Can Dündar'ın nasırına kim bastı?
Yuh yani, yuh, binlerce kez yuh. Ya hu ne zamandan beri hangi sitenin Google’da kaçıncı sırada çıkacağına Milli Eğitim Bakanlığı karar veriyor?
- GİRİŞ12.12.2011 07:39
- GÜNCELLEME12.12.2011 07:39
Hakikatte var mı yok mu bilmediğim- karizmasını Malta’daki jet-ski görüntüleri ile çizdiğini söyleyerek başlamış Can Dündar, Cübbeli Ahmet Hoca ile ilgili yazısına.
Cübbeli Ahmet Hoca, ben ve çevremde konuştuğum bir çok kişi için hayatımızda niçin bu kadar yer işgal ettiğine vakıf olamadığımız ilginç bir din alimi. 90'larda ‘Nasıl olur da hiç duymadığımız biri böyle birden bire televizyonlarımıza, gazetelerimize ve hayatımıza dalabiliyor?’ diye Fatih Altaylı için benzer bir kuşkuya kapılmıştım.
Böyle hızlı şöhretler, her yerden bitmeler, hiç bir zaman hayra alamet değildir zaten. Zamanında çarçabuk şöhret olmuş genç bir sanatçı kızımız bir röportajında “asansör varken niçin merdivenlerle tepeye çıkmaya uğraşayım ki” demiş, bunun üzerine kendisini Beyaz Show’a konuk eden Beyazıt Öztürk konuya bodoslama dalarak sorulabilecek en güzel soruyu sormuştu:
“-Kim bu asansör?”
Hak etseler bile çevredeki bir çok kişinin “asansör”ünün kim olduğunu o günden beri merak etmekten kendimi alamıyorum.
Can Dündar’ın, Fuhuş suçlamaları üzerine hazır çıplak yakalamışken Cübbeli Ahmet Hoca’ya son yazısında ‘giydirmesi’nin elbet bir sebebi var. Efendim Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların öğretmenler ve öğrenciler tarafından kullanılan bilgisayarları bazı sitelere kapalıymış. Can Dündar da kendi kişisel sitesini kontrol ettirmiş ve ‘inanmayacaksınız’ ama sitede şu ibare karşısına çıkmış:
"Bu siteye erişim, sakıncalı içeriğinden dolayı, Milli Eğitim Bakanlığı isteğiyle, Türk Telekom A.Ş. tarafından engellenmiştir."
Kısa bir araştırma neticesinde bu bilgisayarlarda kişisel bütün sitelere erişimin engellendiğini öğrenen Dündar verilen bilgi ile yetinmemiş ve Mehmet Ali Birand ile Uğur Dündar’ın sitelerini kontrol etmiş, bu sitelerin erişime açık olduğunu ‘dehşetle’ fark etmiş. Ondan sonrası malum; Vur beline kazmayı.
Dündar’ın yazısından Fethullah Gülen’in, Harun Yahya’nın sitelerinin açık olmasından da haz etmediği rahatça anlaşılıyor.
Neyse bunların tümüne tamam da bu bilgisayarlarda Turan Dursun'un sitesinin açılmadığını söylemekle öyle bir ihanete düşüyor ki Dündar, anlamak mümkün değil.
Ardından da bir öğrenciye öğretmeni evrim teorisi ile ilgili bir ödev verir ve öğrenci ödevi için internetten yardım almaya karar verirse deyip ödevin akıbetini şöyle varsayıyor Can Dündar:
“Google'a "evrim teorisi" yazınca, teorinin yalanlarına ve nasıl çöktüğüne dair yüzlerce site çıkacak karşılarına...
Teoriyi hakkıyla anlatan adil bir değerlendirme bulmak için epey arka sayfalara gitmeleri ve çok uğraşmaları gerekecek.
O yüzden ödevler, hayli dini içerikli geliyormuş son dönemde; tıpkı teşvik edilen siteler gibi...”
Yuh yani, yuh, binlerce kez yuh. Ya hu ne zamandan beri hangi sitenin Google’da kaçıncı sırada çıkacağına Milli Eğitim Bakanlığı karar veriyor? Bilmiyorsanız bari öğrenin de öyle yazın.
Dünyada web sitelerinin Optimizasyon ve SEO çalışmaları internet aleminin en karmaşık ve çözülmesi çok zor parametrelerine bağlıdır. Google, herhangi bir anahtar kelimeyi arama çubuğuna yazdığınızda (varsayalım evrim teorisi) hangi siteyi kaçınca sırada çıkaracağına ilişkin yazılımı Coca Cola’nın formülünden daha büyük bir gizlikle saklamakta ve bu konudaki ölçütlerini sürekli değiştirmektedir. Bu sıralamaya ne Milli Eğitim Bakanlığı ne de Türkiye Cumhuriyeti karar verebilir.
Ancak Can Dündar’a bir öğüdüm var. Çok istiyorsa Turan Dursun ve Evrim Teorisi sitelerini paralarını ödeyerek sahiplerinden satın alır, SEO çalışmaları yapan profesyonel bir firma ile anlaşarak parasını öder, köşe yazılarına bir süre ara vererek bu sitelere düzenli içerik desteğini verir ve bu sitelerin istediği anahtar kelimelerde Google aramalarında üstte çıkması sağlayabilir.
O zaman o meraklısı olduğu sitelere Google’un hakettiği değeri vermesi için dedikodu ve kıskançlık yazıları yazacağına gerçekten kendince bir şeyler yapmış olur.
Ha bir de şu var: Cübbeli Ahmet Hoca’nın “Beyaz kadın ticaretini azmettirmek” le suçlandığını kasıla kasıla yazan Can Dündar’ın, Kılıçdaroğlu-Baykal kavgası arasında ezilen ve tacize uğrayan İklim Bayraktar’ı açıkça hedef gösterirken, bu gazeteci meslektaşını “beyaz kadın” dan sayıp saymadığını da merak etmeden duramıyorum. O da ayrı.
Dr. Hamid Aydın - Haber 7
dr.hamid@estetistanbul.com
twitter.com/hamidaydin
Yorumlar12