Kürt Star
“Düşünce ve İfade Özgürlüğü”nü tüzüğünün temel maddelerinden biri haline getiren bir hareketin yolunun zorunlu olarak Diyarbakır’a uğrayacağı da aşikar.
- GİRİŞ10.01.2011 06:55
- GÜNCELLEME10.01.2011 06:55
Cem Boyner’i bilir hepiniz. Peki 90’lı yıllarda kurduğu hareketin ismini hatırlayanınız var mı ? Pek sanmam. Oysa Türkiye siyasi oluşumunun en önemli kavşaklarından birisi bu oluşum sayesinde dönülmüştür.
Cem Boyner, Kemal Derviş, Asaf Savaş Akat, Etyen Mahcupyan, Cengiz Çandar, Şerif Mardin gibi çok önemli liberal isimler hareketin Kurucular Kurulu Üyelerinden bazıları. Neyse zihninizi daha fazla yormayayım. Daha sonra partileşerek 95 seçimlerine katılacak olan YDH ( Yeni Demokrasi Hareketi ) nin kullandığı dil o dönemlere ( hatta açıkça söyleyeyim şimdiye göre bile ) çok cesurcaydı. Başta temel hak ve hürriyetlerin alanının genişletilmesi olmak üzere bugün çoğu başka hükümetler tarafından gerçekleştirilen birçok ‘açılım’ ilk kez YDH tarafından dile getirildi.
“Düşünce ve İfade Özgürlüğü”nü tüzüğünün temel maddelerinden biri haline getiren bir hareketin yolunun zorunlu olarak Diyarbakır’a uğrayacağı da aşikar. Nitekim öyle de oldu ve Cem Boyner hiç kimsenin söylemeye cesaret etmediği, edemediği söylemlerle adeta Kürtlerin avukatı konumuna geldi. Hatta Özal’ın “ fedaralleşmeyi tartışma” ifadesinin birkaç adım ötesini bile dillendirerek çok cesur taahhütlerde bile bulunabildi Cem Boyner. Yazık ki bu iyi niyet ve cesur söylemlerine rağmen girdiği ilk seçimde yüzde 1’ in altında oy alan hareket kendi kendini feshetmek zorunda kaldı.
İşte tam da Cem Boyner’ in Kürtlerle yatıp Kürtlerle kalktığı, her gün Güneydoğu sorununa ilişkin gazetelere yeni bir beyanat verdiği dönemlerde haftalık haber dergilerinin birinde mükemmel bir karikatür yayınlandı:
Cem Boyner YDH ambleminin asılı olduğu duvarın önünde masada oturmaktadır. Yardımcısı tereddütlü bir yüz ifadesiyle Cem Boyner’e soruyor;
“-Efendim çok mu fazla Kürt Partisi imajı çiziyoruz ?
Cem Boyner yanıtlıyor;
“-Yoğ be gurban ! “
***
Neyse karikatür bu. Bizim konumuz farklı ama eleştiriler aynı.
“-Hep politika yazıyorsun”,
“-Hep Kürtlerden bahsediyorsun” diye serzenişte bulunuyor arkadaşlarım.
“-Oysa ne güzel edebi yazıların vardı önceleri” diyerek ipucu bile veriyorlar.
“-Peki ” dedim geçen haftaki yazıdan sonra.
“-Bu hafta bambaşka bir şey yazacağım, edebiyattan bahsedeceğim, şark mitolojisinden kesitler sunacağım” diyecektim ki Fethullah Kırşan aradı. Kırşan TRT 6 ( asıl ismiyle terete şeş ) in koordinatörü. Yani patronu. Bana birkaç dakikalık konuşmamız esnasında heyecanla Kürt Star projesinin çok iyi gittiğini, inanılmaz bir ilgi olduğunu, reyting rekorları kıracaklarını, TRT 6’in bu sayede hak ettiği üne kavuşacağını ve bir canlı yayında da programa jüri üyesi olmam gerektiğini söyleyiverdi. Hele hele Sayın Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır gezisi esnasında 20 dakika TRT 6 ya demeç vermesinin kendilerinde yarattığı mutluluğu kelimelere sığdıramadı. Benim açımdan da heyecanlanmamak mümkün değildi. Düşünsenize yıllarca yasak olan bir dil, devletin kendi televizyonundan kendi starını belirlemek için çok önemli bir projeyle evlerimize konuk olacaktı.
“-Bundan daha önemli bir şey olamaz, bu heyecanı ben de bu haftaki yazımda yazmalıyım” dedim ve 15-16 Ocak’ta Diyarbakır’da yapılacak elemelere beraber gitme sözü vererek telefonu kapattım.
Ee şimdi yarın olacak. Arkadaşları biliyorum, yazıyı okumadan önce soracaklar;
”-Bu hafta da mı Kürtlerle ilgili yazı yazdın ? “
Ben de mecbur yapıştıracağım cevabı:
” Yoğ be gurban!”
Dr. Hamid Aydın - Haber 7
info@hamidaydin.com
Yorumlar8