İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu işverenlerin insafına terk edildi

  • GİRİŞ21.11.2013 11:41
  • GÜNCELLEME21.11.2013 11:41

Çalışma hayatından kaynaklanan risklerin yol açtığı bedeni, ruhi ve maddi zararların bir kısmının  önlenebilir olması, bir kısmının ise yol açtığı etkilerinin azaltılma ihtimali iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasını ve bu konuda yasal düzenlemeler yapılmasını zorunlu kılmıştır.

Yasal düzenlemelerin temel amaçlarından biri düzen sağlamaktır. Yasaların getirdiği kurallara uymayanları cezalandırıcı caydırıcı hükümler ise kanunun uygulanmasını artırır. Ancak İş Sağlığı ve Güvenliği alanında yapılan yasal düzenleme ve Yönetmelikler ne düzen sağlama fonksiyonunu yeterince yerine getirebildi ne de cezai yaptırımlar caydırıcı oldu. Çünkü ertelemeler ve denetimsizlik kanunun uygulanmasında tereddütler ve güvensizlikleri ortaya çıkardı. İşverenlerin önemli bir kısmı yeni ertelemeleri beklerken, diğer bir kısmı nasıl olsa denetim yapılamaz düşüncesiyle sorumluluklardan kaçınmaktadırlar. Son aylarda kanunu daha etkin uygulamaktan çok sorumlulukları azaltma, maliyetleri düşürme ve yeni ertelemeleri gündeme taşıma gayretleri ön plana çıkmaktadır. Kanun ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler erteleme ve denetlememe ihtimalini artırmıştır. Bu eğilime yeterince yetişmiş uzman ve doktorun olmadığı gerçeği de eklenince kanunu uygulamamak adeta meşrulaştırılılmıştır. Bu tespite bir de yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilave edildiğinde denetlememek eğiliminin artacağı beklenmektedir.

Sertifika sahibi yeterince iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve işyeri hemşiresinin olmadığı ülkemizde sertifika sahibi olan uzmanların ücretinde ortaya çıkan artış, kanunun uygulanması yerine yasal yükümlülüklerden kaçınmaya yol açmıştır. Mesela A sertifikasına sahip bir uzmanı aylık 20.000 TL'ye çalıştırmak yerine 10.000 TL. ceza ödemek daha caziptir. Bu cazibeye kapılan işverenlerimiz yasal yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmaktadır.

Çalışanları korumayı esas alan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin, aynı zamanda  üretimin ve işletmelerin de  güvenliğini sağladığı gerçeği fark edilmediğinden işverenler tarafından yapılacak harcamalar gereksiz maliyet olarak görülmekte, ciddi bir direnç ortaya çıkmaktadır.

Demokrasi ve Yasaların egemen olduğu toplumlar düzenli ve ihtilafların az olduğu toplumlardır. Düzenlemeler, insanların  ihtiyaç duyduğu güven ve huzuru tesis ederler. Ancak ülkemizde süreç böyle işlememekte yapılan düzenlemeler yeni sorunlara yol açmakta, yeni çatışmaları ortaya çıkarmaktadır.

Türkiye'nin temel sorunları arasında yer alan, bedeni, ruhi ve maddi açıdan zararlara yol açan, telafisi mümkün olmayan ölümleri doğuran iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek herkesin temel görevi olmalıdır. Bundan dolayı başta Çalışma Bakanı olmak üzere hükümet yetkilileri 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili değişiklik yapılmayacağı, kanunun uygulanmasına yönelik denetimlerin artırılacağını kamuoyuna açıklamalı ve bu konudaki belirsizliğe son vermelidirler.

sayimyorgun@gmail.com


Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat