini fani olanın içinde arama ve sıkışma buhranından kurtaramayacaktır.

 Kaldı ki namaz, dünya için de bir arınma vesilesidir:

" … Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. “ ( Ankebut: 45 )

Namaz kılmayan bir insanın, ben arınmışım, hayâsızlıktan ve kötülükten uzağım, demesi, Allah’ın bu ayetine terstir ve Allah’a iftiradır.

 Su kirli ise bir sürü işlemlerden geçirilerek arındırılır ve içime hazır hale getirilir. El kirli ise yıkanır ve yemek yemeğe hazır hale getirilir… Beş duyumuza hitap eden kirlilikler somut bir biçimde temizleniyor ve hayata hazır hale getirilebiliyor da, ruhumuzu kirleten ve dolayısıyla ebedi dünyamızı karartan manevi kirliliklerimizi hangi sabunla temizleyeceğiz ki, ruhen de temiz olalım? Kaldı ki ruhen temiz olmayanların dünyada sebep oldukları kirlilikleri görebilmek de ayrıca bir ruh temizliği gerektirmektedir.

 “ Allah’a secde et ve yaklaş. “ ( Alak: 19 )

Secde etmek demek, O’nu bütün varlığınla kabullenmek demektir. Secde, aynı zamanda tüm hayatı, hayatı Yaratan’ın emri doğrultusunda yaşamaktır. Arınmak için secde etmek şarttır. O zaman Peygamber (AS) Efendimizin şu sözüne kulak vermemiz gerekir:

“ Beş vakit namaz ( kılan ), evinin önünde bol miktarda akan tatlı bir suya günde beş defa yıkanan gibidir. Bu adamda kir namına bir şey kalır mı?” “Hayır, bir şey kalmaz, dediler.” Peygamber Efendimiz, “İşte su, kiri giderdiği gibi, beş vakit namaz da günahları mahveder.”

Yaz mevsimi gelince tatil yapmak için yarışanlar, ruhunuzu hiç tatile çıkarmadan, onu dinlendirmeden ebedi bir yolculuğa çıkmak akıl işi midir? Ruhu dinlendirmenin yolu namazdır, ibadetlerdir.

Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz: Her namaz kılan iyi değildir, ama Allah katındaki iyiler mutlaka namaz kılanlardan çıkar.

Kendimizin ve dolayısıyla çevremizin iyileşmesi için arınmak gerekir. Doğadaki maden filizlerini arındırmadan altın elde edemezsiniz. Kömür arınmadan elmas olmaz da günde en az beş kere Rabbine secde etmeyen biri nasıl arınabilir? Arınmayanların iktidarında halk kan kusmaz mı? Bugün dünyada yaşananlar bundan farksız mı? Müslüman’ım diyenler ve bu ateşe körükle gidenler, en az onlar kadar sorumlu değiller mi?

Arınmak için namaz şarttır; olmazsa olmazdır. “ Yemek yemem ama yaşarım; su içmem, hava almam ama yaşarım! “ demek ne kadar abesse, “ Namaz kılmam, ama ben temizim, arınmışım. “ demek, ondan da abestir.

Her gün beş kez kendi elleriyle kalbini hançerleyen bir insan yaşayabilir mi? Her gün beş kez ruhunun kalbini ( ki onunla sonsuz yolculuğa çıkacaktır. ) kendi elleriyle hançerleyen insan, ben manen yaşıyorum diyebilir mi?

Varlığı ve seni yaratan Allah, bu sabah da müezzinin sesiyle seni namaza, yani kendine davet etti; sen uyudun ve Yaratan’ın davetine kulak vermedin. Öğle, ikindi, akşam, yatsı… hiç bu sesi duymadın!..

Şeytan, Allah’ın bir kere secde et emrine uymadığı ve muhalefet gösterdiği için şeytanlaştı ve ebediyyen lanetlik oldu! Biliyor musun, şeytan bile senden Allah’a sığınmaktadır!

 Ham meyve dala sıkı sıkıya tutunur, adeta yapışık olur. Meyve olgunlaştı mıydı dalda duramaz, ondan kopar. İnsanın dünyevi olması onun hamlığıdır, dünyadan hiç kopamaz; ama olgun insan dünyayı teğet geçer, mutluluk da buradadır; çünkü insan ebedi olarak dünyada kalacak değildir.

Dost acı söyler. Müslüman’san görevini yap, secde et. Secde et ve arın. Arın ki, hem sen mutlu ol, hem de insanlığa faydan dokunsun. Biliyor musun, dünyadaki zulümler, senin secdesizliğinin eseridir. Sen su olsaydın, ateş nasıl yaksındı çevreyi?

Müslümanın adresi Allah’tır. Secde, seni bu adrese götürecek olan binittir. Secden yoksa kaybolmuşsun, istediğin yere gidebilirsin!

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com)

Twitter:@DAliTasci                                                                                 

            

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat