Erkek arkadaşlarıyla el ele gezen türbanlı kızlar da artacak... Namaz kılan mini etekli kızlar da çoğalacak.... Meyhanelerde kadeh tokuşturan arkadaşlarına portakal suyuyla refakat eden türbanlı kadınlar da olacak...

Uyuşturucu ile murat edilen uyku ve sersemlik yapmak ise, bazı ilaçların bu yan tesire yol açtığı doğrudur.

Eminim bu yazıyı okuyan bir sürü insan, 'Yazının başlığı Dünyanın En takıntılı Adamı. Ben de takıntıda Hughes'dan aşağı kalmam diyecektir.

Bir psikiyatri uzmanı olarak, Metin Münir'in Psikiyatrinin Uydurma Hastalıkları yazısındaki iddialara karşı bana söz düştüğününü düşünüyorum,

Araplara barışın güzelliğini anlatabilecek, barışa ikna edebilecek tek adam Tayyip Erdoğan'dır.

1920'lerin başlarına kadar, dedelerimizin teb'ası olduğu devlet, başındaki şahsın babasının malıydı.

Tekbîr'i ve salât-ı ümmiyye'si Osmanlı coğrafyasında, ibâdetlerin en lezzetli parçası haline geldi. 'Oruçlar light oldu, bayramların tadı kaçtı' diye yakarıp durmak nâfile.

Sizlere bugün bazı itiraflarda bulunmak istiyorum. Bizlerden daha kuvvetli mü'min olduğunuzu biliyoruz. Takvâda sizlerle yarışmıyoruz.

Benden daha çok Müslüman olan okuyucular, bu yazıya herhalde kızacaklar. Neyzen Tevfik'in mısrâlarıyla savunayım kendimi:

''Müslüman arkadaşlarım var, onları çok severim ama..., Kürt arkadaşlarım var, çok severim ama..., Ermeni arkadaşlarım var, çok severim ama...' Bu aslında ne demek?

1970'ler boyunca vatansever sağcılar ve vatansever solcular, birbirlerini öldürdü, Vatanseverlikte onlardan aşağı kalmayan devlet de sağcıları ve solcuları öldürdü.

İstanbul’un sadece binaları değişmedi. İnsanları de değişti, baş döndürücü bir hızla…

Galatasaraylılar 'Siz hâlâ annenizin liginde mi oynuyorsunuz?' derlerdi. Daha da kötüsü oldu, Bank Asya'nın yolu göründü.

Mühim olan Amerika'yı keşfetmek değil, Amerika'yı keşfederken kişinin geçirdiği değişimdir. Evet, Amerika'yı yeniden keşfetmek şart, hem de her gün.

Bu şiir Avni’nin. Bildiğiniz Fatih Sultan Mehmet. 1990’larda yaşasaydı, yanarak ölmekten kurtulmak için, herhalde İngiltere’ye kaçıp koruma istemesi gerekecekti.

Hakikat beni tekzip etti diye, ben de mi kendi kendimi tekzip etmeliyim? Hayat beni inkâr etti diye, ben de mi kendimi inkâr etmeliyim?

Medeniyetlerin (İslam medeniyeti de dahil) harcındaki en mühim unsurun matematik olduğu bu kadar açıkken, kimse de bana tükürdüğümü yalatmaya kalkmaz herhalde…

Kısa-kara-kıllı bacaklı, göbeğini kaşıyan, mercimek ve nohutla beslenen, hatta bir kısmı Kürt olmak gibi affedilmez hata yapan cahil halkımız yine sol gösterip sağ vurdu.